O bir lise, adı Gaziantep'le özdeş Gaziantep Lisesi.

Aradan bir hayli zaman geçmiş. Saçlarına zamanın karlar yağdırdığı bu gençler neden her yıl bu lisenin bahçesinde toplanıyorlar?

Halbuki zamana karşı direnen yaşı ilerlemiş bu gençlerin bu liseden daha fazla eğitim gördükleri, daha fazla zaman geçirdikleri fakülteleri vardı.

Her bir Gaziantep Lise'linin daha farklı arkadaş ve dost grupları da elbet.

Hepsi bir yana, demek ki Gaziantep Lisesi'ne mensup olmak farklı bir duygu ve herkesin nasiplenemediği bir ayrıcalık.

Bu güzel insanları bu güzelliğin içine çeken bir albeni var.

Çünki onlar 'Geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir' diyen Mustafa Kemal'in oğulları ve kızları.

Onlar damarlarında dolaşan kanın kaynamaya başladığı, duyguların gök kuşağının yedi rengine büründüğü, delikanlı çağın bütün ateşini yaktığı o emsalsiz çağı burada tanıdılar.

İdeolojinin asık suratını ilk kez burada gördüler. Devrimin ve aşkın romantizmini ilk kez burada yaşadılar.

Onlar suda balık
Havada kuş
Yerde karınca kadar çoktular
Korkak, cesur, cahil, hakim ve çocuk(tular) ve bu lisenin destanını onlar yazdılar. Sessizliği yırtarak ilerleyen o gür sesin sahibi onlardı.

Yapılmış ve yapılacak ne kadar güzel şey varsa onlardı.

Sevgiden yana, iyilikten yana. Merasimsiz ağlayan ulusumdan, bir kısrak başı gibi uzanan vatanımdan yana.

Alnımıza yazılmış sabır, künyemize işlenmiş namus gibi.

Takvimler 6 Mayıs 2012'yi ziyaret ediyordu. Zilin sesiyle okulumuzun bahçesinde toplandık.

Aradan geçen otuzbeş koca yılın ardından İstiklal'in bize söylettiği o kutsal marşı bir kere daha haykırdık göklere.

Birilerine inat, yönettiğini zannederek yönetilenlerin kör karanlığına inat. Söylemeye, haykırmaya ve savunmaya devam edeceğiz vatanımızı ve ulusumuzu.

Ve Gaziantepli olmanın ayrıcalığını Gaziantep Lisesi'ne mensup olmanın ayrıcalığıyla taçlandıranlar bu kez 10. Yıl Marşı'yla verdiler o mesajı dahili ve harici unsurlara.

Belli ki bu güzel insanlar bu güzel mekana sarıldıkça, bu güzel insanların ektiği tohumlar her yıl çiçeğe durdukça, bir şahadet parmağı gibi gökyüzünü işaret eden Türk Milli Eğitimi'nin bu abidevi eseri Kemalizmin en önemli mevziilerinden biri olmaya devam edecek.

Çünkü Cumhuriyetin Gaziantep Lisesi'ne, Gaziantep Lisesi'nin de Cumhuriyete ihtiyacı var.

Gaziantep Lisemizin kuruluşunun sene-i devriyesi münasebetiyle düzenlenen Geleneksel Baklava Günümüzün bütün yükünü omuzlayan, çilesini ve meşakkatini gülümseyerek karşılayan; Opr. Dr. Samet Bayrak'a ve ekibine şükran borçluyuz.

Çünkü, gül alıp, gül satan, gülü gülle tartan, bugünü bize yaşatan onlar.

Ne mutlu Gaziantep Liseliyim, ne mutlu Gaziantepliyim.

Ne mutlu Türküm diyebilene.