Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Özgür Akıl, Türkiye'nin Antepfıstığında gen bankası olan Antepfıstığı Araştırma İstasyonu Müdürlüğünün ağaçlarının sökülmeden genetik materyaller korunarak eko turizm alanı olarak hizmete açılmasının şehrimizin tanıtımına katkılar sağlayacağını belirtti. Özgür Akıl, Antepfıstığı Araştırma İstasyonunun 146 dönümlük araştırma deneme ve genetik materyali koruma alanının yok edilmesinin telafisi mümkün olmayacek zararlara yol açacağını öne sürdü.

FISTIK FESKİVAL ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

Antepfıstığı Araştırmaya ait bu alanın fıstık festival alanına dönüştürülmesi açısından daha verimli olacağını ifade eden Akıl, "Çünkü Fıstık festival alanı olan Orta Doğunun en büyük parkı yüzüncü yıl parkı ve Gaziantep Büyük Şehir Belediyesine ait botanik bahçesinde bir tek fıstık ağacı bulunmaması da başka acı bir gerçek. Bu sorun tüm Gazianteplilerin sorunudur bu konuda halkımızı ve bu alanda proje yapan ve yürütenleri bu gen merkezinin yok olmaması için duyarlı olmaya çağırıyorum" diye konuştu.

ŞEHRİN CİĞERLERİNİ SÖKMEYELİM

Antepfıstığı Araştırma İstasyonu Müdürlüğünün 80 yıllık önemli bir kuruluş olduğunu belirten Akıl, "Halkımız burayı Fidanlık, Zirai Araştırma, Fıstık İşletmesi, Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü eski adlarıyla bilmekte olup yeni adı Antepfıstığı Araştırma İstasyonu Müdürlüğüdür. Antepfıstığı Araştırma İstasyonunun yeri bir dönem askeri karakol ve asker yatakhanesi olarak kullanılmaktaydı. Daha önce ziraat civcivi yetiştiren kurum hayvancılık, sebze fidesi, süs bitkileri ve meyvecilik ile ilgili de çalışma yapmış olup yine daha önceki bir dönemde de şuan ki idari bina Ortadoğu Teknik Üniversitesi kampusu olarak da kullanılmıştır" dedi.

ATIL DURUMDA DEĞİL

Arkelojik kazılara göre M.Ö.6000 yıllarında Gaziantep’te Antepfıstığı yetiştirildiğine dair kayıtlar bulunduğunu söyleyen Akıl, "Antepfıstığı Araştırma İstasyonu tamamen yeşil alana sahip olup atıl durumdaymış gibi gösterilmemeli" dedi.

HALKA AÇILABİLİR

Antepfıstığı Araştırma İstasyonu Müdürlüğü yerine daha iyi bir çözüm ile gelinebileceğini belirten Akıl şunları söyledi: "Buranın duvarları kaldırılıp olduğu haliyle halka açılabilir, çalışma sahaları başka bölgelere taşınabilirdi. Acil durumlarda ( doğal afet ve savaş) şehir içerisinde oluşturulması gereken meydanlara, çadır kent alanlarına ihtiyaçlar var. Afetzedeler için seçilecek çadır kent alanı yerleşim alanlarına mümkün olduğu kadar yakın olmalıdır, Hizmetlerin ve iç ulaşımın etkin ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamalıdır, toprağın cinsi kazıya ve suyu geçirmeye uygun olmalıdır, çadır kent kurulacak yerin elektrik hattı şehir hattı olmalıdır. Antepfıstığı Araştırma İstasyonunun bulunduğu bu yer standartlara uygun sosyal çadırlar da dahil ( mescit, kreş, hastane, çamaşırhane, depolar vs. dahil ) yapılırsa 2.000 çadır ve 10.000 kişi barınacak şekilde uygun bir alandır."

İDARİ BİNA KALABİLİR

Burasının park, kafeterya ve restoranlara teslim edilmesi yerine bakanlıkta kalmasının daha iyi olacağını söyleyen Akıl, " Şehrin ve Türkiye’nin her türlü ihtiyacını 1937 yılından buyana karşılayan kurumun idari binası en azından Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü gibi bu saha içinde kalması gerekmektedir" dedi.

Haber Merkezi