Geçen haftanın kazananı Royal Halı Basketbol takımımız oldu.. Avrupada sonunu getiremeyen ama Allahları var, oldukça başarılı bir performans sergileyen Royal Halının Karşıyaka karşısındaki galibiyeti hepimizi sevindirdi..

Millet futbol derdine düşmüşken, salonda Basketbol takımımızın aldığı başarılı sonuçlarda katkısı bulunan herkese teşekkür ediyoruz.. Beslen sonrası, Royal Halının Gaziantep için salon sporlarında varlığını hissettirmesi, üstelik oldukça başarılı sonuçlar alması gururumuzu okşuyor..

ALTTAKİ TAKIMLARA ŞÜKÜR ETMEK LAZIM

Futbola dönecek olursak, süper ligde Gaziantepspor bir türlü istikrarı yakalayamadığını son maçta yine gördük.. Evinde Galatasarayı yenmiş (ki yenmeyen de kalmadı gibi) deplasmanda Osmanlıspora son dakika golüyle 2 puan bırakmış bir takımdan kendi sahasında oynayacağı ilk maçta elbette galibiyet bekleniyordu..

Geçen haftalar da yazdım, tribünler artık hareketleniyor, kızgınlar dönmeye başlıyor diye.. Bunun tek sebebi, takımın kısmen de olsa küme düşme potasından uzak kalması, biraz da ara sıra başarılı sonuçlar almasından kaynaklanıyordu..

Ne varki, Konyaspor karşısında ne futbol nede sonuç olarak ortaya bişey koyamadılar.. Maçı izlerken rakibi karşısında bu kadar ezik oynamaları gerçekten bizi çileden çıkardı.. Kalede Karce olmasaydı, farkı asla böyle olmazdı demeliyim..

Peki niye böyle diye soru sorsak, buna cevap verecek tek kişi Mutlu hocadır; O da tatmin edici bir açıklama yapamaz.. Çünkü o da dert yanacaktır.. Onun için en iyisi sormamaktır..

Peki kime soracağız Gaziantepsporun bu istikrarsız gidişatını ?

Mehmet Kızıl desek, o beni fazla karıştırmıyorlar diyecektir.. Mustafa Kızıla sormaya kalkışsak teknik konulara fazla girmediğinden topu Mutlu hocaya atacaktır.. Ağabey İbrahim Kızıla dönüp başkan ne oluyor desek, alacağımız cevap, küme düşme tehlikesi yaşamıyoruz. Bu bütçeyle tek başına kalmış bir yönetim ve başkan olarak kötü değiliz diyecektir.. İşte orada taşı gediğine koyacak ve ondan sonra soru sormanızı engelleyecektir..

Bu durumda bize düşen tek şey, alttaki takımların kötü sonuçlar almasına şükretmek ve bundan sonraki maçlarda bizi tehlike sokacak sonuçlar alma ihtimalinin olmayacağını düşünmek olmalıdır..

BÜYÜKŞEHİRİN BERABERLİK LÜKSÜ KALMADI

Gelelim Büyükşehir Belediyespora.. PTT ligi öyle acayip bir lig ki, iki yenilgiyle altlara, iki galibiyetle zirvelere gitmemeniz için hiç sebep yoktur.. Doğrusu Samsunspor galibiyetiyle heyecanlanmış ve artık seri yakalarlar demiştim.. İlk deplasmanda seri yakalama yerine tek puana razı olmaları, beni endişelendirdi dersem kimse bana kızmasın..

Bayram hocada farkındadır umarım.. Boluspor karşısında özellikle ikinci yarıdaki futbolcuların görüntüsü, asla bu kadroya yakışmamıştır.. Elbette kolay deplasman değil, ama bu Büyükşehir bırakın Bolusporu ligin en güçlü takımlarını yenebilecek kapasitededir..

Artık 1er puanla idare etme lüksü kalmamıştır.. Elbette şu ortamda 1 puan fena sayılmaz, ama üstteki takımların kaybettiği haftada, alınacak bir galibiyetle 6 takım içerisine girme şansı varken, bir puanla idare etmeye kalkışmayı kabullenemem..

Son sözüm, artık geriye sayım başlamıştır ve işin daha ciddi tutulmasında fayda vardır..