Fıkralarla, gülmeğe çalışacağız demiştik, hafta sonları devam ediyoruz… İşte hoşlanacağınızı sandığım birkaç fıkra… Baş aşağı iken de gülünür… “rahip ve rahibe…” Bir rahip aracında tek başına seyir halindeyken, yolda bekleyen bir rahibeye rastlar… Arabasını durdurur ve rahibeyi istediği yere kadar götürebileceğini söyler… Rahibe arabaya biner ve bacak, bacak üzerine atarken etekleri sıyrılır ve şahane bacakları açılır… Gözü bacaklara dalan rahip neredeyse kaza yapacaktır… Çevik bir hareketle arabayı düzeltir ve bu bahaneyle elini bacaklara atar…
—Rahibe ona bakarak; “129. ayeti hatırlayın peder…”
—Peder sinirlenerek özür diler… Ama gözünü bir türlü bacaklardan ayıramaz… Vites değiştirmek bahanesiyle elini yine bacaklara atar…
—Rahibe bir kere daha; “129. ayeti hatırlayın peder…” Der…
—Peder bir kere daha “bu zayıflığım için özür dilerim…” Der… Manastıra yaklaşınca, rahibe arabadan inerken Peder'e anlamlı bir göz kırpar ve uzaklaşır… Peder Kiliseye varır varmaz, kitabı karıştırmaya başlar ve 129. ayete bakar… Ayette; şunlar yazmaktadır… “ileri gidin ve araştırın, sonunda zafere ulaşacaksınız…” “ihtiyar adam…”
Seksenlik ihtiyar, yirmi yaşında bir kıza âşık olur ve evlenirler… Küçük kasabada bu evlilik büyük olay olur… Bir yıl sonra ihtiyar adam karısını doğuma götürür… Herkes şaşkınlık içindedir, hemşire doğumhaneden çıkar ve
—Bu mükemmel bir şey, bu yaşta bunu nasıl becerdiniz?
—İhtiyar; “eee, motoru her zaman sıcak tutacaksın…” Kızım der…
Ertesi yıl ihtiyar ve genç eşi yine doğumhanededir… Hemşire şaşkınlık içinde “tebrik ederim bu olağanüstü bir şey” deyince ihtiyar kıs, kıs gülümseyerek…
—Sana söylemiştim “motoru her zaman sıcak tutacaksın…”
Sonraki yıl, ihtiyarın karısı yine hamiledir ve karısı doğumhanede iken her zamanki hemşire yine gelir ihtiyara;
—Vay be “ne erkekmişsin…” Der…
—İhtiyar adam yine “motoru sıcak tutacaksın…” Diye cevap verince hemşire atılır…
—Eh artık motorun yağını da değiştirsen iyi olur… “bu defaki zenci…” “sormuşlar…”
Değişik milletlerden evli kadınlara şu soruyu sormuşlar; “kocanız sizi aldatırsa ne yaparsınız…”
—İsveçli Hanım: “kendisine neyim eksik olduğunu sorarım…”
—Rus Hanım: “evi terk ederim…”
—İngiliz Hanım: “benimle bile olamıyor, beni nasıl aldatacak…”
—Yugoslav Hanım: “tebrik ederim…”
—Amerikalı Hanım: “intihar ederim…”
—Fransız Hanım: “hiç sesimi çıkartmadan sevgilimin kollarına koşarım…”
—İtalyan Hanım: “kadını vururum…”
—İspanyol Hanım: “kocamı vururum…”
—Yunanlı Hanım: “hem kadını hem kocamı vururum…”
—Türk Hanım: “benim kocam asla öyle şeyler yapmaz…” Bir duvar yazısı: “Ajda Pekgenç yüzünü gerdirmeye devam ediyor... O kadar germişler ki yüzündeki ben eskiden ayağındaymış…” Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur”.
[email protected]