Ayıp İşler

Üniversite-Kırkayak güzergahında çalışan özel halk otobüsü şoförleri saygısızlığın en kötüsünü sergilemekteler. Eğer durakta bekleyen kişi yalnızsa ve yaşlı ise asla durmamakta, gazlayıp gitmekteler. Özellikle de 27 numaralı otobüs şoförünün uyarılması gerekmekte. Çünkü bu şoförün durakta durduğu halde yaşlı birinin binmesini beklemeden, kasıtlı hareket ettiğine şahit oldum.

Bir keresinde durakta bekliyordum. Geçen altı otobüsten hiç biri durmadı. Durak boşmuş gibi yola devam ettiler.

-Ben 65 yaş üstü beleşçi müşteriyi almak istemiyorum diyebilirler. Ancak bunu diyecekleri kişi müşteri değil, bu kuralı getirendir. Şikayetlerini kuralı getiren makama yapmalılar. Ya da sorunlarını adliyede çözmeyi denemeliler.

Bu yapılanlar ayıp işlerdir. Saygısızlıktır. Onur kırıcı bir davranıştır.

Sahipsiz Caddeler

Gaziantepte bazı caddeler son derece sahipsiz bırakılmıştır. Yavuz Sultan Selim Caddesinin Dutlukuyu mevkii ile üniversite arasından bir örnek vereyim.

Sözünü ettiğim bölümde Market Oli ve Divan Restoran yan yana. Bunların önündeki kaldırımlara araçlar parkediliyor. Ancak caddeye paralel değil de dikey olarak ve yan yana dizilmekteler. Araçlar kaldırımlardan bir yayanın geçmesine izin vermeyecek şekilde parkedilmekte. Noluyor yahu, diyecek bir Allahın kulu yok.

Yine aynı caddenin sözünü ettiğim bölümünde akşam saatlerinden sonra bazı araçlar yarış yapmaktalar. Üstelik eksozları helikopter sesi çıkaran cinsten. Yakında bu bölge sakinlerinin gürültü yüzünden kafayı üşütmeleri mümkün. Gürültü makinası araçlar yalnızca akşamları ortaya çıkmaktalar.

Kime şikayet edilecek? Belediyeye mi? Trafik Şube Müdürlüğüne mi? Ses kirliliği dolayısıyla Çevre İl Müdürlüğüne mi? Bu kurumlar şikayet olmadan görevlerini yapmıyorlar mı!?

Ağaçlar

Kentimizde kaldırımların hali bir garip. Bazı yerlerde döşemeler bozulmuş. Sayın Özekşinin Haftaya Bakışta yazdığı gibi logar kapaklarının kimisi çukurda. Düşmemek için her adımı dikkatle atmak gerekiyor. Ancak gözünüzün önüne bakarak giderken genellikle başınıza bir dal çarpıyor.

Birçok cadde ve sokaklarda ağaçlar her yıl budanmakta. Yalnız bahar geçip bütün dallar yeşillenince beş ağaçtan dördü başınızın hizasından aşağıda. Yayaların başına değen, eğilerek geçmelerini sağlayan bu dalların kesilmesi çok mu zor acaba?

Trafik için çılgın proje

Kentin en önemli sorunlarından biri de trafik sıkışıklığı ve yetersizlik. Herkes trafikten şikayetçi. İyi güzel de sorun çözmekte neden es geçiliyor?

Kavşaklardaki göbekler kaldırılarak sorun çözülür mü? Trafik sıkışıklığının nedeni bu göbekler mi acaba? Yoksa caddelerdeki sıkışıklıktan doğan basınç mı?

Caddelerin yarısı halka açılıp diğer yarısı parkomat adı altında kiraya verilirse trafik sorunu asla çözülemez. Parkomatlar kaldırılmalı ve bütün caddelere park yasağı getirilmelidir.

Bu konuda bir de çılgın projeden söz edeceğim. Şehir imar planı masaya serilmeli. Anakent Belediye Başkanı elini taşın altına koyacak cesareti göstermeli. Gereken kamulaştırmalar yapılarak mevcut caddeler ihtiyaca cevap verecek ölçüde genişletilmelidir.

En önemlisi ve çılgın olanı da kente kalıcı bir rahatlama getirecek bir projenin hayata geçilmesi olmalıdır.

Nedir bu proje?

Kenti doğudan batıya, kuzeyden güneye baştan başa geçen düz ve geniş, yeni caddeler açılmalıdır. Böyle bir projeyi Kilisin eski belediye Başka rahmetli Ekrem Çetin uygulamıştı. Bu proje sayesinde Kilis modern bir kent görünümüne kavuştu. Mesela Özdemir Bey Caddesi neden Karşıyaka üzerinden otobana kadar uzatılmasın. Karagöz Caddesi Büyük Pasaj önünden başlayarak neden Küsgete kadar dümdüz götürülmesin?

Vaziyeti idare etmek başka, kalıcı eserler bırakmak başka. Celal Doğan pek de sevdiğim biri değildir. Ancak 100. Yıl Parkını onun eseri olarak bilirim. Bu tür devleşen eserler olmadıkça kentimizin hiçbir sorunu çözülemez.

Bunlar yapılabilir mi?

İstenirse yapılır. Ancak bir itfaiye teşkilatını bile eskisinden daha yetersiz hale getiren zihniyetlerden çılgın projeler beklemek abesle iştigal olur.