MHP eski İl 2. Başkanı Av. Sermet Atay, şimdilerde Gaziantep'te herkesin kör, sağır ve dilsizi oynadığını, bunun özellikle organize sanayide yaşandığını söyledi. "Bazı insanlar bile bile barutla oynuyorlar"diyen ve Organize sanayiyi karıştırıp, bankacıları kışkırtmanın doğru olmadığını belirten Atay, oda başkanlarını da göreve davet ederek, "Geride durarak herşey iyi güllük gülistanlık demekle bu iş olmuyor. Ellerini taşın altına koysunlar. Sanayinin gerçekten iyi olmasını istiyorlarsa bankalarla görüşsünler, sanayi kuruluşlarının başkanlarının yöneticileriyle görüşsünler" dedi. Atay bu arada eski Bedesten'in yerine karşılık verilen arsanın daha deerli olduğunu söyleyerek, "önce böyle bir yeri park ve meydan yapma teşebbüsü için Fatma Şahin'i alkışlıyorum. Ama bu takas işi herkesin kafasını karıştırdı. Fatma hanım bunun izahını yapmalıdır"diye konuştu.

GAZİANTEP'TE HERKES KÖR SAĞIR VE DİLSİZİ OYNUYOR

Av. Sermet Atay, Gaziantep'in Türkiye'de en fazla kredi kullanan ilk 3 şehir arasında olduğunu, bunun bizim borçlu olduğumuzu gösterdiğini ama kötü olduğumuzu göstermediğini belirtti. Organize sanayi bölgesinde bir sıkıntı olup olmadığı konusunda görüşlerini açıklayan Sermet Atay,

Şimdi Gaziantep'te herkes kör, sağır ve dilsizi oynuyor, özellikle organize sanayide.. Organize sanayi ile ilgili geçen hafta içinde Ticaret Odasının eski yöneticisinin bir açıklaması oldu. Bunun akabinde Ticaret Odası başkanının açıklaması oldu ve olaya söz konusu olan sanayicinin bir açıklaması oldu. Bütün bunları hayretle izliyoruz. Organize sanayide 100 binin üzerinde insan ekmek yiyor. Sanayiciler bir şeyler üretip Gaziantep'te insanlara ekmek vermeye çalışıyor. Fakat doların bu derece artması ve özellikle Gaziantep organize sanayisinde vadeli mal alışverişin çok yaygın olması sıkıntı yaratıyor. Şimdi bir iplikçi ile bir halıcı bir malı ürettiğinde 14-15-16 ay bir vade ile satıyor. Sanayici 16 aylık süreyi nasıl geçirecek? Banka kredisi alacak. Sanayici ister istemez banka kredisi alıyor. Şu anda bizim organize sanayinin yüzde 90'ı banka kredisiyle işler duruma geldi. Ha, bu organize sanayinin güçsüz olduğunu mu gösterir, hayır. Organize sanayi güçsüz değil ama herkes kendi varlığının üzerinde borçlanmış durumda. Bunun sebebi de üretimden, vade farkından kaynaklanıyor. Gaziantep Türkiye'de en fazla kredi kullanan ilk 3 şehir arasında, bu bizim borçlu olduğumuzu gösteriyor ama kötü olduğumuzu göstermiyor. Bu bizim ürettiğimizi gösteriyor. Herkes konuştuğuna ve yaptığına dikkat etsin" dedi.

BAZI İNSANLAR BİLE BİLE BARUTLA OYNUYOR

Sanayicinin 16 aylık bu süre zarfında işçilik ücretlerini, elektriğini, vergisini, su parasını vermek zorunda olduğunu belirten Sermet Atay, bunu da kredilerle finanse ettiğini söyledi. Atay, "Krediyle finansa edince birtakım ahlaksız insanlar ortaya çıkıyorlar, A firması battı, B firması battı gibi çok aşağılık dedikodulara girip birbirlerini yıpratıyorlar. Aslında şunu bilmiyorlar bugün Gaziantep'te 2 bin, 2 bin 500 kişi istihdam eden bir sanayi kuruluşu batarsa, ailesiyle birlikte bu 15 bin kişi eder. 4 sanayici batsa, 50 bin kişi eder. 50 bin kişinin Gaziantep'te işsiz kalması demek sosyal patlama demektir, çok büyük bir tehlike demektir. Bazı insanlar bile bile barutla oynuyorlar. Organize sanayiyi karıştırmak, bankacıları kışkırtmak doğru değil. İşte efendim bir kredi geri çağrılacakmış gibi bir ortam yaratılıyor. Bu da sanayide tedirginlik yaratıyor. Şu sanayiciler sallantıdaymış, iflas edecekmiş gibi dedikodularla sanayiciyi, çalışan insanı yıpratarak bir yerlere gelmek mümkün değil. Bunun Gaziantep'e de Gaziantepliye de faydası yok. Bu tür basit dedikodudan uzak durmak lazım" dedi.

GAZİANTEP'TE SOSYAL PATLAMA OLURSA, SUÇ ŞEHRİ OLURUZ

Sanayiyi desteklemek gerektiğini, Gaziantep'in kurtuluşunun sanayide olduğunu çünkü çok büyük bir nüfus barındırdığını dile getiren Atay, "Nüfusunda orta gelir ve alt gelir grubunun büyük çoğunluğu sanayiden ekmek yiyor. Sanayiden 200-250 bin kişi ekmek yiyor. Şimdi sanayiye zarar verince, bu domino etkisi yaratır, bunun farkında değiller. Burada 4 tane büyük sanayicinin batması demek arkasından küçük 20-30 sanayicinin batması demektir. Bu da 30-40 bin kişinin işsiz kalması anlamına gelir. Gaziantep'te sosyal patlama olursa suç şehri haline gelir. Kimse burada yaşayamaz, suç şehrinde yaşanılmaz. Onun için herkes bir laf söylerken önce düşünmeli, sonra konuşmalı, bildiği şeyleri söylemeli, basit siyasi hesaplar uğruna ve geçmişteki husumetler uğruna konuşmamalı. Sanayi hepimize lazım. Her zaman için siyasiler şunu kullanır; 'istikrar sürsün'. Bu sanayiye yöneltilmiş bir tehdittir. İstikrar sürsün'ün açılımı şudur, hepiniz kredilerle borçlusunuz, eğer iktidar giderse biz tepenize çökeriz, maliyeci göndeririz. Şimdi böyle bir yaklaşımla da sanayi ileriye gitmez. Sanayici üretecek, insanlara ekmek verecek, siz sanayiciye karışmayacaksınız. Siz kalkar da hiç ilgisi olmayan sanayiciye batacak diye dedikodu üretir ve mevcut, hali hazırda yürüyen işletmesine bankacıların çökmesini sağlarsanız bu arkasından 5-10 kişiyi daha götürür" diye konuştu.

ODA BAŞKANLARI BANKA GENEL MÜDÜRLERİYLE GÖRÜŞMELİ

Oda başkanlarının bu ortamda neler yapması gerektiği ile ilgili konuşan Sermet Atay şunları söyledi:"Oda başkanlarının tuzları kuru. Oda başkanlarının şu anda yapması gereken ise bankaların genel müdürleriyle toplantı yapmak. Oda başkanları sanayi iyi dese de bankacılar dosya ellerinde bütün sanayi kuruluşlarını teker teker geziyor, işte efendim bir kredi geri çağrılacakmış gibi bir ortam yaratılıyor. Bu da sanayide tedirginlik yaratıyor. Organize sanayi, ticaret odası ve sanayi odası başkanları bankalar genel müdürlüğü ile konuşmalılar ve olası bir kriz durumunda sanayicimize sahip çıkmalılar. Yani geride durarak, sanayi iyiye gidiyor demekle sanayi iyiye gitmiyor. Çok büyük vadeler var, vadeleri sanayinin kaldırması mümkün değil. Organize sanayi bölgesi başkanı, sanayi ve ticaret odası başkanı ile birlikte bir toplantı yapmalı. Bu toplantıya önce büyük sanayi kuruluşları temsilcilerini çağırmalı, sanayideki tıkanıklık ne ona bakmalı, ardından bankalarla görüşüp bankaların sanayiciyi rahat bırakması sağlanmalıdır. Bunu da ancak oda başkanları yapar. Geride durarak herşey iyi güllük gülistanlık demekle bu iş olmuyor. Ellerini taşın altına koysunlar. Sanayinin gerçekten iyi olmasını istiyorlarsa bankalarla görüşsünler, sanayi kuruluşlarının başkanlarının yöneticileriyle görüşsünler."

ZOR DURUMDAKİ SANAYİCİYE ÇÖKEREK İŞ YERİ ALMAK ODA BAŞKANINA YAKIŞMAZ

Bir oda başkanın zor durumdaki bir sanayicinin malını her ne şekilde olursa olsun ucuza alma yoluna gitmemesi gerektiğini, sanayi odası, organize sanayi bölgesi ve ticaret odasının öncelikli sorumluluğunun sanayiciyi desteklemek olduğunu belirten Atay, "Yoksa zor gündeki sanayiciye çökerek işyerini almak hiç bir oda başkanına yakışmaz. Ama bu Gaziantep'te yeni bir şey değil. Geriye doğru son 20 yıla bakın. İflas eden sanayicilerin mallarını kimler üçte bir fiyatına, yarı fiyatına yok pahasına almış. Olayı teke indirgeyerek bakarsak tek gözlükten bakmış oluruz. Bugün Gaziantep'te kimler sanayi sahnesinden, ekonomi sahnesinden silindi, kimler bu malları kaç lira bedelle aldı, esas büyük rantiyecilik son 20 seneye bakılarak çözülür, bugüne bakarak değil. 20 senedir devam ediyor. Ancak insanlar birbirlerinden çekinerek, korkarak doğruları söylemiyorlar. Mutafoğlu örneği çok küçük bir örnek. Mutafoğlu Gaziantep'e faydalı iyi bir insan, ona herkes destek olmalı. Oturmuş bir sanayici, karakterli, düzgün ve iyi bir sanayici, onu yıpratmalı değiliz. Ona iyilik yapmalıyız. Mallarının gerçek değerini vermeliyiz. Şimdi kalkıp da sen 100 liralık mala 30 lira verip, sanayiciyi kurtardım dersen bunun adı kurtarma olmaz, kimse kusura bakmasın, bunun adı çökme olur" dedi.

ADAY OLA DA BİLİRİM, OLMAYA DA BİLİRİM

MHP'den aday adaylığı başvurusunda bulunup bulunmayacağıyla ilgili bir soruya ise Atay şöyle cevap verdi:"Adaylık kısmet meselesi. Siyasi konjoktüre, gelişmelere göre bakacağım. Aday olabilirim de olmayabilirim de, ama yeni bir kongre yapıldı. Çok yakın oylar aldı iki adayda. Bu da asker delege yazılmadığını gösteriyor. İç çekişmeler kongrelerde bırakılıp geleceğe bakılırsa MHP 3-4 milletvekili çıkarır, ama kısır basit çekişmelere girersek, yıpratarak, birbirinin aleyhine konuşarak hizip yaratılırsa zararı MHP ve Gaziantep görür. Gaziantep'e faydalı olabileceksem MHP'ye faydalı olabileceksem aday olurum. Merkez yoklaması yapılacak merkezdeki duruma da bakacağız çünkü ittifaklar olabilir. Saadet'ten, BBP'den ittifak teklifleri geliyor onlar olursa Gaziantep'in durumu farklı olur, kendi kararımı bunlara göre vereceğim. Estra bir durum olmazsa aday olabiliriz ama aday olmazsak da çalışmayacağım anlamına gelmiyor. Adaymışım gibi MHP'ye çalışırım. MHP Gaziantep'te son seçimde 80 bin oy aldı, mahalli seçimlerdeki oyu ise 120 bin. Şu anda Gaziantep için iki milletvekili görünüyor. Türkiye konjektürüne baktığınızda kamuoyu yoklamalarında MHP'nin oyu yüzde 17-18. Gaziantep bu ortalamanın altında, yüzde 12'de. Gaziantep bu 18'i yakaladığı an 3 milletvekili çıkarıyor. Ülkeye sahip çıkan birilerinin olduğunu birilerinin gömesi lazım. MHP Gaziantep'te bu anlamda mihenk taşı. MHP siyasi arenada olmalı, Gaziantep'te güçlü bir parti olarak yerini almalı."

ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR

'Gaziantep'te bir grup var tuzu kurular gurubu, bunların hiçbir sıkıntısı yok. Bunlar zaten kendileri alıyor, kendileri veriyorlar' diyen Atay, "Gayet mutlu bir azınlık olarak götürüyorlar. Gaziantep'te devamlı bir taktik vardır. İnsanlar üç maymunu oynar, kimse kimseyle ilgili konuşmaz. Son zamanlarda Bedesten olayı dikkatimi çekiyor. Kimse sesini çıkarmıyor. Yapılan hareket doğru. Yanlışlar zinciri eskiye dayanıyor. Yanlış, Bedesten'in yerini yeşil alandan çıkarıp bina yapılmasına izin verilmesiyle başladı. İkinci yanlış, Sanko parkın yerini yeşil alandan çıkarıp AVM yapılması. Üçüncü yarım kalan otel inşaatının yerinin yeşil alandan çıkarılıp otele verilmesiyle başladı. Üçü de Gaziantep'in imar ayıbıdır ve rezilce alınmış bir karardır. Bu üçü de Gaziantep halkına atılmış bir kazıktır. Eğer bir yanlıştan dönülecekse bu üçünün de temizlenmesi lazım" dedi.

BEDESTEN'İN YERİ İÇİN FATMA ŞAHİN AÇIKLAMA YAPMALI

Sermet Atay, Bedesten'in yerinin takasının adil olmadığıyla ilgili endişelerinin olduğunu, bu konunun takipçisi olacaklarını belirterek, "Bedesten'in yerinin rantabıl değerine bir bakalım. Bedesten 2-3 katlı bir yer. Burada büyük bir yapılaşma yapılması mümkün değil. Fatma Şahin'i bu alanı Gaziantep'e yeşil alan olarak kazandırdığı için alkışlıyorum, tebrik ediyorum. Ancak ben şunu soruyorum, bunun karşılığında verilen yerin rant değeri nedir? İmarda ne olarak görülmektedir? Ne olarak çıkacaktır, kafamda soru işareti oluşuyor. Burası hükümete yakın Başbakan'ın posterini asmış, eski il başkanı ile çok yakın görüşen, Hüseyin Çelik'le yakın görüşen bir grubun mülkiyetinde olan bir yerdi. Bunun karşılığında imar durumu nedir ticari alan mı benzin istasyonu mu, A5, A3 mü verildi, ben bunu öğrenmek istiyorum. Çünkü aradaki fark benim cebimden çıkıyor. Fatma Şahin bunu da açıklamalı. Burası kamulaştırılmalıydı. TEDAŞ'ın yerini iddia ediyorum satsınlar, buranın üç katı getirir. Orası Gaziantep'in malıdır. Bizler bunun takipçisi olacağız. Şov yaparak, binayı aldım yeşil alan yaptım diye insanları kandırmak yakışmaz. Bunun karşılığında gerçek değerini vermek lazım. TEDAŞ'ın olduğu alan çok değerli. Yükseklik serbest, şehrin gelişen bir noktası, istinat mahkemesi, adliye orada. Bunun karşılığında ekonomik ömrünü tamamlamış bir yeri alıyorsunuz, yıldızı parlayan bir yeri veriyorsunuz. Gelecekte bunu hesabı sorulur" dedi.

MİMARLARIN BİLE SESİ ÇIKMAZ OLDU

Yerel basın ve sivil toplum kuruluşlarının sustuğunu, barolar ve tabipler odası dışında kimsenin sesinin çıkmadığını söyleyen Atay, "Yerel basın susturuldu sivil toplum örgütlerinin hepsi de ele geçirildi. Mimarların bile sesi çıkmaz oldu, eskiden mimarlar bu konularda çıkar itiraz eder, mahkemeye verir, kentin hakkını arardı. Şimdi sesleri çıkmaz oldu" dedi. Meral KINACILAR