Gaziantepspor bu hale bir günde gelmedi. Uzun yılların birikimi olan kötü yönetim, düz mantıkçılık, cehalet ve tekçi anlayış her yıl kılpayı kurtulduğumuz felaketi kaçınılmaz hale getirdi.

Aslında felaketin kökleri Celal Doğan dönemine kadar uzanıyordu.

Fenerbahçe'ye ikram edilen şampiyonluğu yıllar sonra "Şehir şampiyonluğa hazır değildi" diyerek bir gafletle savunmaya çalışan eski başkanın dilinden dökülenler aslında Gaziantep'e ve Gaziantepspor'a yapılan ilk ihanetin itirafıydı. Şeytan şaşırtmış ve Celal Doğan itiraf etmişti.

Daha sonra Gaziantep'ten ve Gaziantepspor'dan intikam alırcasına kulübü İbrahim Kızıl'ın isnafına terk etmenin sonucu bugün gelinen son nokta oldu.

İbrahim Kızıl ve yönetiminin 12 yıllık görev sürecinde herhangibir başarısı yok.

Zira Kızıl yönetiminin ilk 7-8 yılı Celal Doğan döneminin bıraktığı kadronun iskeleti ve her yıl bir kaç takviye ile geçmişti. Son 4-5 yıl ise kargaşa ve kaosun hakim olduğu, ligdeki kötü gidişatın ve küme düşme hattından kıl payı kurtulma manzaralarıyla doludur.

Kaldı ki, son bir kaç yıl kümede kalmanın yolu fikstürün sağladığı avantajlarla, kümede kalma mücadelesi veren diğer takımların kendi aralarındaki maç sonuçlarının puan cetveline yansıması sonucu aşılmıştır.

Yani Kızıl yönetimi bir taraftan iş bilmez, diğer taraftan ise bir o kadar da şanslıdır.

Bir anlamda rüzgarın yelkenlerini doldurduğu Gaziantepspor adlı bu gemi dümeni elinde tutanların kalibiyetiyle değil, rüzgarın sağladığı şansla bugüne kadar liman liman gezmiş, rüzgarın küsmesiyle ve Gaziantepspor'u terk etmesiyle birlikte ise gemi karaya oturmuştur.

Gaziantepspor bir alt lige düştükten sonra kongrede aday olmayacağını açıklayan İbrahim Kızıl giderayak takımın içini tamamen boşaltmış, bütün futbolcuları satarak adeta "Benden sonrası tufan" demişti. Kızıl'ın bırakma kararını bir lütuf gibi karşılayanlara Antep deyimiyle "Mamuru mat ettikten sonra" derler.

Yönetimi devraldığı ilk günden bugüne kadar Gaziantep'e gerçek anlamda bir sinir harbi yaşatan bu adamın yaptıkları kesesine kar mı kalacak ?

Ağır cezada yargılanırken siyaseti spora alet edenlerin ince manevrasıyla direkten dönen İbrahim Kızıl dönemine ait bütün kayıtlar yeniden inclenmelidir.

Tesislerinin elektriği ve suyu kesilen, futbolcuları aç bırakılan, masasında, sandalyesine kadar hacze uğrayan Gaziantepspor'un ve Gaziantep'in hesabı ahirete bırakılmadan, yasal zeminde Kızıl ve ekibinden sorulmadır.

Kaldı ki, geçmiş dönemde İbrahim Kızıl'la birlikte görev yapan bugünkü başkan Mutlu Özpineci'de yaşanan bütün olumsuzluklarda pay sahibidir.

Zira yaşanan bütün kötü gidişatı besleyen geçmişteki kararlarda imza sahibidir. Bilerek, görerek susmayı tercih etmiş ve Kızıl'ın ekibinde devam ederek suça iştirak etmiştir.

Bu bağlamda; Batmakta olan gemiyi ilk önce kimlerin terk edeceği, onu terk edenlerin şahsında ortaya çıkmıştır.

Bundan bahisle Gazişehir Gaziantep F.K'nü hasıl eden koşullar ortadan kalkmış ve Gaziantep 1. ligde iki takımla temsil noktasına düşmüştür.

Her iki takımda Gaziantep'in ve Gazianteplilerindir.

Hiç bir Gaziantepli birini bir diğerine tercih noktasında olamaz. Zira Gazişehir Gaziantep FK manevrasıyla ve o güne ait zorunlu tercihi var eden koşullar bugün için ortadan kalkmış görünümektedir.

Acil ve hayati olan ise Gaziantepspor'a sahip çıkmaktadır. Çünkü Gaziantepspor bu şehrin namusu, şeref ve haysiyetidir.

Dün İbrahim Kızıl ve ekibine haklı bir şekilde kızarak küsen ve Gaziantepspor'a sırtını dönenlerin haklı mücadelesi bugün adım adım uçuruma sürüklenen Gaziantespor gerçeği karşısında yerini, haksız ve nafile bir inada bırakmıştır.

Felaket karşısındaki bu sessizliğin gerçekte Kızıl'ı değil, Gaziantepspor'u cezalandırmak anlam taşıdığı bilinmelidir.