Bu kentte doğmuş veya bu kente yerleşmiş, ailesiyle yaşayan birisi olarak şu andaki durumdan mutlumuyuz? İsterseniz biraz daha değiştirelim.. Kent yaşamı sizi ne kadar huzurlu kılıyor.. Sosyal, kültürel, sağlık, eğitim, asayiş, ekonomik ve daha birçok yaşamsal konuları içeren bir ortam içerisinde kendinizi huzurlu hissedebiliyormusunuz..
Yani sözün kısası; Mutlumusunuz ?
Elbette bu soruya kesin olarak "EVET" diyenlerde de çıkacak, "HAYIR" deyip şikayetleri sıralayanlarda..
Veya "idare ediyoruz işte, başka çaremiz mi var?"şeklinde görüş belirtenleri de göreceksiniz..
Galiba bu "idare ediyoruz" diyerek çaresizlik mesajı verenler büyük bir çoğunluğu oluşturuyor.. Bu kategoriye girenler, belirli standartlara sahip, yaşadıkları kentin daha iyi yönetilmesini ve vatandaş olarak sıkıntı yaşamak istemeyen, ama bunu da görme şansını zorlayanlardan oluşuyor.. *HAVA VE ŞEHİR İÇİ ULAŞIMIN ÖNLEMEMEYEN REZİLLİĞİ

Gelin isterseniz öncelikli gibi gözüken iki örnekle başlayalım..
Ve bunların birisini hava, digerini şehir içi ulaşım olarak değerlendirelim..
Önce hava yolculuğu.. Biliyorsunuz, yıllardır bu kentin havaalanına bir düzen tutturulamadı..Ve bizde gazete olarak senelerce bıkmadan usanmadan yazıyoruz, hala da yılmadan devam ediyoruz..
Maalesef şu anda bu kente geceleri uçak inemiyor.. Ankara seferlerinin yarısı iptal edildi ve perişanlık diz boyu.. Kiminle konuşsanız ilgisizlikten, sahipsizlikten şikayetçi.. Bir kentli olarak sorunlarını çözecek mercii bulamıyorlar.. Buna şikayetlerini dile getirecek yetkili dahil.. Yani muhatap olacak bir yetkili, kurum veya kuruluş aranıyor..
Gaziantep gibi önemli bir kentte yaşayan birey olarak, havaalanıyla ilgili sıkıntıları çözme konusunda tek başına bırakılıyorlar.. Bu gözlemlerimi doğrulayacak nitelikteki bir örnek bile, ayrıntıya girmemi gerektirmeyecek kadar nettir.. Çünkü bu havaalanında yolculara eziyet çektiriliyor.. Giriş ve uçağa biniş için hazırlanan kontrol bölümlerinde 3 tane X-Ray cihazı olmasına rağmen, bunlardan sadece bir tanesi çalıştırılıyor.. Ve o bir tane cihaz için insanlar uzun kuyruklar oluşturuyor, yaşlılar hastalar uzun süre ayakta bekletiliyor.. Bu işlem, gözgöre göre sizlere eziyet ettirmekten başka işe yaramıyor.. Ama maalesef kimse ORALI olmuyor. Çünkü ORALI olması gerekenler, uçağa ORADAN binmiyor, sıra beklemiyor.. Haliyle halkla içiçe olma şansı, onların sıkıntısı görüp çözme gerçeğini yaşayamıyor..
Bu söylediklerim bakan, milletvekilleri, vali, belediye başkanları ve üst düzey bürokratlar dahil, bazı hatırı sayılır işadamlarını kapsamaktadır..
Ve onun içindir ki, Gaziantepli'nin uçak yolculuğunu düzenli, rahat ve sıkıntı yaşamadan gerçekleştirmesi zordur.. "HALK OTOBÜSLERİ VE MİNİBÜSCÜLER SINIFTA KALDI Gelelim, şehir içi ulaşım meselesine..
Bu sorun uçaktan misliyle fazladır..Çünkü hava taşımacılığı yüzde 15-20'yi ilgilendiriyorsa, şehir içi taşımacılığı yüzde 60 ila 80 arasındaki kesimi ilgilendiriyor.. Memurun, esnafın, emeklinin ve serbest çalışanların bir numaralı sorunudur..
Ne yazık ki son aylarda bu kesim insanları mutsuzdur.. Belediyenin otobüsleri özelleştirme adına yaptığı hamlede hedefini tutturamaması, buna ilaveten ihaleyle verilen şirketin ÇÜRÜK çıkmasının bedelini sadece halk ödemiştir.. Sayın Asım Güzelbey'in de dediği gibi halk bu işten rahatsızdır.. Üstelik kendisi de onlara hak verdiği gibi geceleri uyuyamamaktadır..
Ama Sayın Güzelbey'in, çözüm konusundaki arayışlarda, OLASI TERSLİKLERİ ve çıkabilecek HATALARI gözününde bulundurulmayışı eleştiri konusu olmaktadır.. Bu biraz da Strateji eksikliğine bağlanmaktadır.. Bunlardan en önemlisi, fabrikaların servis otobüsleriyle Ankara'dan getirtilen modası geçmiş otobüslerini çözüm adına ulaşıma vermesidir.. Bu uygulama belki ücretsiz olduğu için bazı kesimler tarafından memnuniyetle karşılanmış olabilir ama, sorun yaşamak istemeyen vatandaşı fazla memnun etmemiştir..
Aslında bu sıkıntıda halk otobüsleri ve minibüscülerde iyi bir sınav verememiştir.. Toplu ulaşımda yaşanan sıkıntıda halkın yanında olması gerekirken, vatandaşı mağdur etme, eziyet çektirme, araçları tıka basa doldurma ve uyarı yapanları azarlayıp adeta terör estirme hatasına düşmüşlerdir.. " TRAFİK MİNİBÜSCÜLERLE MAALESEF BAŞEDEMİYOR Görülen o ki, vatandaşa sempatik gelme şansını kendi elleriyle yok etmişlerdir.. Bunda araç kullanan şoförlerin, toplu taşımacılık konusunda eğitimsiz oluşu, herşeyi para olarak görmesi, insanı değerlerden uzak davranışlar içerisine girmesinin etkeni büyüktür..
Kurallar zaten eskiden olduğu gibi hiçe sayılmaktadır.. Trafiğin de maalesef bunlarla başedemediği gerçeği artık gün gibi ortadadır.. Duraklar dışında yolcu almayı artık herkes kabullenmiştir. Ama belediyenin yaşattığı sıkıntıda, insanların tek çare olarak minibüs ve halk otobüslerine yönelmesinin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı diye düşünüyorum.. Sevgili Bezmi Özkan hafta içinde bu konuyu ayrıntılarıyla dile getirmişti. Minibüs şoförlerinin serbest kartı bulunan emekli ve bazı vatandaşlara yaptığı hakaretleri ve herkesin içinde azarlaması, ayıptan öte terbiyesizliktir.. Sayın Özka'ın yazmayı unuttuğu bir olay var ki, bu olay trafik polisinin aldatıldığı ve kandırıldığının belgesi niteliğindedir..Çünkü minibüs şoförleri cep telefonlarını telsiz gibi kullanmaktadır. Dolmuşu veya otobüsü tıka basa doldurduğunda, kontrol için duran trafik polislerinin bölgeleri haber edilmekte, bunun üzerine şoför efendi bir komutanın askere talimat verdiği gibi yolculara "ÇÖK" emrini vererek hepsini trafik polisinin görmeyeceği şekle sokmaktadır.. İtiraz edene ise yapmadıkları hakaret kalmamaktadır..
Yani sözün özü; toplu ulaşımda halk otobüsleri ve minibüscüler vatandaştan yana olamamışlardır.. Bu eleştirimden rahatsız olacaklarsa, özellikle yönetici kademesine tavsiyem, vatandaşla bire bir konuşmalarıdır.. Sonuçta, halkın sempati duyarak, isteyerek ve severek binme yerine mecburiyetten binmek zorunda olduğunu, ama her yolcunun mutlaka şoförden şikayetçi olduğunu göreceklerdir.. KENTİ YÖNETENLER HALKIN YANINDA OLMALI Evet..Yazımın başında bahsettiğim GENEL MUTSUZLUK'tan sadece hava ve şehir içi toplu ulaşım konusuna değindiğimizde şu gözlemi çıkartabiliriz; Bu kentin yönetici sınıfı ve yetkili konumundaki insanlarının, halkın yanında olma ve halkı anlayabilme yönünde biraz çaba sarfetmeleri gerekmektedir.. Gelecek haftalarda bu kentte yaşayanlar olarak mutlu olamadığımız diğer sorunları da dile getireceğim..

Hepinize iyi haftalar