Gaziantep’te yaşayanlar olarak kentimizi ne kadar seviyorsak, kentte yaşanılabilirlik konusunda bizlere sunulan ve reva görülen uygulamalardan da bir o kadar şikayetçi olduğumuzun bilinmesi gerekir.. Şu bir gerçek ki, özellikle belediyelerimizin yaptıkları bazı hizmetleri ve çalışmaları görmemezlikten gelemeyiz.. Ancak vatandaş olarak günlük yaşamımızda güzelliklerden çok, olumsuzluğa yönelik sorunlarla daha sık karşılaşıyor, birebir yaşıyor ve bunlara çözüm konusunda yetkililerin hiç oralı olmadıklarına şahit oluyorsak, bilinmelidir ki, kent halkı olarak mutlu değiliz..

Bir kentte insanlar sabah evinden çıkarken, öncelikli olarak trafik ve ulaşımla karşı karşıya kalır..Bundan sonra yaşanacaklar bazen bireysel bazen çok yönlü toplumsal konularla şekillenir..Burada belediyelerin yapmış veya yapamamış olduğu hizmetler devreye girer.. Eğer kaldırımlarda rahat yürüyebiliyor, yollarda aracınızla fazla sıkıntı yaşamadan gideceğiniz istikamete gidebiliyor, toplu taşıma araçlarında insana saygı unsurunun ön plana alındığı ortamla karşılaşıyor iseniz, bu sizlerin o kentte yaşamanızı keyifli hale dönüştüren unsurlar olacaktır.. Ayrıca evinizde veya işyerinizde elektrik sık sık kesilmiyorsa, sularınız normal şekilde akıyorsa, gürültü konusunda herkesin sorumlu davranması için gerekenin yapılmış olduğunu görüyorsanız, bilin ki, o şehirde yaşayanlar mutludur..

Bu sıralamayı uzattıkça uzatabilirsiniz..Sosyal yaşamınızı renklendiren unsurlardan en iyi şekilde yararlanıyor, sağlıklı ve hijyenik ortamları bulabiliyor, eşinizle çocuklarınızla huzurlu bir şekilde hem kalite hemde fiyat açısından beklentilerinizin dışına çıkılmadığını görüyorsanız, bilinizki o kentte birinci derecede belediyeler görevlerini laıkı ile yapıyorlar demektir.. Sadece belediyeler değil kentte mutlu ve huzurlu olmanın gerekçeleri.. Asayiş ve huzur yönünden polis size güven veriyorsa, hastanelerde aradığınızın karşılığını bulabiliyorsanız, resmi kurumlarda insanca davranışlarla karşılaşıyor iseniz, hakikaten o kentte yaşamanın keyfini sürebilirsiniz.. Gelelim son söyleyeceklerime.. Acaba Gaziantep’te yukarıda basit yönüyle sıraladıklarımın hangisinden memnunsunuz...

İŞ DÜNYASININ DİNAMİKLERİNDEN BEKLENTİLERİMİZ

Gelelim işin ekonomik boyutlarına..Gaziantep’te ticaret kadar sanayi ve ihracat yönündeki beceri, kente bakış açısını değiştirdi..Şu anda Türkiye sınırları dışına çıkacak kadar nam salmış durumdayız.. Bu başarıyı sağlayanların büyük bölümü bu kentin yetiştirdiği insanlar. Sonradan kentimize yerleşenlerin de katkılarını görmemezlikten gelemeyiz..

İhracattaki büyüme, organize sanayinin Türkiye’de en hızlı ve akılcı biçimde büyümesini sağlayanlar bu şehrin insanları.. Genç iş adamları, abileri ve büyükleri el ele vermiş, müthiş bir güç oluşturmuşlar..Ama ne varki bu gücün varlığını kent yönetimlerinde, şehrin sorunlarının çözümünde göremiyor, hissedemiyoruz.. Ortak Akıl mesajının verilmesine karşın hayata geçirilme konusunda ortak akıllıktan uzaklaşılması, STK’ların düşürülmüş olduğu pasif durumdan kurtarılması için çözümler üretilmeyişi, siyasileri hatta milletvekillerini, vilayeti ve belediyeleri kentin sorunlarının çözümünde daha aktif hale dönüştürecek formüller üretilmeyişi, ciddi bir eksiklik olarak göze çarpıyor.. Demem odur ki, iş dünyasının üreticiliği, becerikliliği, biraz da kent yaşamının üzerinde olmalı..Seyirci kalınmamalı..

ORGANİZE GERÇEĞİ

Organize Sanayi Bölgesiyle ilgili yaptığım değerlendirme sonrası Sayın Cahit Nakıpoğlu ile bir araya geldik..Cengiz Şimşek’in de yer aldığı buluşmada uzun bir sohbet yaptık..Benim OSB’nin müteşebbis heyet yerine artık sanayicilerin yer alacağı yönetimlerin hayata geçirilmesi yönünde dile getirdiğim konuları enine boyuna tartıştık.. Karşılıklı konuşmanın sonunda şu gerçeği tespit ettim.. 1- OSB Türkiye’de örnek gösterilecek bir noktaya gelmiş ise, bunu mevcut yönetim anlayışı ile gerçekleştirmiştir. 2- Müteşebbis heyetteki bürokratlar, OSB’nin bu başarısının arkasındaki gizli güçler.. 3- Eğer her OSB’de, yani örneğin birincisi bittiğinde mevcut yapı bozulup sanayicilerden oluşan yönetimlere geçilseydi, -2-3-4 ve 5’nci OSB’nin olması çok zordu.. Bu kadar büyümenin mevcut yönetim anlayışı sayesinde olduğu bir gerçektir..

TOPLU TAŞIMACILIKTA OTOBÜS ÇÖZÜM MÜ?

Minibüslerin aslında bir toplu taşıma aracı olmadığını biliyoruz.. Onun için toplu taşıma araçları olarak kentlerde minibüslerin kullanılması son derece yanlıştır.. Ne varki yıllardır Gaziantep’te modeli geri kalmış, insanların tıka basa doldurulduğu minibüsler toplu taşıma aracı olarak kullanıldı ve yenilik için çözüm üretilmedi.. Maalesef seyredildi, biraz da politik yaklaşımla es geçildi.. Şimdi Asım Güzelbey’in son dönemiyle birlikte minibüsler tekrar gündeme getirildi ve çözüm için otobüs uygulamasına geçileceği açıklandı..Elbette minibüs yerine otobüs denilince hemen EVET derim.. Ama otobüs için bu şehrin yolları ve trafiği müsaitmidir, işte burada durulması gerektiğini söylerim.. Şu anda minibüslerin tıkadığı yollarda otobüslerin trafiği ne hale getireceği düşünülmüşmüdür, hesabı yapılmışmıdır.. Umarım hepsi incelenmiş ve trafiğin bundan daha kötü duruma gelmeyeceği hesaba katılmıştır.. Ben yinede bu konuda endişelerimin olduğunu tarihe not düşmek istiyorum.. Belediyelerimizin bu şehirde işçi ve memur kesiminin yaşadığı bölgelere metro veya benzeri toplu taşıma araçlarıyla çözüm bulunması gerekirken, mevcut trafiği bile kaldıramayan yolları otobüslerle doldurmaya kalkışmasını, doğru bir karar olarak görmüyorum..

ŞEHREKÜSTÜ KAVŞAĞI VE ESNAFIN MAĞDURİYETİ

Hizmet için eyvallah.. Bu güne kadar yapılanların bazıları için Büyükşehir Belediyesine alkış.. Maarif ve Doğumevi kavşağına değil.. Şehreküstü kavşağı belki de bunun için önemliydi.. Sıkışıyordu trafik.. Büyük düşünüldü proje geniş kapsamlı yapıldı bunlara da saygılıyız.. Ama bazı şeyler varki, yaparken yıkmayacaksınız.. Hizmet üretirken, o çalışma kapsamında esnafın durumunu hesaba katacaksınız.. Şehreküstü kavşağına kazma vurulmasıyla birlikte o civarda bulunan esnafın halinden anlayacaksınız.. O esnafın 3-5 hatta 6 ay boyunca hiç iş yapamayacağını düşünerek formüller üreteceksiniz.. Belediyecilik budur çünkü.. O zaman insanların gönlünü kazanır, güvenini alırsınız..

Maalesef Şehreküstü kavşağı etrafındaki tüm esnaf perişan edilmiştir.. Küçük sermaye gurubundan olan günlük kazancıyla ekmek teknesini yürüten bu insanlar, 1 hafta bile kapalı olsalar parasal sıkıntıya düşerler. Nitekim öyle de olmuştur.. 4 aydan beri o bölgeye bırakın araçları yayalar bile girememektedir.. Sonunda esnaf patlama noktasına gelmiş ve isyan etmiştir.. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kadar esnafın mağdur edildiği, hatta birçoğunun dükkanına kilit vurduğu, çoğunun iflas ettiği Şehreküstü kavşağı bitse bile aklımda güzellik yerine bu olumsuzluk kalacaktır..

Hepinize iyi haftalar