Evet, Gaziantep bu kadar sahipsiz olmasaydı bu şehrin biricik marka değeri olan Gaziantepspor'un hali böyle mi olurdu ?
Gaziantepspor'un dibe vurduğu bir süreçte çalkantıların ve iç huzursuzluğun spor kamuoyunda tavan yaptığı geçiş döneminde duruma el koymak isteyen Cumhuriyet Kabinesinin Bakanı ve Şehrin Valisi, Gaziantepspor kulüp başkanına yönetimden çekilmesi için teklinde bulunurlar ve bu çekilmenin sözünü alırlar.
Kulüp Başkanlığına aday olan ve bu kötü gidişatı durdurmak üzere durumdan vazife çıkartan şahsa borçlar ödettirilir, futbolcular memnuniyetlerini sahaya ve skorlara yansıtırlar ve kısa zamanda kulüp düzelme emareleri gösterir.
Aday olmama sözü veren Kulüp Başkanı verdiği sözü unutarak bu şehrin valisi, milletvekilleri ve kabine üyesini ti'ye alarak koskoca şehre zılgıt çalar ve bildiğini okumaya devam eder.
Sonuçta süper ligin köklü kulübü 27 yıl sonra bir alt lige düşer.
Eleştiriye tahammülsüzlük, herkesi ve her kesimi düşman sayma cehaleti kulüp adına kamuoyuna yapılan açıklamalara kadar sirayet eder.
Mikro Milliyetçilikten, Irkçılıktan ve Kafatasçılıktan dem vuran bu yoz anlayış kulübü komşu şehrin ilçe sakinleriyle işgal ederken, Gaziantepspor Gaziantepli'lere yasaklı hale getirilir. (1)Evet, Gaziantep bu kadar sahipsiz olmasaydı bu şehrin trafiği en basit anlamıyla tam bir keşmekeş haline getirilebilir miydi ?
Sol'la siyasal manada bir sorun yaşayabilirsiniz, ancak bu takıntılı halinizi bir şehrin trafiğinde sol'a dönüşleri tümden yasaklayarak giderme yolunu tercih etmeniz acıklı bir durumdur.
Ana caddeler kadar ara sokaklarda dahi yolları alabildiğince daraltırarak kaldırımları anormal derecede genişletmek hangi akılla izah bulacaktır.
Sol'a dönüş yasağı, tek yön ve girilmez levhalarıyla yasaklı bir şehir haline getirilen Gaziantep'in deneme yanılma yöntemiyle bir oldu bittiye getirilmesi kabullenebilir bir durum sayılabilir mi ?
Şehri yönettiğini zannedenlerin kulakları hiç mi çınlamıyor ?
Halbuki sürücülerin yüksek sesle dile getirdiği serzenişleri ben pekala duyabiliyorum.
Eğer insan üç maymunu oynamıyorsa ve bu şehirde yaşıyorsa, yükselen bu sese kayıtsız kalamaz diye düşünüyorum (2)Evet, Gaziantep bu kadar sahipsiz olmasaydı.
Gaziantep "Biz eşşek geldik, eşşek gideceğiz" diye ant içmiş bedevilerin insafına terk edilir miydi ?
Artık durum misafirliği de, din kardeşliğini de, komşuluk hakkını da sair söylemleri de aşan bir hale bürünmüştür.
Kadınlara taciz, çocuklara tecavüz, hırsızlık, yaralama ve öldürme vakalarına varıncaya kadar saldırı, şiddet her türlü cebir ve huzursuzluk sadece Gaziantep'in değil, bütün Türkiye'nin genel manzarası haline gelmiştir.
Yüksek perdeden dile getirilen "Suriyeliler kalıcıdır" açıklamalarına "Suriyelilere alışın" telkini eklendiğinde sırtını iyice sağlama almış olmanın şımarttığı cahil cesareti bu memleketin aslı unsuru için iyi bir tehdit unsuruna dönüşecektir.
Hele hele Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından "yerli unsurlara verilen hizmetin aynısını Suriyelileri de veriyoruz" açıklaması sığınmacılarla, vatandaşları müsavi hale getirmiş olmanın en baş döndüren yanılgısı olmuştur.
Suriyeli gençler Gaziantep başta olmak üzere bütün Türkiye'de keyif çatıp, zevk-ü sefa içinde yaşarken, Suriye topraklarında şehadet şerbeti içen askerlerimizin bayrağa sarılı naaşları, genel kabulü ve Suriyelilerle entegre olma istem ve telkinlerini anlamsız ve imkansız kılmaktadır.
Sarf edilen beylik sözler, gerçeklerin acıttığı toplumsal vicdandan daha gerçekçi değildir.
Görünüş o ki, Gaziantep'i yönettiğini zannedenlerin yönetememesi ve yönetimde büyük bir boşluk ve derinlik yaratma riskine karşın, Gazianteplilerin ve Gazi şehrin bu yönetme ehliyetsizliğine karşı yönetilmek istemeyen karşı iradesi giderek daha açık ve belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır (3)