20 Gündür ülkemizin bir bölümü sanırsınız Gazze, Halep,Şam, Bağdat, Beyrut. Terör kaos çatışmalar ülkesindeyiz sanıyor gören izleyen... Dünyanın önde gelen ajansları 24 saat canlı yayın yapıyor Taksim'den, akıl alacak gibi değil daha dün farklı ilişkiler içinde olduğumuz ülke, kurum kuruluşlarla kavgalı olmuşuz. 20 gün önce Beyaz Saray'da Sn. Başbakanı ağırlayan hükümete yakın çevreler tarafından yere göğe sığdırılmayan ABD Hükümeti ve Obama olaylara yönelik daha yumuşak olunması hususunda üst üste açıklamalar yapınca, bakıyoruz o derin yandaş medyadan ve hükümetten içişlerimize karışmayın açıklamaları, ne oldu dün iyi bugün hemen kötümü oldular... Birliklerine katılacağız diye ardı arkası kesilmeyen akıl almaz isteklerine boyun eğip yerine getirdiğimiz dostlarımız Avrupa Birliği yetkilileri Türkiye ve yaşanan olaylarla ilgili kaygılar dillendirince birden bire HAÇLI ZİHNİYETİ oluveriyor, bu muhteremler 40 yıldır hep aynı değilmiydi, hani 10 yıldır çok iyiydi ilişkilerimiz, bizi aday kabul ettiler diye gündüz gözü havai fişek patlatanlar ne oldu da böyle bozuldu anlayamadım. Keşke iktidar çevreleri CHP Genel Başkanını hizaya getirmeye çalışan AB 'li SWOBODA'ya o vakit tepki gösterse idi şimdi komik duruma düşmeselerdi. Avrupa Birliğine verilen onca söz ve taahütten sonra lehimize aldıkları tanımıyoruz iade ediyoruz söylemleri havada kalmaktadır. Hükümetin ekonomik politikaları sayesinde 10 yılda 20 kat büyüyen ve adının şuan faiz lobisi olduğunu öğrendiğimiz,küresel sermaye sahiplerinden birkaç tanesi Taksim'de yaşanan olayları destekliyormuş gibi görülünce savaş ilan edilmiş olması ilmi siyasetin içine düştüğü durumu ortaya koydu. Bu faiz lobisi on yılda devlete ait onlarca dev kuruluşun sahibi olmadı mı, o vakit faiz lobisi değimliydi bunlar ? Basın içinde aynı şeyler geçerli dün Sn.Başbakanı manşete taşıyanlar bugün dikatatör ilan ediyorsa iyi analiz etmeli. Biz bu kıt aklımızla defalarca uyardık, bu olayları daha fazla büyütmemek abartmamak gerek ülkeye ve toplumsal huzura zarar veriyor, bu işi uzatmanın ve ülkeyi germenin bir anlamı yok diye. Benzer tüm duyarlı uyarılara rağmen bu işin tarafları ortamı germeyi tercih etti ve maalesef ülkemiz ciddi bir imaj kaybına maddi ve manevi zarara uğradı. İki yüzlü yaklaşımlar sergileyip diyalog yapılıyormuş gibi masaya oturup, dışarı çıkıp bildiğini okumak işin taraflarına yakışmamıştır. Anlaşılıyor ki bu gerginlik birilerinin işine geliyor, hesapları bu olayı nasıl ranta çeviririz üzerine, öyle olmasa onca görüşme toplantı sağduyu çağrıları kulak arkası edilirmiydi ? Hükümet mitingler yaparak, eylemcilerse terör ortamı oluşmasına zemin hazırlayarak inat etmez,Halep orda ise arşın burada anlayışında olmazdı. Önümüzdeki günler birçok olaya gebe görünüyor, öyle olmasa Başbakan Ankara mitinginde kimler tarafından açıldığı belli olamayan Milliyetçi Hareket Partisi bayraklarını görüp 1-2 ay önce görüşlerini ayaklar altına aldığı milliyetçilere teşekkür etmezdi. Eylemciler sosyal medya aracılığı ile Avrupalı Amerikalılardan yardım istemezdi. Türkiye bir Mısır, Libya, Tunus, Suriye değil tüm olumsuzluklara rağmen onlar gibi dikta yönetimine izin vermeyecek demokrasi geleneğine, güçlü bir devlet yönetimine sahip. Hükümetler gelip geçicidir bu hükümette bir gün gidecektir ancak bugün yaşanan olayları ve taraflarının yapmış olduğu ihanetleri tarih mutlaka yazacaktır. Dünün mağdurları şimdi mağrurlanmaya, devir mağrurlanma gurur yapma devri değil ülkede birliği beraberliği tesis etme devridir. Bakarsak olup bitene "Eski dost düşman olmaz, eski düşmandanda gerçek dost olmaz" saygılar... TÜM BABALARIN BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN...