Geçmişteki bakış açılarını çok sevmeyen biri olarak, tarihten ufak bir alıntı yapmak istiyorum, hele de Türk Futbolu’nda geçmiş sezonlarda yaşanan tatsız olayları düşününce, bu alıntıyı yapmak farz oldu bence.. Her sene başında toplanan ve yeni kurallar koyan IFAB'da 1889 yılında ilk kez penaltı konuşulmuş. Bir federasyon yetkilisinin teklifi şuymuş; " Hücum yapan takımın oyuncusu , ceza sahası içinde; müdafaa yapan takımın oyuncusu tarafından , kasıtlı bir hareketle engellenirse buna ceza vuruşu verelim. Belli bir uzaklıktan sadece kaleciye karşı yapılan bir vuruş olsun." Bu teklif karşısında diğer federasyon yetkililerin ortak fikri ise ; " Sen böyle bir şey olacağına inanıyor musun? Biz bu oyunu centilmenlik kuralları üzerine kurduk. Kesinlikle reddediyoruz..." olmuş. İŞ BİLMEYEN ADAMLARLA YÖNETİLMEK Sonrası malum..Penaltı kuralı 1891 yılında oy birliğiyle kabul edilmiş…Centilmenlik üzerine kurulmuş bir spor dalının bizim ülkemizdeki yansımalarına baktığımızda durumun ne kadar içler acısı olduğunu çok net görebiliyoruz. Onlarca futbol adamının adı şikeyle içiçe anılıyor.. Birçok futbol kulübü yöneticileri tarafından borç batağına sürüklenmiş ve iflasın eşiğine getirilmiş durumda.. İyi yönetilemeyen bir çok takımın küme düşme korkusu.. Geçen sezona kadar bu korku Gaziantepspor’da da hakimdi ki kaçınılmaz sona şu anda şahitlik ediyoruz.. İşte ben bu durumlarda temeli centilmen olan tek birşey göremiyorum.. Hatta kör oldum Türk futbolunda da, Gaziantepspor da gelecek göremiyorum desem çok mu abartmış olurum sizce.. İşini bilmeyen adamlarla yönetildik ki yönetilmeye de devam ediyoruz.. İşinin erbabı olmayan milyon tane adama eyvallah demekten bıkmış ecdadın torunları ve çocukları olarak sesimizi çıkaramıyoruz.. Nedeni malum.. Bu ülke her konuda kalitesizleştirildi. Batmaya devam ediyor kimseden çıt ses çıkmıyor.. Bizden de ses ancak bu kadar çıkıyor.. Ama her şeye rağmen , herkes boynuna kadar çamura batsa da biz kafamızı kaldırıp yıldızlara bakmaya devam edeceğiz...Bu böyle biline..