Legal PKK'nın düzenlediği DÖKP (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) Ortadoğu Kadın Konferansı geçtiğimiz hafta Diyarbakır'da yapılmıştı. 9 Ocak 2013'te Paris'te infaz edilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in anısına düzenlenen konferans BDP'li Leyla Zana ile efsane Filistinli kadın gerilla Leyla Halid'in tartışmasına tanıklık etti. "Filistin halkı nasıl bir hayat istiyorsa öyle bir devlet kursun. Hiç bir koşulda tahakkümü kabul etmiyorum. Ama Arap halklarının İsrail'i ortadan kaldırma fikrine de katılmıyorum. Nasıl ki, hava güneş kişilerin tekelinde değilse toprakta değildir" sözleriyle bir taraftan Filistin hareketine şirinlik gösterisinde bulunan, diğer taraftan İsrail'e ince mesajlar gönderen Leyla Zana'ya karşı tepki gecikmemişti. "Ben bunu reddediyorum. İsrail bizim topraklarımızı yok etti. Biz Filistin'in her tarafı için mücadele ettik. İşgalcilerin topraklarımızda yeri yoktur, reddediyorum. Siyonistler bu topraklarda yaşayamaz. Cellat ile Kurban aynı kefeye konulamaz. Biz Filistinliler; Demokratik çözüm ve özgürce yaşamak istiyoruz. Biz barışı işgalciye hak vererek değil, bu topraklardan çıkartarak kazanabiliriz"... Leyla Halid'e ait bu sözler, Kürtlerin yanlış Filistin algısına karşı olduğu kadar, PKK - İsrail işbirliğine de göndermeleri içeriyordu. Filistin sorunu ile Kürt sorununu eşdeğer sayan anlayış, Abdullah Öcalan'ı ise kutsayarak, Nelson Mandela'nın yerine ikame etme çabasında. Halbuki Filistin Hareketi devrimcidir, anti - emperyalisttir ve siyonizme karşı mücadele vermektedir. Filistinliler, işgal altındaki topraklarında insanca yaşam koşullarına kavuşmak, topraklarını ve halkını özgürleştirmek adına bu büyük mücadenin içindedir. Ancak, PKK güdümlü Kürt Hareketi Irkçıdır, Emperyalizmin kontrolü altındadır ve siyonistlerle ittifak halindedir.. PKK - İsrail ilişkileri bütün boyutuyla kanıtlanmıştır. Leyla Halid gibi ismi Filistin Hareketiyle özdeşleşmiş olan eski bir kadın gerillanın, dandik bir kadın konferansına katılarak adını ve mücadelesini tartışma konusu haline getirmesi üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Filistinli diğer kadınların Leyla Zana'nın yanına giderek tepkilerini dile getirmeleri, Leyla Halid'in tekrar söz alması ve araya Sebahat Tuncel'in girmesiyle olayı bir yanlış anlaşılmaya bağlayarak zevahiri kurtarmaya çalışması, birbiriyle taban tabana zıt olan Filistin Sorunu ile Kürt Sorunu'nu temelli ayrıştırmıştır. İşbirlikçilerle, devrimcileri aynı kaba dolduran, sapla - samanı birbirine karıştıran bu güdümlü konferans sonunda Şerri hayra tahvil etmiştir. Leyla Halid ve arkadaşları, ABD - İsrail kontrolündeki PKK'yı ve Kürt Hareketi'nin karanlık ve derin ilişkilerini ciddi bir tahlile koyulmalıdır diye düşünüyorum.