Şehrimizde yaşayan duyarlı ve sorumlu insanlar, geçtiğimiz hafta Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı yeni raporda, Gaziantep'in hava kirliliğindeki içler acısı halini resmi bilgilerle öğrenince kahroldular.. Çünkü 103 ülkede 3000’den fazla şehirde, özellikle kamyon, otobüs, inşaat makineleri egzozlarından, odun, kömür gibi fosil yakıtlardan ve orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinde Gaziantep olarak 4. sırada bulunuyoruz sevgili okurlar..Teknik ayrıntılara girmeyeceğim, sadece şunu bilmenizi istiyorum..Bu hava kirliliği hepimizde göz, burun, boğaz ve akciğer tahrişlerine ve böylelikle öksürüklere ve nefesimizin kesilmesine yol açıyor. Bu durum astım ve kalp rahatsızlıkları gibi durumları daha da kötüleştiriyor. Uzun dönemli etkileri ise kronik bronşit, düşük akciğer kapasitesi, kalp rahatsızlıkları ve akciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara yol açıyor. Solunum yolları hastaları, çocuklar ve yaşlılar daha fazla etkileniyor tabii..BÜYÜDÜK AMA HİÇ ORALI OLMADIKHani sürekli söylüyor ve bu şehir özellikle göçlerden yaşanmaz hale geldi diyoruz ya, asıl gizli tehlike hava kirliliğinden oluyormuş haberimiz yokmuş.. Aslında buna benzer çok sayıda yazılarım var geçmiş yıllarda.. Son yazımı 11 Ocak 2015 de yazmış ve hava kirliliğine farklı bir bakış açısı getirmiştim.. Şehrin plansız ve düzensiz yapılaşmasına dikkat çekmiş ve 1931 yılında Alman Mimar Jansen'in Gaziantep için öngörüsünü bu köşeye taşıyarak örneklemiştim.. Ne varki, Gaziantep olarak tam tersini yapmış ve hala da yapmaya devam ediyoruz.. Onun içindir ki, son 50 yıl içinde kent nüfusu yaklaşık 4-5 katı, şehir merkezi nüfusu ise yaklaşık 8 kat artış göstermesine karşılık, hiçbir tedbir alınmamıştır.. Hızla büyüyen ve dünyada bu kadar çok nüfus artışı olan ender kentler arasında yer alan şehrimiz için hava kirliliğine çözüm üretilememiştir.. Maalesef Avrupa’daki şehirler baz alındığı zaman Makedonya'da Tetovo'nun ilk sırada yer aldığını, Türkiye’den 8 şehir içerisinde ise Batman ve Hakkari'den sonra Gaziantep'in 3. sıraya geldiğini üzülerek görüyoruz.. Diğer illeri de söyleyelim isterseniz; bunlar Siirt, Afyon, Karaman, Iğdır ve Isparta Avrupa’nın ve Türkiye’nin havası en kirli şehirleri olarak yer alıyor..Şimdi lafı fazla uzatmadan 11 Ocak 2015 tarihinde bu köşeye yazmış olduğum hava kirliliğinin yanısıra, Gaziantep'in havasının nasıl değiştiğini dile getiren yazımı tekrarlıyorum..GAZİANTEP'İ BOĞUYORUZGazetemizde geçtiğimiz günlerde çıkan meteorolojik bir haber vardı. Sormuştuk yetkililere, “Gaziantep neden son yıllarda özellikle de bu yıl çok sisli olmaya başladı” diye.. Meteoroloji Bölge Müdürü Ahmet Kocamanın verdiği cevap şaşırtıcıydı..”Gaziantepteki sisin nedeni, güneydoğu ve güneyden hafif esen rüzgardır..” Bu ne demek oluyordu, ‘güneyden hafif esen rüzgar, yüksek basınç ve az yağışa sebep olur” Haliyle Gaziantep artık havası değişen bir kent konumuna giriyordu..Çünkü şehrimizde yıllar boyu rüzgar kuzey batı yönünden esiyordu. Bu yönden esen rüzgarlar da sert olunca Gaziantepte yağış oluyor, kolay kolay sis oluşmuyor olsa da, uzun sürmüyordu. Bu da özellikle hava ulaşımını olumsuz yönde etkilemiyordu..ALMAN MİMAR JANSEN 84 YIL ÖNCE UYARMIŞŞimdi bu konuya bağlayacağım bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.. Geçtiğimiz aylarda Dr.Samet Bayrakın gazetemizde bir röportajı vardı. Gaziantepin geçmişi ve geleceği ile ilgili çok dikkat çekici bilgiler verdi Sayın Bayrak.. Ama bir konu vardı ki, o konu tam 84 yıl önce, Gaziantepi yönetenlerin vurdumduymazlıkları yüzünden şehrin dengesinin nasıl bozulduğunun belgesi niteliğini taşıyordu.. Şimdi o röportajından bir bölümünü sizlerle paylaşıp, daha sonra söyleyeceklerime dikkatinizi çekmek istiyorum..Önce Samet Bayrak'ın söylediklerini bir okuyalım isterseniz:“1931 yılında Gaziantepte Belediye reisliğine Hamdi Kutları seçmişler. Adam şehrin planı konusu gündeme gelince benim bu işe aklım yetmez demiş. Bunun üzerine kentin önde gelenlerinden birisi Alman Hermann Jansen diye bir mimardan bahsetmiş. Hemen harekete geçilmiş ve Janseni Gaziantep'e çağırmışlar. Jansen o meşhur Jansen planını yapmış. Bu Jansen planı nedir? Jansen gezmiş dolaşmış ve oturmuş çizmiş, demiş ki, Gaziantep'te Pancarlı'dan Humanıza kadar, Alleben Deresinin güzergahında sandallarla gezilecek, botanik park olacak. Yani şimdiki 100. Yıl, Kavaklık, Sarıgüllük, Değirmiçem, Tabakhane, oradan Humanıza kadar sandallarla gezilecek alanlar olacak demiş. Ayrıca ‘sakın ha, DEĞİRMİÇEM'E BİNA YAPMAYIN, çünkü oranın altı killi toprak depreme dayanıksız . Bunun yanısıra ‘ANTEP RÜZGARINI BATIDAN ALIR, BAŞPINAR YÖNÜNE SAKIN İKİ KATLIDAN FAZLA BİNA YAPMAYIN, YOKSA ŞEHRİN RÜZGARINI KESERSİNİZ” demiş. Dahası, DÜZTEPE, HACIBABA, YUKARIBAYIR taraflarına da kesinlikle iki katlıdan fazla ev yapmayın HAVA SİRKÜLASYONUNU KESERSİNİZ, ŞEHİR BOĞULUR” diye sıkı sıkı tembih etmiş o yıllarda. Jansen planı siz sağolun. Biz sanki bu adam kötülük etmiş gibi, sanki bu adam doğru söylememiş gibi, bu adamın dediğinin tam tersini yapmışız. Mesela Başpınara organize sanayi yapıldı, SOF'un RÜZGARI KESİLDİ. Siz sağolun ve şimdi görüyoruz o Sof dağından gelecek rüzgarın güzergahında çok katlı binalar yapılıyor.BU KADAR VURDUMDUYMAZLIK OLUR MU ?Evet.. Samet bey, Alman mimar Jansen konusunu açıp ta şehir planı için yaptıkları önerilerini hatırlatınca, biraz sorumsuzluk ama temelinde ranta kurban edilen Gaziantepi gözümün önüne getirdim tekrar.. Şimdilerde şehrin en önemli yönü olan batı ve kuzey kesiminin yer aldığı bölgelerdeki yüksek katlı binaların, Gaziantepin hava ve rüzgar koridorunu nasıl kapattığını görüyorum.. Elbette bununla kalmayacak Gaziantepin nefes alan borusunun tıkanması.. Çok yakında şehrin batı ve kuzey kısımlarında gökdelenler yükselecek. AVMler, Rezidanslar, oteller ve koca koca binalar yapılacak. Hepsi tam da Prof. Jansenin dediği gibi şehrin hava koridorlarını kesecek ve hava sirkülasyonunun kesilmesiyle birlikte Gaziantepi boğulacak kent haline getirecek.. Hava kirliliği artacak, rüzgar kalmayacak, yazın sıcaktan, kışın sis ve kirli havadan dolayı, Gaziantep Gaziantep olmaktan çıkarılacak.. NELERE MAL OLACAK BİR BİLSELERKuzey batıdan esmesi gereken rüzgarın etkisinin azalması, buna karşılık güneyden gelen ılıman rüzgarın etkili olmasıyla birlikte, Gaziantepin yazın toz bulutlu, kışın sisten çıkamayan bir kent haline dönüştüğünü söylemek zorundayım.. Tarımından tutun da, sağlığımıza kadar her yönüyle Gaziantepte yaşayanları olumsuz etkileyecek olan bu hava koridorunun kaybolması için herkesin adeta elbirliği edercesine sessiz kalmasına anlam veremiyorum..HEPİNİZE İYİ HAFTALAR