Aşık Ziya'dan hicviyeler

Çok mebus gönderdik Ankara'ya

"Antebimiz" geç akla geldi

Çok mu övündük nedir,

"madalyamız geç akla geldi"

Şehri imar diye tımar ettik durduk,

"eski Antep"sevdamız geç akla geldi

Ne herzeler, ne mezeler yedik yalandık,

"anasonlu Antep arakımız" geç akla geldi

Şimdi çok içtiler diye günahkar saydık ceddimizi

"içmeden şu sarhoşluğumuz" geç akla geldi

Demir çimento bastık kuruttuk öz kaynağımızı

"Kadı Mahir", "Antep suyumuz" geç akla geldi

Briketler sırt sırta üst üste kondular konduk

"çukur bostana hükümet binamız"geç akla geldi

Boydan boya yeşil alanlar, bağlar bahçeler...

"Bad-ı havayı kuruttuk, ab-ı havamız"geç akla geldi

Çağırdık türlü türlü misafir, yedirdik içirdik

"Unesco mutfağımız, Havuç baklavamız"geç akla geldi

Unutturmak için şanlı maziyi neler ettik, neler ettik

Kanunla aldığımız öz esamimiz "Gaziliğimiz" geç akla geldi

Ona layık diye, iş başarır diye beklediğimiz

Meğer şaştorikmiş, üstüne ama körlüğümüz geç akla geldi

Çaldık ne varsa bizden önceki büyüklerden

Onlar baştacı iken, parklara bekçi dikmek geç akla geldi

Hani ya bu "Harabide" meydan meydan diye sayıkladık durduk

Bir karış toprak için "birbirimizi yemek"geç akla geldi

Gitti Antepin "nazenin aileleri" neden nereye gitti

"Antep ağzı" diye "ağzımız açık beklemek" geç akla geldi

İpek'ten şanlı idi, "Şal" diye her giydiğimiz

şimdi "Kutni"oldu da "sosyetik çuvalımız" geç akla geldi

Ankara'yı mekan tuttu, her giden "Vekilimiz"

"Sesi uzaktan hoş gelir" bildiğimiz "davulumuz" geç akla geldi

Ahı mı tuttu "Şehitlerimizin" ne oldu ?

"Antep" sihir buhurdanlığımız geç akla geldi

Şık hamanında 41 mum mu yakalım artık ?

Çok karardı yüzlerimiz, odunluğumuz geç akla geldi

Ziya yeter bu hicvin, çok incitme "Hacivatları"
Çıktı bir gözü kara Karagöz de- "Hacivatlığımız" geç akla geldi