İyisiyle kötüsüyle 2011 yılını geride bıraktık.. Ülke olarak güzel şeyler de yaşadık, aklımıza bir daha getirmek istemediğimiz kötü şeylerde.. Şehir olarak da öyle.. İyi ve güzel şeylere da şahit olduk, yanlış ve kötü şeylere de.. Bizim tek düşüncemiz, yaşanabilir bir şehrin oluşumu için üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek olduğundan, güzelliklere alkış, çirkinliklere ve yanlışlara eleştiri mekanizmamızı her zaman olduğu gibi adil biçimde çalıştırma gayesi güttük..

Bu çerçeveden baktığımızda iyimser tablomuzun daha ağır bastığını görürüz.. Geçen bir yılda şehrimiz adına aklıma takılı kalan ve iz bırakan bazı hizmetler içinde;

1- Dünyanın en büyük Mozaik Müzesinin açılması, 2- Gaziantep için çok büyük bir ihtiyacı gideren Şehitkamil Kültür Merkezinin bitimi, 3- Şahinbey Parkının tamamlanması, 4- Hafif Raylı'nın Karataş'a çıkarılma düşüncesi aklıma geliyor.. Tabii birde Fatma Şahin'in Bakan olması, siyasette kent olarak daha farklı bir konuma girmemizi sağladığı için hepimizi mutlu ediyor..Bunlara birde Zirve ve Gazikent Üniversitesinin şehrimize kattığı artı değerleri de eklemeliyim..

EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI GAZİANTEPSPOR

Sporda Gaziantepspor ve Büyükşehir Belediyespor dışında diğer branşlarda küçük boyutlu başarılara rağmen, ülke çapında ses getirecek etkili bir başarılı elde edemediğimizi görmekteyiz.. Bu yöndeki tek gururumuz Gaziantepli Sadık Karakan'ın HOKEY Federasyonu Başkanı seçilmesidir.. Sadık Karakan bir mucizeyi gerçekleştirmiş ve Gaziantep'in tarihine Federasyon başkanı olarak adını yazdırmıştır.. Büyükşehir Belediyespor'un süper lig biletini son anda Ordu'ya kaptırması belki ilk etapta hepimizi üzmüştür ama bu noktaya gelmesi bile Gaziantep için çok önemli bir başarı sayılmıştır.. Gaziantepspor'un yıllar sonra Avrupa kupalarına katılma şansını, yanlış politikalar ve tercihler nedeniyle başarısız sonuçlarla gölgelemesi herkesi kahretmiştir.. Hele yeni sezondaki transfer politikasındaki yanlışlar sonucu kulübün küme düşme noktasında sınıra dayanması, sporseverleri hayal kırıklığına sevketmiştir. Bunun üstüne birde kulübü yönetenlerin idari yönden birçok iddiaların odağında olması, mali hesaplardaki bilinmezlik ve tesisler ile başkanın şirketine yapılan operasyon sonucu tüm hesaplarının incelenmeye alınması, 2011'in ikinci yarısından itibaren Gaziantepspor'u en büyük hayal kırıklığı yaratanlar listesinin başına getirmiştir..

FATMA ŞAHİN'İN BAKANLIĞI VE

KENDİSİNDEN BEKLENENLER

Şu bir gerçek ki, Gaziantep için siyasette en güzel gelişme Fatma Şahin'in Bakan olmasıdır.. Bu Fatma Şahin kadar Gaziantep'in tarihine de eklenen bir dönüm noktasıdır.. İlk kadın milletvekili, ilk kadın Bakan.. Bu gelişme kişisel olarak bakıldığında elbette Fatma Şahin açısından inanılmaz bir ödüldür.. Bir insan için bu mertebeye ulaşmak, biraz kendisinin çabası ve gayreti, biraz da siyasete vermiş olduğu hizmetin karşılığıdır.. Elbette bizlerde bir Gaziantepli olarak bunun gururuyla yetiniyoruz..

Tabii bu pozisyon Fatma Şahin'den kent olarak beklentilerimizi elbette daha çok arttırmıştır.. Her ne kadar O Türkiye'nin Bakanı olsa da, Gaziantep olarak bizlerin beklentileri daha farklı boyutlara taşınmıştır..

Artı, Şahin'den liderlik, önderlik beklentileri çoğalmıştır.. Yani tıpkı Rahmetli Mustafa Taşar gibi şehrin siyasette ve her türlü sorunlarında etkili rol oynamalı, danışılan, görüşü alınan, sorunları çözüme bağlayan, siyasi olduğu kadar idari yönde de varlığını hissettirmesi gereken bir kişilik..

Kuşkusuz, Fatma Şahin'in işi bu beklentilerden dolayı biraz daha zorlaşmıştır.. Eskiden sadece milletvekili olarak varlığını hissettirirken, şimdi bir Bakan olarak çok farklı bir noktada durmaktadır.. Eskiden gidiş gelişleri ve seyahatleri sade bir vatandaştan farksız iken, şimdi etrafında bir dolu koruma ordusu, bir yığın insanla dolaşmaktadır.. Eskiden kendisine ulaşıp görüşenler, şimdi O'nu sadece tv'lerde veya törenlerde uzaktan seyretmekle yetinmektedir.. Eskiden şehrin çözüm bekleyen sorunlarında milletvekili olarak kentin Bakanı'na danışıp hareket ederken, şimdi o makamda kendisi bulunmaktadır..

Yani artık Fatma Şahin'in rolü değişmiş, çevresi değişmiş, yaptıkları değişmiştir.. Ama bizim gibilerin gözünde asıl olan tek şey; insanlara bakış, davranış ve ilişkiler boyutundaki düşüncesinin değişmemiş olmasıdır..

Hiç kuşkusuz ki, Gaziantep'in seçim öncesi siyasette lideri olarak gözüken Hüseyin Çelik'in tüm rollerini kapan Fatma Şahin'den, yeni yıl itibariyle bu kent halkı çok daha farklı beklentiler içinde olacaktır..

EĞİTİM İÇİN HAYIRSEVER ÇOK,

YETERKİ DOĞRU İŞLER YAPILSIN

Vali Erdal Ata'nın çabasına kentli olarak herkes destek veriyor..Biz de gazetemizde ve bu sütunlarda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz..Her ne kadar şahsım olarak, eğitimdeki geri kalış sebeplerimizin tek nedenini okul eksikliğine bağlamasam da, yine de okul yaptırma konusunda teşvik yönlü sorumluluğumu yerine getirdiğime inanıyorum..

Yalnız bunun için insanları ÜRKÜTMEDEN, KAÇIRTMADAN okul yaptırmaya teşvik edilmesini istiyorum.. Daha da önemlisi, okul yaptıran veya yaptırmak isteyen, veyahut eğitime bağış yollu katkıda bulunan hayırseverleri, yaptıklarından dolayı pişman ettirmemek gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum.. Çünkü bu güne kadar okul yaptıranlara karşı bu şehrin yöneticilerinin VEFA konusunda, SAYGI safhasında geçer not aldığını söyleyemem..

Sayın Vali hiç üşenmesin, bu güne kadar Gaziantep'te okul yaptıranların listesini istesin, daha sonra bu insanlara vilayet olarak, milli eğitim olarak neler yapılmış bir araştırsın.. Bunu yaptığında ne söylemek istediğimi sanırım daha iyi anlayacaktır.. Çünkü O insanların yılda bir kez bile hatırlanmadığını, eğitim öğrenim açılış dönemlerinde bir buket çiçeğin bile çok görüldüğünü öğrendiğinde, kendisi bile şaşıracaktır.. Demem odur ki; bu memlekette okul yaptırmak isteyen çok sayıda hayırsever vardır.. Yeterki istemesi bilinsin, yeterki geçmiş örneklerden etkilenip vazgeçenlere güven verilsin..

TAVSİYE: Sayın Vali Erdal Ata, eğer okul yaptıran hayırseverleri tesbit eder, bunları onore edecek teşebbüse girer, hayata veda edenler var ise, yakınlarıyla irtibata geçer ve hepsine minnettarlık plaketi veya şildi verirse, tüm kırgınlıklara son vermiş olacak, böylece yeni hayırseverleri teşvik edecektir..

BU KONUDAKİ SON ÖRNEK

MAZICIOĞLU'NUN TEŞEBBÜSÜ

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım sorun için en somut belge Mahmut Deniz adındaki hayırseverimizdir.. Bu büyüğümüz okul yapımı için 1 milyon dolar bağışlamıştır.. Ama hikayesi söylemeye çalıştığım meselenin temelidir.. AK Parti Milletvekili Halil Mazıcıoğlu'na bir dostu tavsiyede bulunur ve 'Mahmut Deniz adında bir hayırsever var, ama kimse yanına gidip hal hatır sormuyor, gidilse eğitim için iyi bir bağış yapar'diyor.. Mazıcıoğlu nefes bile almadan doğruca Mahmut Deniz'in evine gidiyor.. Elini öpüyor, hatırını soruyor, sohbet ediyor, duygularını açıklıyor ve Mahmut Deniz'i etkiliyor.. Bunun üzerine Mahmut Deniz 'oğlum bana kimse gelmiyor, hatırımızı sormuyor, ama sen evime kadar geldin, benden talepte bulundun, bende buna karşılık 1 milyon dolarımı eğitime bağışlıyorum'diyor.. Mahmut Deniz ayrıca yapılacak okulun inşaatına en kısa zaman başlanması belirterek, ''Yaşlıyım okulda eğitim verilmesini görmek istiyorum'' deyince, hiç kimsenin aklına bile getirmediği bu insandan 1 milyon dolar bağış alınıyor..

İşte söylemek istediğim budur.. Bunu Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan'da dile getirmişti.. Nokta ziyaretler, nokta bağışlar..Umarım doğru uygulamalar yapılır ve hayırseverler bağış yarışına girer..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR