Yanlışlar musibetleri, musibetler de felaketleri getirir. İşte bu sözün en iyi örneği Irak ve Filistin… Irak, Suriye, Filistin ve diğer Arap ülkeleri Osmanlı İmparatorluğu himayesinde refah ve güven içinde yaşadılar. Bu güven onları rahtsız etti. Maceraya atılıp, Osmanlı'nın aleyhinde çalıştılar ve Osmanlı Devletini yıkanların safında yer aldılar. Sonuçta ne oldu? Önceleri onların dostu ve hamisi gibi görünen İngiltere, Avrupa ve ABD, ülkelerini işgal ederek, maddi ve manevi değerlerini yağmalamaya, namuslarına el atmaya başladılar. Bu sözlerim geçmişte yapılan yanlışların hatırlatmasıdır sadece. Şimdiki hallerine sevinç ifadesi değil. Kaç günden beri İsrail'in Gazze zulmü haber bültenlerini doldurmakta. Eğer Hamas'la El Fetih birbiriyle kavgalı, içten bölünmüş olmasaydı, Gazze'de bu insanlık dramı yaşanmazdı. Bölünmüş, parçalanmış, birlik ve bütünlüğünü yitirmiş ülkelerin kaderi budur. Gazze'de neler oluyor? Anlatmaya gerek var mı? Hepiniz biliyorsunuz. Yine de özetlemeye çalışalım. Gazze bir kapalı cezaevi durumunda. Bütün sınırları kapatılmış, İsrail denen gardiyan içerde istediğine istediği işkenceyi yapmakta.
Cezaevi demek konuyu hafife almak olur. Hitlerin toplama kampları, Yahudileri yaktığı fırınlar, her şeyi yağmalanan Yahudiler o yıllarda nasıl bir felaket yaşadıysa, Gazze de daha fazlasını yaşamakta. Sınırlar kapalı. Elektrik ve ısınmada kullanılan tüpgaz yok. İlaç ve diğer tıbbi malzemeler yok. Ekmek yok. Su yok. Bomba ve füze çok… Beş yüze yaklaşan ölü, iki bine yaklaşan yaralı var. Ancak hastane, doktor, ilaç hak getire. İnsani yardımların Filistin'e ulaşmasına bile imkân ve olanak yok. Çünkü, izin verilmiyor. Uçaklar, bombalar, füzeler, top mermileri yağmur gibi yağmakta. Adına savaş diyorlar ama bu bir savaş değil. Dünyanın gözü önünde yapılan bir katliam. Bir soykırım. Ajans haberlerini izledikçe insanlığımızdan utanmaya başlıyoruz. Petrol gelirleriyle hovardalık yapan Arap zenginleri ve zengin Arap ülkeleri sağır mı? Suudi Arabistan, BAE neden suskun? Normal zamanda aslan kesilen İran ve onların Cumhurbaşkanı Ahmedinecat'a ne oldu. Öksürdükçe mangalda kül bırakmıyordu. Kaplan halinin kediye dönüşme nedeni nedir?
Mısır neden topu Türkiye'ye attı? Sorular çok ama yanıtı yok. Kıbrıs'ta böyle bir zulüm olmadığı halde Kıbrıs Rumlarını gündemden düşürmeyen Avrupa nerede? Uyduruk Ermeni soykırımını Türkiye'ye kabul ettirmek için işbirliği içinde olan Avrupa ve ABD nerede?
Yalan bahanelerle kitle imha silahı aramak için Irak'ı mahveden Bush ve ABD nerede. İşte Gazze'de kitleler imha edilmekte. Yediği ile çıkardığını birbirine karıştıran ABD neden İsrail'in tarafında? Ermenistan Azerbaycan savaşında Rusya da dahil olmak üzere, Avrupa ile ABD Ermenistan'ı neden destekledi? Türkleri Kıbrıs'ta işgalci gören zihniyetler yüzde yirmisi Ermeni işgalinde kalan Azerbaycan lehine neden tek kelime konuşmamakta? Bosna-Hersek olaylarının perde arkasında yatan zihniyet nedir? Rus devinin altında ezilen Çeçenistan insanlık ve iyilik havarisi kesilen Avrupa ve ABD den neden on kuruş yardım alamıyor?
Yazımızın tamamı sorulardan ibaret oldu değil mi? Öyle oldu ama bu soruların tek yanıtı var. Bu nedenle soruları uzattım. İşte bu soruların hepsinin tek yanıtı. Dünya üzerinde bir Müslüman-Hristiyan savaşı yaşanmakta. Adı konmamış bir savaş da diyemeyiz buna. Bu savaşların adını Afganistan işgaline başlarken Bush koymuştu.
Ne demişti Bush oğlu Bush
-Bu bir Haçlı Seferidir. İspatını bölümler halinde yaşamaktayız. Avrupa ile ABD nin taraf olduğu olaylar sözde Ermeni soykırımı, İsrail, Bosna'da Sırplar, doğu komşularımızda Ermeniler, Çeçenistan savaşında Ruslar… Kısacası, canavarlıkta gelişmiş sayılan Avrupa ile ABD her zaman hristiyanların safında ve Müslüman ülkelerin karşısındadır. Hitlerin yaptığı soykırımda haklı olduğuna ve insanlığa hizmette bulunduğuna Gazze'de yaşananlardan sonra inanmaya başladım. Ya bir de Hitlerin öldürdüğü beş milyon Yahudi de bu günlerde İsrail'de olsaydı..?
Ortadoğu'nun tümünün soyunu kırarlardı. Şuna kesinlikle inanıyorum.
Üçüncü dünya savaşı Avrupa ile ABD nin tahrikleri sonucu Müslüman-Hristiyan savaşı şeklinde yaşanacaktır.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olmakta.