Bu yıl kongre yılı.. Gaziantep Ticaret Odasında seçim olacak.. Eyüp Bartıkın karşısına rakip çıkacak mı, nasıl olsa zaman içerisinde göreceğiz.. Bunu 'rakip çıkartılacakmı?' şekline de döndürebiliriz.. Sanki bu daha mantığa yakın gözüküyor.. Yani rakip çıkartılma meselesi..

Şunu asla gözardı etmemek lazım.. Gaziantep çok enteresan bir kent.. Gittikçe daha da enteresan oluyor, hatta dışardan görünen havası, içine girildiğinde sizi oksjiensiz bırakacak noktaya ulaşıyor.. Yani bu şehirde nefes alabilmek, oksijensiz kalmamak için çok becerikli ve maharetli olmak gerekiyor.. Bu beceri ve mahareti İRONİ olarak değerlendirmek gerekir elbette.. Mesela ben bir türlü BECERİKLİ olamadım..

Niye mi ? Çünkü, şimdi Eyüp Bartık üzerinde oynanan oyunları, onu şimdiden yıpratma adına harekete geçirilenlerin profilini görünce, Eyüp beye haksızlık edileceğini düşünmeye başladım..

İYİ BAŞLADI DEVAM ETTİREMEDİ

Oysa tam tersini yapmalıyım.. Çünkü Sayın Eyüp Bartık ile aramız göreve başladığından itibaren limoni.. Ben kongreyi kazanıp ta GTOya başkan olmadaki başarısını, daha sonraki evrelerde gösteremediğini düşünürüm.. Verdiği mesajlarda GTO üzerinde yapması gerekeni bir kenara bırakarak, kendi tarzıyla hemde çevresinde oluşanların da etkisinde kalarak, o doğrultuda hareket ettiğini gözledim hep.. Sonra ondaki bu zaafiyeti görenlerin, her geçen gün Eyüp beyi o eski havasından uzaklaştırıcı hamlelerine şahit oldum o günden bu güne kadar.. Çevresine doluşan ve tüm enerjilerini ticari hesaplar üzerinde oluşturanların bunları görme ve Eyüp beyi uyarma gibi meziyetleri olmadığından, gizli rakiplerine geniş alan bırakıldı..

Böylece bu şehirde daha çok Eyüp Bartıklar çıkmalı diyerek heyecanlanan onca genç işadamının hevesi kırıldı.. Oda da bütünlük sağlama konusunda doğru adımlar atılamadı.. Oda başkanlığı sorumluluğuyla hareket etme yönünde ciddi yanlışlar yaptı.. Tüm bunlara karşın, Odanın stratejisini değiştirmede, daha farklı kulvarlara girmede, yenilikçilik ve üretkenlik konusunda yapmış olduğu cesaretli hamlelerle kendine özgü bir yönetim biçimi şekillendirdi.. Geçmişe baktığımda, artıları ve eksileriyle değerlendirdiğimde asla kişisel düşünmeden, ki tarzım değil böyle düşünmek, Eyüp Bartıkın artılarının, eksilerinden daha fazla olduğunu söylemeliyim.. Ama şimdi Onu seçime daha zaman varken, bazı güçlerin yıpratma hesaplarının yapılması konusunda izledikleri politikayı ve bu stratejide kullanılan profilleri görünce, Eyüp Bartıkı daha masum gördüğümü söylemeliyim.. Elbette zaman var, elbette köprünün altından çok sular akacak. Elbette belden aşağı vurmalar bile başlayacak.. Bekleyip göreceğiz nasıl olsa.. Ama şimdiden söyleyeyim, Sayın Eyüp Bartıkın, Organize Sanayi işinde yediği çalımdan sonra toparlanacağını ve atağa geçeceğini, bundan sonra takımının gol yememesi için çalışacağını düşündüğümü belirtmeliyim.. Bu konuyu zaman zaman gündeme getirecek ve sizlerle paylaşacağım..

KENT İÇİ TRAFİĞİNDE DOĞRU İŞLER YAPILAMIYOR

Kent içi trafiğinde yaşanan sıkıntıların hergeçen gün düzeleceğine, daha da artması dikkat çekici.. OSBye gidiş gelişlerde yapılan iki köprülü kavşak elbette derin nefes aldırdı. Ancak görünen o ki, yetmiyor.. Mesai saatleri içerisinde şehir trafiği gerçekten berbat bir halde.. Bunun elbette çeşitli nedenleri var ama çözüme yönelik bir çalışmada, galiba tespit, teşhis ve tedavi yöntemlerinde yeterince doğru işler yapılamıyor..

Bu şehirde kavşakların araçlar tarafından park edilerek işgal edilmesi, hatta bazılarına Parkometre bile konulması zaten işin düzelmeyeceğinin belgesi niteleğini taşıyor.. Kent merkezi günün her saatinde kilitleniyor. İşyerleri önüne yapılan parklar, ulaşımı 3 hattan 2ye, 2 ise tek hatta düşürüyor.. Trafikte yeşil ışık süreleri bir türlü ayarlanamıyor..

Sarı ışıklar zaten CEHENNEM ZEBANİSİ gibi sizi sınava sokuyor.. Yandı yandı, göz açıp kapayıncaya kadar kırmızıya geçiyor ve çaresizce yakalanıyorsunuz. Adınız kırmızı ışıkta geçti oluyor ve cezayı yiyorsunuz.. Sayın Fatma Şahinden vatandaş olarak ricamız, kavşaklarda saniye sistemini tekrar başlatması.. Örneği kendimden vermek gerekirse, yeşil yanarken tereddüt ederek geçiyorum, çünkü sarı yanar mı, yanarsa kırmızıya yakalanmamak mümkün değil diye.. Oysa saniyeler çalışsa, hiç değilse görür ona göre araç kullanırım..

AY SONUNDA HERKESE CEZA YAĞACAK

TEDESin kokusu ay sonunda çıkacak. Çünkü insanlar hala farkında değil başlarına geleceklerin.. Nerede TEDES uygulaması var ise, orada artık hızı azaltmak gerekiyor.. Çünkü sistemin olduğu yol güzergahlarının her metrekaresinde TEDES çalışıyor ve kayıt yapıyor. Bu arada Sayın Fatma Şahini bir hatırlatmada bulunacağım. Birlikte gezerken söylemeyi unutmuşum.. Bir- Tedes uygulanan bazı cadde ve bulvarda hız limiti bilinmiyor. Varsa bile yeterli değil. 2- Kalyon Kavşağından Tuğay istikametine giderken ve dönüşte hız limiti 50 kilometre.. Bu hız tespitini kim yapmış ise, büyük yanlış yapmış.. Çünkü bu hız yüzünden trafik yavaşlıyor.. Sürücüler ciddi manada sıkıntı yaşıyor.. Bunu hatırlatmış olayım bu vesileyle..

YAVUZ HOCANIN MESAJINI ALDIM

SON NOKTA: Karşılıklı saygıya dayalı ilişkimize asla halel getirmediğim Gaziantep Üniversitesi Rektörü Sayın Yavuz Coşkun hocam bana sitemlerini iletmiş.. Aldım hocam mesajınızı.. Lütfen beni hoşgör hocam.. Şehir adına kendi kendime üstlendiğim misyonun gerektirdiklerini yapmaya çalışıyorum.. Bu şehirde en önemli STKların bile artık en önemli kent sorununu, kamuoyu ile paylaşma yerine, kent yöneticilerine söylemeyi ve iyi geçinme eyyamcılığını yapmayı öğrenemedim bir türlü hocam.. Gazetemde paylaşıyorum herşeyi.. Vatandaşın sesini duyuruyorum sadece.. Zaten çok yakında bu şehirde vatandaşın derdini anlatabilecek kimse de kalmayacak bu gidişle.. Şimdi siz Üniversite içindeki fıstık ağaçları konusunda istediğinizi yapın rahatça.. Bakmayın bana hocam.. Göreviniz biter, aramıza döner halkın içinde yaşamaya başlarsanız, şehirdeki sorunları anlatırsınız bende dinlerim hocam..

Hepinize iyi haftalar