Okulların açılmasıyla birlikte Gaziantep trafiğinin gerçek yüzü ortaya çıktı..Maalesef insanlar sabah gidiş, akşam dönüş çilesiyle baş başa bırakıldı.. Şu bir gerçek ki, bu kentin imar yapısıyla, yollarıyla, plancılık anlayışı ile bu kadar aracı kaldırması mümkün değil.. Ama her gün 100'e yakın araç trafiğe katılıyor..Ve bu rakam yılda 25 bine yaklaşıyor ..Oysa yollar aynı, caddeler, kavşaklar aynı..Hatta tramvay nedeniyle bazıları daraltılmış durumda.. Ama habire araç katılıyor hergün bu şehrin trafiğine..En acısı hatta vahimi, kenti yönetenlerin ciddi boyutlu çözüm üretememesi.. Veya üretenlerin bu şehrin gerçek yüzünü bilmeyişi..Halkın yaşadıklarını bizzat yaşamayışları..Sabahın ve akşamın rezilliklerini görmeyişleri.. Bunun başka tarifi yok..Eğer Gaziantep'i yönetenler, bu vatandaşı özellikle de trafik konusunu önemsemiş olsalar, kısmi olarak pratik yöntemlerle trafiğe çözüm bulabilirler..Ama nasıl ki sinyalizasyon sistemini düzenleyenler masa başında uygulamalar yapıyorlarsa, aynen trafikten sorumlu yetkililer de öyle yapıyorlar.. Trafikte hangi kavşaklarda, hangi yollarda hangi saatlerde sıkıntılar yaşanıyor, bunları yerinde tespit ederek çözüm üretme yerine, mevcut anlayışla işi idare etmeyi tercih ediyorlar..Haliyle Gaziantep trafiği bu anlayışla, bu bakış açısıyla kilitlenecek noktaya gelir.. VATANDAŞIN NE YAŞADIĞINI BİLMEYENLER ÇÖZÜM ÜRETEMEZ Şunu net şekilde ifade etmeliyim ki, kentteki trafik sorunun çözümü için üst düzey yetkililer mutlaka bir araya gelip radikal çözümler üretmelidir..Basit yöntem benim dediklerim.. Ne zaman bu kentin valisi, belediye başkanı, emniyet müdürü normal vatandaşın yaşadıklarını yaşar, o sıkıntıları bizzat görür, işte o zaman çözüm bulmaları kolaylaşır..Eğer Gaziantep gibi bir kentte bir insan emniyet müdürlüğü önünden 1 kilometre mesafedeki sigorta kavşağına akşam saatlerinde 20-25 dakikada gidebiliyorsa, Maanoğlu'dan yine aynı kavşağa 10 dakikada varamıyorsa, Metro'nun önünden Üniversiteye kavşağına 30 dakikada ulaşamıyorsa, Tuğay kavşağından Kalyon kavşağına 25-30 dakikada varamıyorsa, Akyol önünden Başkarakol'a 15 dakikada gidebiliyorsa, oradan binevlere gitmesi yarım saati buluyorsa, bu şehirde yaşamak artık işkenceye dönüşmüştür.. KAVŞAKLARA SENSÖR DENENDİ AMA PAHALI BULUNUP VAZGEÇİLDİ Şimdi gelelim mutlaka bilmeniz gerekenlere..Hep kavşak diyoruz ya, hani sabah ile akşam vakitlerinde şu trafik lambalarının afedersiniz ama salakça yanıp sönme sürelerine.. Kavşakta 1 kilometre araç kuyruğu var, yeşil ışığın süresi 11-12 saniye..Kırmızının ki ise 56 saniye, yani 1 dakika.. Hemde Kalyon kavşağında.. Bunun gibi örnekler çok şehrimizde..Geçtiğimiz günlerde önemli bir yetkili isimle konuştum..Sorun yine trafikti tabii..Derin bir nefes aldı ve "Ökkeş bey özellikle kavşaklardaki sıkıntıya son verecek çözüm var, geçenlerde bir firma kavşaklarda kullanılmak üzere bir sensör aleti getirmiş. Kavşağın dört tarafına koydular, bu sensör trafiği kendisi yönetiyor. Hangi yönde araç yoğunluğu var, otomatikman ışıkların süresini uzun tutuyor, araç yoğunluğu az olan yöne ise kısa tutuyor. İnanmazsınız trafik nasıl işliyor şaşarsınız..Tabii beğenildi ama fiyatı yüksek bulununca vazgeçildi"dedi. Fiyatını sordum 4 köşedeki lambalar için o sensöre toplam 20 bin lira denilmiş..Güldüm tabii.. Oysa Gaziantep'te trafik sıkıntısı yaşanan 3-4 kavşağa bu sensörden yerleştirseler, 60 ila 80 bin lira tutacak..Ama vazgeçilmiş..Demekki Gaziantep'te trafik işkencesine kısmen de olsa son vermek için 80 bin lira pahalı gelmiş.. Söyleyecek söz bulamıyorum... ÜNİVERSİTE KAVŞAĞI SORUNUN ANCAK YÜZDE 50'SİNİ ÇÖZMÜŞTÜR Üniversite kavşağı bitirildi..Bu kavşak için anket yapılsa, yüzde 50 memnun olan çıkmaz..Bir kere şunu sormak lazım, bu kavşak niçin yapıldı ? Birinci derecede Karataş'a gidiş ve gelişlerin kolaylaşması, ikinci derecede Üniversite için..Peki Üniversiteye Karataş'tan gelişlerde ne değişti? Hiçbir şey.. Burç kavşağından gelişte ? Onda da hiçbir şey..Özellikle cumartesi ve pazar günleri Burç kavşağı yönünden gelişte yol yine kilitleniyor..Karataş'tan kavşağa geliş yine aynı, trafik yine Burç yönünden gelenlerle çakışıyor.. Değişen tek şey, Burç kavşağına gidişler ile Karataş'a geçişler rahatladı.. O kadar.. Kimse kusura bakmasın, bu kavşak için dünyanın parası harcandı, dünyanın emeği verildi, dünyanın zamanı kayboldu..İnsanların çekmediği çile kalmadı..Bu kadar masrafa, bu kadar beklemeye karşın, Üniversite kavşağı sorunun ancak yüzde 50'sini çözmeye yaramıştır.. GASKİ'DE BİRŞEYLER OLUYOR GİBİ SANKİ GASKİ Genel Müdür Yardımcısı Akif Bindal ile ilgili duyduklarımız kafamızı karıştırıyor. Akif Bindal anlaşılmaz bir nedenle, düz mühendis yapılıyor..Önce vilayete bir yazı yazılıyor ve Akif Bindal'ın Kilis Konteynır kentte görevlendirildiği bildiriliyor. Ancak Vali, Akif Bindal'ın konumuna bakınca GASKİ genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulunda olduğunu görüyor, bu kararın usule uygun olmadığını söyleyerek büyükşehir'e geri gönderiyor.. Bunun üzerine büyükşehir'den yeni bir karar alınıyor ve Akif Bindal hem genel müdür yardımcılığından hemde yönetim kurulundan alınarak düz mühendis haline getiriliyor..İlk bakışta bunlar belki bazılarına normal gözükebilir..Ama bu işin azıcık derinliğine indiğimde kafam karıştı.. Öncelikli olarak Akif Bindal niye apar topar GASKİ'den uzaklaştırılmak isteniyor onu görmemiz lazım..GASKİ pis koku yayan her yere, her mekana, altına üstüne çözüm üreten, hatta ak-pak sularıyla bunları temizleyen ve güzel kokuya dönüştüren bir adres.. Ama bu adrese eğer pis koku bulaşırsa o zaman burnumuzu tutarak, gözümüzü kapayarak bu kokudan uzaklaşıp kaçma yerine, o pis kokunun nereden geldiğini görmek isteriz.. Seçime 1 yıl zaman kala, GASKİ'nin bu kentte yaşayanlara pis koku yerine temiz kokular sunmasını bekleriz..Akif Bindal'ın bu pis kokuları kapatacak kapasitesi yoksa bunu da bilmek isteriz..Yani işin doğrusu kafamız biraz karışık.. Birileri çıkıp bir şeyler söylemezse, bu kokular tüm şehri sarabilir dikkat etmek gerekli.. GÜRÜLTÜ GAZİANTEP'İN KADERİ OLMUŞ HAVAİ FİŞEKLER YENİDEN BAŞLADI Azaldı diye sevinirken son günlerde yine artmaya başladılar.. Hadi şöyle saat 8-9 hatta 10 da atanlara korkutan gürültüye rağmen razı hale geldik de, vicdansızlar gece yarısı 12 hatta yarım ve 01'lerde atmaya başladılar yine..Buna düğün konvoylarını da eklersek, Gaziantep'te yaşayanların gürültü artık kaderidir demek lazım herhalde.. Emniyet Müdürü Sayın Ömer Aydın şehrimize yeni geldiği ve bir yandan ziyaretçilerle, bir yandan iç bünyedeki düzenle, asayişle, trafikle uğraşmakla meşgul olduğundan, şimdilik kendisine fazla bir şey diyemiyoruz..Ama eğer bu kentte yaşayan hastalar, yaşlılar, çocuklar, bebekler ve evlerinde cenazesi olanların hissettiklerini görme fırsatı bulursa, inanıyorum ki, bu konuyla ilgili yetkili müdürlerden bilgi alacak, tedbirlerin niye işe yara-madığını görecektir.. KALE NİHAYET IŞIKLANIYOR Bir süre önce gündeme getirdiğimiz Kale'nin ışıklandırılma solayı gerçekleşmek üzere.. Gaziantepli hemşehrimiz Reşit Göğüş bu işi üstlenmiş ve kalenin tepesini ışıklandırmak için harekete geçmiş. Hatta hemen hemen bitmek üzere olduğunu haber aldım. Alt kısımları da özel idare bitirecek, böylece Gaziantep kalesi gece muhteşem bir görüntüye kavuşacak. Çok geç kalınsa da, yine de zararın neresinden dönülse kardır diyerek yetkililere teşekkür ederiz.. GAZİANTEP'İN SANAT VE KÜLTÜRDEKİ KARİZMASI Kentin genel sorunlarından bazen kültür ve sanatı unutuyoruz..Aslında bunlar Asım Güzelbey ile ivme kazanır gibi gözükse de, çok değer verdiğim bir dostumdan gelen mail, bana hiçte öyle olmadığını gösterdi..Hiç lafı uzatmayayım ve sevgili Eşref Bilgi'den gelen maili birlikte okuyalım: Sevgili Ökkeş Özekşi kardeşim, bildiğiniz gibi, şehrimizin hala konservatuarı yoktur. Üniversitedeki konservatuar bunun yerini elbetteki tutamaz.. Çünkü o şehrin kendi malı ve direkt halkına açık faaliyetlerin içinde değildir. Olması da beklenemez zaten. Geçen Antalya'daydım. Küçük yeğenimin bale provası varmış, amcası gel, seyret dediler. Gittik izledik, tüm veliler veya sanat çevresinden çok sayıda kişi de vardı... O salonda bale çalışması sunulurken, üstteki salonda piyano resitali, daha üstte tiyatro replik çalışmaları, yandaki salonda folklor ve halk müziği çalışmaları vardı.. Hepsi de aynı anda yani...İsteyen orada, isteyen burada.. Neye ilgisi varsa, hepsi halkın tüketimine açık ve sunulmuş durumda... Kıskandım vallahi. Oysa bizim Gaziantep'te sadece 1 adet tiyatro salonumuz var yıllardır.. Burada tiyatro oyunu, halk müziği konserleri, türk sanat müziği konserleri, kimi durumda açık oturum,konuşma-panel, kimi durumda sendika vs. kooperatif seçimleri vs... Kimine bedava, kimine ücretli tahsis ediliyor... Antalya ile kıyaslandırdığımızda durum resmen kepazelik.. Hem Türkiyenin 6'ncı büyük şehri olasın, hem Almanya-Fransa_Hollanda şehirlerinden vs. 20 tane kardeş şehir sahibi olasın, hem turizmi genişletmeye çalışasın... Ve hem de senin "sanattaki karizman" bu olsun?? !! Bu hafta eğer randevu alabilirsek Asım başkanımızla grup olarak görüşmeye çalışacağız. Buradaki talepçi taraf, yani bizler tamamen amatör bu işlerin sevdalısı kişileriz. Senin de ilgini gazetenizde destek yazılarınızı ivedilikle bekliyoruz. Bekliyoruz dedim, çünkü sadece ben değil, 80-90 kişilik bir aile grubundan bahsetmekteyim.. EŞREF BİLGİLİ Hepinize iyi haftalar