Görünürde meslek gruplarının bir seçimiydi. Ancak kapı önündeki kitleselliğin, koridorlarda dizayn edilen ince ayarın ve koşar adım yaşanan telaşın bünyesinde biriktirdikleri sahnelenen bu oyunun salt bir seçim olmadığını gösteriyordu.
Zira işin ucunda Napolyon’un hatrik yaptığı, para musluğunun başında olmak gibi, parayı güce, gücü ranta takvil etmek gibi uzun vadeli bir macera söz konusuydu.
Nitekim paraya varmak oradan imtiyazlı yaşam durağına yol almak isteyenler ahlakın ve centilmenliğin dışında herşeyi kullandılar.
Etnikçilik, mezhep milliyetçiliği, yörecilik, aşiret bağı, günübirlik küçük çıkar hesaplarına varıncaya kadar bu seçimin üzerinde bir karabasan gibi duran kalleşlikler, hançer yaraları ve bizans oyunları da dahil olmak üzere her argümanı kullandılar.
Bu nedenle derin şüphelere gark olduk. Gark olduklarımız ise bizi kahretti.
Bu serzenişlerden dolayı meseleyi kişiselleştirmiş gibi bir görüntü vermek istemeyiz. Mesele aslında fazlasıyla toplumsal ve milli.
Fetö'yle mücadele edelim derken kantarın topuzu kaçmış, fetö'cüler kendilerini kamufle etmeyi başarmış ve bir yolla bu işten sıyrılırken, diğer taraftan bölücülük gibi bir illet palazlanmış.
Ticaret erbaplarının derin bağlantıları Barzani parasıyla finanse edilen, devasa mali Kandil’leri ve Sincar’ları yaratmıştır.
Bir de İŞİD’in sektörel bazda ticaretin her sahasına el attığını düşündüğünüzde varın tabloyu siz düşünün.
Devlet bunları bilmiyor mu?
Bir istihbarat eksikliğinin varlığı tartışma konusu. Biliniyor ancak es geçiliyorsa ihanet derecesinde gaflet.
Bilinmiyorsa yolunda gitmeyen, aksayan ve tıkanmış bir nokta var demek.
Hiç bir devlet düşmanlarına merhamet etmez. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere Dünya bunun bariz örnekleriyle doludur. Türkiye istisna.
Bu toprakların asli unsuru ve gerçek sahipleri fakruzaruret içinde sefil bir hayata mahkum edilmişken, bu topraklara ait olmayan, Barzani beslemesi ve İsrailoğulları’nın ticari kadrolarının içindeki tetikçileri ise şaşalı bir yaşamla gününü gün etmektedir.
Gaziantep yedi duyusundan bir kaçını işlettiğinde bu gerçekleri bire bir tespit edecektir.
GTO seçimleri bu puslu havanın gölgesinde yol aldı. Asıl kopma noktası ise yaraşır, yakışır, vizyon sahibi, dik duruşu olan, sözde değil, özde yerli ve milli bir başkan ve onu uçuracak olan yönetsel kadro.
Aman ha dikkat. Gaziantep’i Kerkük’le benzer bir kader çizgisinde buluşturmak isteyenlerin oyunlarına karşı bir direnç seddi oluşturma mecburiyetimiz var.