Gül, Şehir Hastanesinin 2019'un sonuna kadar tamamlanmasının öngörüldüğünü, böylece kentin sağlık üssü olacağını kaydetti. Gül, aynı zamanda Gaziantep'te başlayan ve yargı mersuplarının teknik, fiziki sorunları ile adliye teşkilatının problemlerinin ele alındığı toplantının çok verimli geçtiğini, Adalet Bakanlığına 3 bin 500 personel alımı yapılacağına dikkati çekti.

6 BİN GENÇ ADLİYEYE

Gül, ayrıca 2 bin 500 zabıt katibi ve mübaşir alımı gerçekleştirileceğini böylece yaklaşık 6 bin genci adliye teşkilatları bünyesinde istihdam etmiş olacaklarına vurguladı. Gül, "Onlara da bu vesileyle çağrıda bulunalım. Bin 500 hakim ve savcı için de ilana çıktık. Türk adli çalışanı olmak büyük bir şereftir. Çalışan tüm savcı ve hakimlerimize mübarişrine ve herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.

GÜLEN'İN İADESİNDE ENGEL KALMAMIŞTIR

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Gülen'in iadesine ilişkin, "Kısa bir süre önce sözleşmeler kapsamında bütün taahhütler yerine getirilmiştir. Yani şekli anlamda iadesiyle ilgili hiçbir engel kalmamıştır." dedi. FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edilmesine ilişkin karara bağlanan davayla ilgili görüşleri sorulan Gül, "Elbette kim hangi cezayı hak ediyorsa o cezayı alacaktır. Beraat etmesi gereken beraat ediyor, ceza alması gereken ceza alıyor. Bunun kararını veren de bağımsız Türk mahkemeleridir." ifadesini kullandı.

ADALET TECELLİ ETMELİ

Gül, yargılamaların adil bir şekilde ve büyük bir özveriyle, hakimlerin geç saatlere kadar çalışması sonucu devam ettiğini aktararak, milletin beklentisinin adaletin bir an evvel tecelli etmesi olduğunu bildirdi. "Cumhurbaşkanımızın canına kast etmek için 'biz buradayız şimdi nerede' diye hesap soranlar, kendilerini Türkiye’nin eşkiyası gibi gören terör örgütleri hak ettikleri cezayı almışlardır." diyen Gül, şöyle devam etti: "O gün Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla 80 milyon Türkiye’nin bekasına sahip çıkmıştır. Bu alçaklığa yapan alçak terör örgütü de bugün adil bir şekilde yargılanmaktadır. Milletimiz müsterif olsun. Türkiye, sokakta bulunan bir ülke değildir. Hangi terör örgütü olursa olsun Türkiye’ye diz çöktürmek isteyen bütün terör örgütleriyle, bütün kurumlarımız mücedelesini sürdürecektir. Yargı da hukuk çerçevesinde, kendisine verilen yetkiler çerçevesinde yargılamayı yapmaktadır. Şunu herkes bilsin ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerine yapılan bütün bu propagandalar, hatta o gece suikast çabası şunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımızın varlığı Türkiye Cumhuriyeti'nin bakası için çok önemlidir. Bunun farkındalar. Cumhurbaşkanı bütün hayatını Türkiye Cumhuriyeti'nin daha güçlü olması için adamıştır. Hamdolsun milletimizin sayesinde o gece de büyük bir suikast girişimi Allah’ın yardımıyla, milletin duasıyla atlatılmıştır. Ama şunu herkes bilsin ki Türkiye’ye kimse diz çöktüremeyecek, Recep Tayyip Erdoğan’a kimse diz çöktüremeyecek. Aziz Türk milletine kimse diz çöktüremeyecek. Kıyamete kadar İstiklal Marşımız, bayrağımız özgürce dalgalanacaktır. Çok önemli bir karardır. Bu kararın neticesinde örgütün de büyük bir çözülme içerisinde olduğunu ve rüyalarla, birbirlerine farklı şeylerle tarihler vererek gaz verenlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar ciddi bir devlet olduğunu görmeleri açısından da önemli bir gelişme diye düşünüyorum."

SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ

Bakan Gül, sorular üzerine 6-7 Ekim olaylarının yıl dönümü de değerlendirdi. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve yargının bağımsızlığına sonuna kadar inandıklarını belirten Gül, şu görüşlere yer verdi: "Türkiye'de savcılar, mahkemeler bağımsız bir şekilde görevlerini yapıyor. Bizler de kamuoyu ile süreci takip ediyoruz. 6-7 Ekim olayları gerçekten Türkiye'deki huzur ortamını bozmaya yönelik çok provakatif eylemlerdi. Bu konular yargı nezdinde bağımsız bir şekilde yürüyor. Bizler de birlikte takip ediyoruz. Türkiye'de 80 milyonun birliğini, dirliğini ve kardeşliğini kimse bozamaz. Bozmak isteyenler de yargı önünde hesap vermeye çıkar. Bu süreci hep birlikte takip ediyoruz."