• 1-Bu kenti yönetenler gürültü kirliliğinin önüne geçme konusunda çaresiz kalıyorlar..Yani ellerinden bir şey gelmiyor.. 2- Gürültüyü önlemek için Vilayet, emniyet ve belediyeler kararlı değil, yani inanmıyorlar.. 3- Kendi yaşam biçimlerini devam ettirmeye kararlı olan ve toplumu uykusuz bırakmak, huzursuz etmek gibi insani hakları hiçe sayanlar için artık Gaziantep bir cennet.. 4-AK Parti İl Başkanı Ahmet Uzer'in bile yargıyı etkilediği iddia edilen söylemleri, gürültü kirliliği konusunda etkisini gösterememiştir..Çünkü bunu en son Cuma ve cumartesi günkü Gaziantep'in portresi net şekilde ortaya çıkarmıştır.. 5- Ve gürültü konusunda umudunu Ahmet Uzer'e bağlayan ve Sayın Uzer'in bu yöndeki "Valinin yerinde olsam yasaklarım"şeklinde yaptığı açıklamaya karşın ben; hala gürültü yazısı yazıyor isem.. Her gece olduğu gibi özellikle son 2 gecede havai fişek bombaları patlatılıyor, silahlar sıkılıyor, düğün konvoylarının korna seslerinden öte, gelinle damadın evinin önünde yollar kapatılıyor, davullar çalınıyor, halaylar sekiliyor, silahlar sıkılıyor ve o bölgelerde oturan vatandaşların uykularından uyanıp da polisi aramalarına rağmen, o polis ekibinin müdahele şansının fazla olmadığını duyuyor isem... Bir tatil gününde insanlar sabahın erken saatlerinde (örnek Yeditepe) inşaat sesleriyle uyanıyor ve gürültü ile baş başa bırakılıyor, bu insanların şikayetlerini belediyelerin umursamadığını görüyor isem... İşte burada kendime "DUR"diyor ve "bu memlekete olan olmuş, artık kentin çivisi çıkmak üzere" diyerek bu konuya burada noktayı koyarak şehrimizi GÜRÜLTÜ ile baş başa bırakma kararı aldığımı üzülerek ifade etmek istiyorum...

  • BU ŞEHİR, KADERCİ VE ETLİYE SÜTLÜYE KARIŞMA ŞEHRİ OLUYOR

  • NEDEN ? Çünkü bu şehir artık eski Gaziantep değil.. Bu şehir GÜRÜLTÜ şehri.. Bu şehir yönetenlerin kent halkının sorunlarına kulak asmadığı bir şehir.. Sadece yönetim kademesi değil boşverimcilik yapan.. Toplumun büyük kısmı herşeyde KADERCİ olmuş.. "Etliye sütlüye karışma" saplantısı herkesin iliklerine işlemiş.. Odalar dahil Sivil Toplum Örgütleri, kentin özellikle yaz mevsimindeki en öncelikli sorununu hiç umursamaz hale gelmiş.. Çok enteresan, kendilerine tanınan hakları kullanmak istemiyorlar.. Oysa bu şehirde olup bitenlerden onlar da söz sahibi olabilmeli.. Başkanlarının, yöneticilerinin ve üyelerinin hepsinin de bu şehirde yaşayan birer vatandaş olduğunu görebilmeli.. Herşey sadece para kazanmak üzerine olmamalı.. Çünkü hepimiz bu şehirde yaşıyoruz.. Hepsinin de, hepimizin de çoluk çocukları var.. Burada doğuyor, burada geçimimizi sağlıyoruz.. Ve nihayetinde hepimizde burada toprağa verileceğiz.. Ben özellikle STK'ların ve Odaların kentin eğitim, sağlık, ulaşım, hava ve gürültü kirliliği gibi meselelerde görüş belirtmesi, yetkilileri sorumlu davranmaları konusunda göreve davet etmesi gerektiğini düşünüyorum..Hatta özellikle bu dönem kayıplarda olduğunu gözlemlediğim Baro'nun bile azıcık ses vermesini bekliyorum..

  • CHP'NİN GAZİANTEP'TE OLUP BİTENDEN HABERİ VARMI ?

  • Gelelim madalyonun öbür tarafına.. Hadi Odaları ve STK'ları, hatta nedense son dönemlerde toplumsal ve işlevsel görevini bir kenara itiveren Baro'yu da görmezden gelelim... Peki, Siyasi partiler niye kentin sorunları ve vatandaşın haklarını arama konusunda tembellik yapıyor dersiniz..Hadi İktidar partisini anlarız, olumsuz gelişmeler konusunda bazen sessiz kalmalarını hoşgörebiliriz.. Ama muhalefet partileri niye bu şehrin sorunlarını gündeme getirmez, uyarıcı ve yol gösterici misyon üstlenmez..

  • MHP bazı konularda yeterli olmasa da yine de ufak tefek ses veriyor.. Peki CHP nerede ? Bu partinin kaderindenmidir nedir, kim iş başına gelse, şehrin sorunlarıyla ilgilenmiyor. Kentte eğitim ne durumda, ulaşımda neler oluyor, belediyeler ne yapıyor, özellikle gürültü kirliliği konusu almış başını gidiyor, vatandaşlar isyan noktasına gelmiş, ama CHP'den bunlarla ilgili tek bir uyarı, açıklama ve takip ederek çözüm önerilerini sunma gibi bir hamleleri yok.. Varsa yoksa kendi iç çekişmeleri.. Birde Gazinatep'te alakası olmayan işler peşindeler.. Bugün de Sivas katliamıyla ilgili bir basın toplantısı yapacaklar.. Geçtiğimiz günlerde tutuklu milletvekilleri için yapmışlardı.. Elbette bunlar da olmalı.. Ama Allahaşkına birde Gaziantep'in sorunları için toplantı yapılamazmı ? Sanırım mevcut CHP yönetimi Gaziantepüstü bir politika yapıyor da biz anlamıyoruz.. Onun içindir ki, tüm enerjilerini Gaziantep dışı meseleler için harcıyorlar.. Tabii birde kendi kendileriyle uğraştıklarından şehrin sorunlarına el atmaya fırsat bulamıyorlar..

  • ASIM GÜZELBEY YEŞİLKENT MEZARLIĞINI GİDİP GÖRMELİ

  • Peşpeşe yakınlarımı kaybedince son zamanlarda Yeşilkent mezarlığına sık gider oldum.. Tabii burasını inceleyip görme imkanı buluyorum bu sayede..Bir kere şunu peşin söyleyeyim, Yeşilkent mezarlığı, her yönüyle fakirlerin garibanların mezarlığı.. Gidip görünce daha iyi anlarsınız.. Aslında bu bölgede mezarlık kararını verenler, sıkışıp kalan Asri mezarlığa nefes aldırmak istemişler. Çok da iyi yapmışlar.. Ama Yeşilkentin mezar haritası ve düzenlemesinin, mezarlık anlayışının ilkel ve uyduruk metodlarla yapılacağını düşünememişler..

  • Sayın Asım Güzelbey'den rica ediyorum gidip bir bakıversin.. Sanırım bu mezar yeri açma işi ihaleyle verilmiş.. Adamlar öyle acayip bir mezar düzenlemesi yapmışlar ki, inanılır gibi değil.. Aralar o kadar dar ki, yürümek için cambazlık yapmanız lazım.. Eşilen mezarın Eni boyu ve yüksekliği standartların çok çok üzerinde.. Öyleki normalde 80 santim veya 1 metre olması gereken mezar eninin 1 metre olanı yok gibi.. En küçüğü 1,5 metre. Hatta bazılarında iki metreyi geçiyor.. Uzunluğu 2 den başlayıp 3 hatta 4 metreye ulaşanlar var. Oysa standartlar 2 metreyi en uzun olarak gösteriyor.. Tabii özel cenazeler hariç.. Derinlik zaten söylemeye gerek yok.. Sanki kuyu mübarek.. En kötüsü üst taşları koyacak kenar yapılmamış.. Defin işlemi yapan personel elinde kazma kürekle yer ayarlıyor.. Yani neresinden baksanız tam bir kepazelik.. Defin sırasında gerekli olan topraklar uzaktan zembille taşınıyor.. Ama bu da cenaze sahiplerine yaptırılıyor.. Zaten mezara bir traktör toprak dökseniz yine dolduramıyorsunuz.. Öylesine berbat bir durum.. Söyleyeceğim şu, Sayın Asım Güzelbey, Yeşilkent Mezarlığının mezar açma ihalesini kim alıp böylesine baştan savma yaptıysa, bu adamları buldurmalı ve mezarların hepsini adam gibi yaptırıp düzenlettirmeli.. Tabii bunu yerine getirmek için en doğrusu bugün fırsat bulup ta Yeşilkent'e gidip kendi gözleriyle görmesi gerekir..

  • SOSYAL MEDYA UFKUMUZU AÇIYOR

  • Bazıları küçümseyebilir, bazıları ise umursamaz davranabilir.. Ama ben sosyal medyayı son derece ciddiye alıyorum.. Önce Facebook ile başlayan sosyal medya atağım, Twitter ile devam ediyor. Her ikisini de kullanıyorum. Twitter daha başka tabii.. Sorular cevaplar, anında bilgiler, duyurular ve görüşler.. Tabii benim çizgim, bilgi ve haber ağırlıklı olarak, özellikle hitap şekillerinde terbiye ve seviye sınırları içindedir.. Bazıları ortaya küfürler eder, yalanlar söyler, iftiralar atar.. Kendi haline bakmaz herkesi namussuz yapmaya kalkarlar.. Ahlaksızlığın daniskasını yaparlar, ama başkalarını da aynı kefeye koymaya kalkarlar..Ama bunlar itibar görmezler ve onlar sadece kendi çöplüklerinde kalır..

  • Hem Facebook'ta hemde Twitter'de bazen o kadar güzel söyler buluyorsunuz ki, o an kafanızdan geçeni adeta okuyorsunuz.. İşte bunlardan ikisini sizler için paylaşmayı uygun gördüm..Özellikle son günlerde tam da söylemek istediğim şeyler adresine o kadar güzel yakışıyorki, bunlardan sizlerde kendinize pay çıkartabilirsiniz diye düşünüyorum..

  • TEŞEKKÜR..

  • Gelen okur yorumları bazen sizi motive ediyor..İşte bunlardan birisi..

  • Sayın Özekşi... Gazeteniz ve isminiz kentimizle çok özdeşleşti.Hemen her hafta kentin ortak sorunlarını dile getiriyor bazılarınınsa çözümünü sağlıyorsunuz. Sorunlarımıza tercüman olmanız toplumumuzda çevreyi sahiplenen insanları güçlü kılıyor.Bizlere cesaret veriyor.En önemli toplumsal sorunumuz olan neme lazımcılık olmasa çevreyi kirleten insanlar azınlık haline gelir.Yazılarınızda sıklıkla bu konuya da değinmenizi önemle istirham ediyorum. Saygılarımla Bayram Boyno- ODTÜ - EE