Desteğin Önemi Şimdi Anlaşıldı

Her şey Bülent UYGUN'un istifasının yönetim tarafından kabul edilmemesinden sonra başladı. Geçen haftanın ikinci yarısında silkinen bir takım bu hafta özgüveninin kazanmış ve deplasmanda nasıl oynaması gerektiğini bilen bir takıma dönüşmüştü... Demek ki her şey biraz sabır göstermekle oluyormuş. Geçen haftaki Karabükspor maçı ile ilgili yazımda dediğim gibi ikinci yarıdaki oyun lig için yeterli değil ancak krizden çıkmak için öneliydi... Bu hafta ayakların biraz daha yere sağlam basmasıyla lig için milli maç arasında toparlanmak adına yeterince fırsat var artık. Gaziantepspor için gerçek değerlendirmeler Milli maç arasından sonra daha sağlıklı yapılacağı inancındayım. Yeni transferler ve krizden yavaş yavaş kurtulan bu takım ilk 5'e oynamaz ancak bu ligi rahat bir yerde bitirir... Yeter ki herkes taşın altına elini koysun ve hocanın etrafındaki kenetlenme artarak devam etsin... Kayseri maçı kaybedilse Gaziantep krize girerdi ancak kazandı ve Kayseri krize girdi. Çünkü futbolda dün yoktur...

Beşiktaş Kendine Geldi

Beşiktaş'ın-Eskişehir maçı ligin ilk dört haftasında görüntüsüne yakındı. Eksik oyuncularda takıma girince sanırım o görüntünün üzerine biraz daha koyarak ilerleyecektir. Beşiktaş aman aman futbol oynamıyor ancak futbolun genel geçer doğrularını iyi yapmaya çalışıyor. Mücadele ediyor, alanları daraltıyor ve yardımlaşıyor. Bir de bunun üzerine Fernandes'in kalitesi ortaya çıkınca sonuç kendi lehine işlemeye devam ediyor. Hakeme isyan eden Eskişehir Başkanı Hoşçan'ın serzenişlerinin bu maçla mı ilgili yoksa Beşiktaş'ın bu sezon biraz daha korunmasıyla mı ilgili olduğunu anlayamadım. Yoksa Olimpiyat faciasından sonra alınan cezaların tartışması ilerleyen zamanda daha fazla yapılacaktır. Çünkü aynı durumda Fenerbahçe'ye neden 6 maç ceza verildiğinin sorusu ilerleyen zamanlarda daha fazla sorulacaktır da onadan...

Terim Gidince Coşku Kaybolmuş

Kocaman bir sıfırla geçen ilk yarı ve ardından Bruma'nın oyuna girişiyle biraz daha hareketlenen Galatasaray mağlubiyetten kurtulamadı. Juventus maçından sonra "Manchini'nin eli değdi" diye başlık atanlara şimdi sormak lazım "bu sefer ne oldu?" Bizim bu aceleciliğimiz evlere şenlik doğrusu. Fatih Terim'in gölgesinden korkanlara gün doğmuştu. Bu adam birkaç antrenmanla ne yapabilir ki? Bekleyip görmek gerek bence. Kendini ispatlamış bir hoca ancak Türkiye'de çalışmadı. Fatih Terim zamanındaki coşkunun dinginliğe tevdi ettiğini hep birlikte gördük. Burak Yılmaz konusunda ısrar nereye kadar devam eder bilmiyorum, ancak bu şekilde Umut'u da kaybederlerse hiç şaşırmamak gerek. Galatasaray ilk mağlubiyetini gelecek vaat eden Hamza Hamzaoğlu'nun takımından aldı. Ancak bundan sonra bu takım çok zor yenilir diye düşünüyorum... Ha unutmadan sahada bir Bilal vardı ki inanılmazdı... Tabiri caizse yıllanmış şarap gibiydi...

Şampiyonluk Maçı Gibi Oynadı

Fenerbahçe 2010 yılında yine bu statta ligin son haftasında Trabzonspor'la karşılaşmış, onlarca gol pozisyonlarından yararlanamamış ve şampiyonluğu Bursaspor'a kaptırmıştı... Aynen ona benzer bir maç oldu. Fenerbahçe oynadı oynadı oynadı, ancak gol atamayınca sonuç berabere bitti. Futbolda önemli olan tek şey neticedir. Neticeyi almadığınız takdirde istediğiniz kadar iyi oynayın sonuç alamazsınız... Öyle de oldu. Fenerbahçe bu galibiyetle liderliğe daha fazla tutunabilirdi ancak nedense olmadı... Bizim spor medyası da hemen sallamaya başladı. Halbuki bütün oynanan maçlar içindeki en keyfli maçı ıskaladılar... Kursaklarında kaldığı Fenerbahçe'yi eleştirememe egolarını tatmin ettiler... Maç sonundaki Hacıosmanoğlu patentli provokasyon şimdilik tutmadı, fakat ilerleyen zamanlarda birileri bu adama ses çıkarmazsa tutacağa benziyor... 6222'nin sadece Fenerbahçe için çıkarılmadığını birileri artık anlaması ya da ispatlaması gerek...