Bu yazımda konu olarak mesleğim gereği yakinen bilgi sahibi olduğum, uzak kalmadığım ve şahit olduğum bilhassa 'organize suç çetelerine vurulan darbeleri 'yazmak istiyorum.

Ülkenin yoğun ve de yapay gündemi arasında gündeme gelmeyen ya da yer bulamayan bir gerçeği dile getirmekte fayda var.

Türk Polisi son yıllarda örgütlü suç çetelerine karşı büyük başarılar elde etti ve de etmeye devam ediyor. Suç kronolojisine baktığım vakit bunu daha iyi görüyorum.

Gerçi bu gerçeği daha yakından görmek için gazete arşivleri de iyi bir işlev görüyor. Olmadı internet arama motorlarına da müracaat edilebilir.

Polis çeteleri bitirmede kararlı. Tüm alanlarda bu böyle. Mesela son aylarda gerek sentetik, gerekse doğal yollardan elde edilen uyuşturucu maddelerin kaçakçılığı konusunda destan yazdı desem yeridir.

Tonlarca ile ifade edilen bu maddeler maalesef çocuklarımızı zehirleyecekti. Ama Polisin kararlı ve amansız tutumu yaşanacak bir çok faciayı engellemiş oldu.

Bölge ülkeleri arasında Türk Polisinin başarıları gıpta ediliyor.

TCK da belirtildiği üzere; Türkiye'de organize suç; cebir ve tehdit uygulanarak, sindirme, korkutma, yıldırma yöntemleri ile haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla nitelikli bir birleşme olan, bünyesinde dikey yapılanma sonucu hiyerarşi bulunduran ve süreklilik arz eden suç örgütlerinin eylemlerini ifade etmektedir.

Halkın kültür, toplumsal normlar, gelenekler, vb. tüm değerlerinden alıntı motiflerle bezenmiş, suçluluk alt kültürü ile beslenen organize suçlar; bazen mafya, bazen çete, hukukta da ise; 'suç örgütü' şeklinde ifadesini bulmakta, yapısı ve deşifrasyon yöntemleri nedeniyle farklılık arz etmekte.

Suç örgütleri değişen ve gelişen teknolojiyi de anı anına takip ediyor. Buna paralel olarak da suç eylemlerini de hayata uyarlıyorlar. Örneğin gözlerine kestirdikleri bankaların bilişim sistemlerine girerek haksız kazanç sağlamak için kendilerine yandaş temin etmek gibi.

Ya da Polis ya da yargı mensuplarının isimlerini kullanarak masum insanları korkutarak, yıldırarak menfaat temin etme yoluna gitmeleri akla gelen ilk örnekler.

Polis teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak işini son derece profesyonel bir şekilde yerine getiriyor. Tabiri caizse hiçbir suçlu 'bana işkence altında sorgu yaptılar' demiyor, diyemiyor.

Polis, haklı olarak 'başarısına' gölge gelmemesi adına elinden ne gelirse yapıyor. Örneğin sorgu odalarında kamera sistemi var. Sorgudan önce ele geçen şüphelilerin sağlık kontrolü sağlık kurumlarında yapılıyor. Adalet huzuruna çıkarılırken de tekrar sağlık kontrolü gerçekleştiriliyor. Kimsenin Polise çamur atacak bahanesi kalmıyor böylelikle.

Polis, suç kavramı konusunda deyim yerindeyse adeta akademik çalışma titizliğinde yaklaşım gösteriyor. Suçun niteliği ne olursa olsun, işlemeden önce önlenmesi konusunda kılı kırk yarıyor. Ki asıl başarıyı suçun 'işlenmeden' önlenmesinde görüyor.

1990'lı yıllarda pıtırak gibi türeyen suç örgütlerinin yerinde şimdilerde yeller esiyor şimdi.

Vatandaş şuna inansın. En küçük ihbarı değerlendiren Polis, suçun niteliği ne olursa olsun ilgili kısımlarca değerlendiriliyor ve üstüne gidiliyor.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında halk arasında Polise olan güvenin her geçen gün artması bu başarıların en önemli göstergeleri arasında.

Şimdi kimse kalkıp ta şunu ya da bunu bahane edip te gecesini gündüzüne katarak namusuyla, edebiyle çalışan Polisi karalamaya kalkışmasın.

Polisi yıpratmak, moralini bozmak, motivasyonuyla oynamak ancak kanun tanımazların işine gelir. Bundan da en çok masum vatandaş etkilenir. Sonucu için şunu demeliyim: 'yazık olur'

Çeteler için de aynı şeyi diyebilirim: bir zamanlar gerçektiler ama şimdi hayal oldular.