Başlık biraz “Asiye nasıl kurtulur?” gibi oldu ama sanki o noktaya da gelindi. Çünkü çözüm üretilmiyor. Üretileceği de yok gibi...YGS’de 64’üncü sıra, kesinlikle Gaziantep’e yakışmıyor! Kenti ve insanlarını çok sevdiğim ve de çok saygı duyduğum için bu konuyu yazmaya devam edeceğim. Ta ki, ekonomide oldukları noktaya gelinceye kadar!.. Duyarlı olan da var? Gaziantep’in eğitimde son sıralarda yer alması, eminim ki herkesi fazlasıyla üzüyor. Ve bu konuda öyle ya da böyle adımlar da atılıyor. Ama görünen o ki, bugüne kadar uygulanan yöntemler, doğru yöntemler değil. Moda deyimle, yeni açılımlar gerekiyor. Her şeyden önce de, söz konusu başarısızlığı görüp, kabullenmek zorundayız. Yani hastalığı teşhis etmeden, tedavisi mümkün değil. İşte bu açıdan bakıldığında Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın dünkü açıklaması, memnuniyet verici bir gelişme. En azından artık saklanmıyor. Serindağ, “2013 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarına göre ilimiz Gaziantep’in Türkiye ortalamasında 64. sırada yer alması son derece üzücü bir sonuçtur ve genel açıklamalarla geçiştirilemez” diyor. Haksız da sayılmaz. “Üç gün sonra, bu da unutulur, gider” diyen çok fazla. Ortak akıl yaratmak için eğitimle ilgili tüm tarafları içine alacak Eğitim Koordinasyon Kurulu önerisinde bulunan Serindağ, bakın bu konuda ne diyor: Neden böyle? “Gaziantep’in eğitim sorunu ve başarısızlığı yalnızca bu yıla ait değil, Gaziantep geçtiğimiz yıl yapılan YGS’de de, LYS’de de son sıralarda yer almıştı. YGS’deki ve genel olarak eğitimde yaşanan başarısızlığı derslik ve okul gibi fiziki koşullarla açıklamak ve ‘inşallah seneye daha başarılı olacağız’ demek yüz binlerce öğrenciyi ve onlardan başarı bekleyen ana babayı yalnızca bir süre daha oyamaya neden olur ve hiçbir sorunu çözmez. 39 bin Gaziantepli öğrencinin girdiği YGS sınavında, ilk bine 20 öğrencimizin girmesi kuşkusuz sevindiricidir ama bu durum tümüyle kişisel olanakların ve özel kolejli olmanın yarattığı başarının bir sonucudur. Derslik sayısının azlığı, öğretmen eksikliği, yoğun göçün de bir sonucu sınıf ortalamasının yaklaşık 60 öğrenciden oluşması ve yoksulluk kuşkusuz eğitimdeki başarısızlığımızda ciddi nedenlerdir. Ezbere dayanan ve özel dershaneler eliyle yürütülen sınav sistemi başlı başına sorunlu bir sistem olması, parası olanın daha iyi bir hazırlık şansı yakalaması eğitim sitemimizin en temel sorunlarından biridir. Bu çarpık ve eşitsiz sistem, işsizliğin ve yoksulluğun çok yoğun yaşandığı kentimizdeki sosyo-ekonomik gerçekle birleşince bugün olduğu gibi vahim sonuçları da beraberinde getiriyor. Böyle büyük ve vahim bir sorun karşısında köklü ve kalıcı çözümlere ulaşmak, kuşkusuz genel eğitim politikamızla, hükümetin siyasi yönelimleri ile de doğrudan ilgilidir. Ancak bu gerçeğe rağmen Gaziantep’te eğitim başarısızlığını ortadan kaldırmak için daha ciddi ve ortak çabalara girmeliyiz. Bu konuda atılacak ilk adım ise Gaziantep’te Vali’den Belediye Başkanı’na, İl Eğitim Müdürlüğü’nden eğitim sendikalarına, derneklerden siyasi partilere, Ticaret ve Sanayi Odaları’ndan Gaziantep’te kurulu üniversitelerimizin temsilcilerine kadar ilgili bütün kişi ve kurumları kapsayan, temsil yeteneği güçlü, fonksiyoner ve tek işi eğitim için ‘ortak akıl’ yaratmak olan bir ‘Eğitim Koordinasyon Kurulu’ oluşturmalıyız. Şov değil çözüm Şov ve gösteri amaçlı olmayacak bu kurul, okul müdürleri, öğretmenleri, velileri ve öğrencileri de çözüm sürecine katacak, herkesi çözüm ortağı yapacak şekilde hareket etmelidir. Gaziantep’in geleneği, siyasi ve ekonomik ağırlığı, nüfus yoğunluğu, tanınmışlığı ve kendi içinden çıkardığı milletvekilleriyle, bürokratlarıyla, işadamlarıyla eğitimde başarı için hamle yapmayı kolaylaştıran önemli etkenlerdir. Ancak bunun için günü kurtarıcı açıklamalar yerine ortak ve kalıcı bir çalışmaya yönelmeliyiz. İşte o zaman akla gelebilecek her soruya ve konuya birlikte çözüm arama şansını da yakalarız. İç göçün nedenlerinden, okuyanların şehirden neden göç ettiklerine, sınıf ortalamasının yüksekliğinden, yetersiz ve kalitesiz dersliklere, öğretmen kalitesinden eğitimde yönetici atamalarında liyakat ve kaliteye, okuma yazma bilmenin neden düşük olduğuna, şehirde zengin sayısı çok fazla iken neden çok daha fazla vakıf üniversitesi bulunmamasına, Türkçenin doğru kullanılmasından, yarışmalara, ailelere yönelik seminerlerden halkeğitim merkezlerine kadar her konu rahatça masaya yatırılabilir...” Özetin özeti: Gaziantep her konuda çok daha iyisine layık ve bunu da başaracak!..