İçimizdeki Hayat kitabımda da değindiğim konulardan birisi olan Devrim Otomobilinin acıklı hikayesini bilmeyenler için bir kez daha hatırlatmak da fayda var bence. Kitabımdaki bölümü aynen alıyorum:

"29 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Çıktı ama eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil'e uğramadan yola devam ettiler. Çünkü yangın çıkabilir endişesiyle trende depoda çok az bir benzin bırakılarak getirilmişlerdi. Meclis'in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. arabaya kondu. 2. arabaya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis'in önüne gelmiş ve Anıtkabir'e gitmek üzere 2 numaralı devrim otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 metre kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa'nın:

"Ne oluyor?" sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat SERDAROĞLU:

"Paşam, benzin bitti." cevabını verdi. Paşa'dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim'e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir'e bu otomobil ile gitti. İnerken ünlü:

"Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz." sözlerini söyledi.

Ertesi gün bütün gazetelerin sözbirliği etmişçesine:

"100 metre gidip bozuldu..." başlığını attıkları 2 numaralı Devrim aynı gün Hipodrom'daki geçit törenine katılıyor, basınımız ne bunu, ne de Cemal Paşa'nın Anıtkabir'e bir başka Devrim otomobili ile gittiğini yazmıyor, yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruyorlardı. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan "At neslinin ıslahı" için 25 milyon TL ödenekten ve sonucundan kimse söz etmiyordu.

Bir de otomotiv sanayimize bakalım: Ekonominin gerekleri uyarınca montaj biçiminde başlayıp bugün büyük birer sanayi kuruluşu durumuna gelmiş bulunan Kamyon-Otobüs-Otomobil firmaları yüzbinlerce araç üretebiliyor... Ve bunlar ithal yolları açık olduğu halde satışlarını arttırabiliyorlar.

Acaba bugüne kadar basınımızdan olumlu yazılar almamış olan Devrim Otomobilleri yapılmasaydı, Türkiye'de bir otomotiv sanayi oluşabilir miydi? Veya bu projenin üzerine ciddi anlamda gidilerek sektör oluşturulsaydı şimdiki durumumuz ne olurdu? Çünkü Devrim Otomobillerinin ortaya çıkmasıdır ki "Türkiye'de otomobil ve motor yapılamaz" görüşünü yıkmış tartışmaların yönü değişmişti. Ne dersiniz..."

Evet bu günlerde buna benzer itibarsızlaştırma projeleri alabildiğine hız almış yoluna devam ediyor. Marmaray açıldı ve yine o bildik söz söylendi:

"Marmaray açıldığı il gün elektrikleri kesildi. Meğer o asrın projesiymiş..."

Son on yılda yapılan birçok yenilik için itibarsızlaştırma tam gaz devam ediyor. 3. Boğaz köprüsü, 3. Havaalanı, Kanal projelerine de bakalım hangi geyiklerle yaklaşıp halkın nezdin de itibarsızlaştırmaya çalışacaklar.

Ama bilmiyorlar ki bu Halk artık bu numaraları hiç ama hiç yutmuyor. Dün otomobil yapmamızı, uçak yapmamızı engelleyen zihniyetin aradan geçen 50 yıla rağmen hala değişmediğini görmek "gericilikte istikrardır" sanırım.