Gaziantepsporun yıllardır belirlediği hedefi bilmeyen yoktur. Her sezon lige iyi bir başlangıç yapılmaz, teknik direktör ve takım kaptanı kim ise çıkar “Avrupaya gidebilmek için hedefimiz Türkiye Kupasında finallere kalmak” der.

Bu filmi kaç yıldır görüyoruz sanırım kimse bilmiyordur. Tıp kı bu sezon ki gibi. Ligde iddialı bir konumdan uzak kaldık, Kaptan Elyasa da, teknik direktör Mutlu Topçuya da hedefimiz nedir diye soruldu. Verdikleri cevapları yazmama bile gerek yoktur aslında ama tahmin ettiğiniz gibi her seferinde “Türkiye Kupasında finale kalmak istiyoruz” oldu.

Peki o halde bu hedefi belirleyenlere soruyorum. Türkiye Kupası madem senin en büyük hedefin, neden o halde antremanda bile yan yana oynamayan oyuncuların hepsini bir anda oynatıyorsunuz?

Maçı izleyenlerin kaçıncı ligde olduklarını bile bilmeyecek bir takıma karşı iki kere yenik duruma düşüyorsun. 120. dakikada attığın golle gruplara kalmayı başarıyorsun(!)

Dün ki maçla ilgili daha da yazılacak bir şey yoktur. Tüm Gaziantepliler bu futboldan, bu takımdan utanç duymuştur. Tahmin ediyorum ki, Gaziantepsporu yöneten isimlerde maçın uzatma dakikalarını bile izlemeden, şapkalarını önlerine koyup kara kara düşünmüşlerdir. Hatta daha da ileri gidip, “Biz bu maçı hak etmiyoruz, Gölcükspora helal olsun, bizim yerimize onlar gitsin” bile demişlerdir(!) Dolayısıyla son dakikadaki gole sevinmekten çok onlar da eminim ki üzülmüşlerdir.

Ayrıca teknik direktör Mutlu Topçuyu da alkışlamak(!) gerekir. Orkan Çınarı 120 dakika boyunca sahada tutup, Fenerbahçe maçı öncesi Chibuikenin de yokluğunda kondisyon depolattı.

Tüm futbolcuları ve teknik heyeti Gölcükspor gibi Türkiyenin büyük bir takımına karşı iki kere yenik duruma düşmelerine rağmen yaptıkları inanılmaz geri dönüşten ve oynadıkları mükemmel futboldan dolayı tebrik ediyorum, ayakta alkışlıyorum!