Sevgisidir, akşam üzre dağlayan beni
Toroslarda o sultan ki, bağlayan beni
İşte geçti yıllar, sensin pirim üstadım
Sensin ey aşk, yeryüzünde anlayan beni (0n syf 75)
?bir ben vardır /bende benden içerü? diyen ata dedemiz Yunus?un şiir nefesi, torunlarının şiiri arayan dizelerinde de elbet yerini alacaktır. İşte bu minval üzere Muhlis Salihoğlu ?aşk aşk? diye haykırdığı bu emsalsiz dizelerde, tanrı aşkına giden yolun yolcusu olarak Leyla?ya meftun bir mecnun rolünde elbette ısrar edecektir diye düşünüyorum.
Ete,suya,kuşa
Değdi
Gün güneşi eğdi
O eğilmedi

Kuş kanat içinde
Gök gece içinde
Uçtu
Suya değdi
O değmedi

Taşa, toprağa, ağaca
Aktı
Zaman güneşe yandı
O yanmadı (büyükle eğik/syf81)
Muhlis Salihoğlu?nun 1978 Tarihli bu şiirini, bir Gaziantep büyüğü saydığım Hüseyin Beyaz?ın 1 Temmuz 1940 tarihli ?Başpınar? dergisinin 5. Sayfasında yayınlanan ?ay ve gün? adlı şiirine yakın buldum. Söylem tarzı ve şiir sesi olarak her iki şairin birbirine yakın bir dil morfolojisi kullanmasına ayrıca sevindiğimi ifade etmeliyim.
Yeni boylam kolları
Sesi deldi yolları
Güney batı yanları
Ezgi sözden aşağı

Bin bayrak elli ozan
Dizeleri dar liman
Esrik yüzeyi her an
Kalır dilden aşağı ( *************)
Muhlis Salihoğlu?nun güçlü bir şair damarından beslendiği belli, bu da güçlü bir şairlik algısının habercisi gibi. Daha çok ?yenilikçi şiir? akımının etkisiyle ve şiirde felsefeyi irdeleyen soyut şiirler yazmayı yeğlediği ve yazın sanatının ?zor anlaşılır şairler? grubundan olduğu söylense de ben Muhlis Salihoğlu?nun arı ve duru bir Türkçe ile, hazmı kolay şiirlere imza attığı kanaatindeyim.
Gök yerin elinde mi?
Yer göğün yerinde mi?
Düşüverse bir yanı,
Acep renk renginde mi? (Gündüzleyin Kaydırmaca syf 91)
Kilissever bir Gaziantep ?li olarak bir Kilis Büyüğü olarak tespit ettiğim Muhlis Salihoğlu?nu, şiirini,
Sanatını ve bu serhat şehrin sinesindeki duruşunu selamlıyorum.