Bugünden itibaren Gaziantep trafiğinde ciddi bir değişime gidiliyor..Kentin en önemli merkezlerinde sola dönüş yasağı başlıyor.. Sayın Fatma Şahinin bu kararı almazdan önce mutlaka çok düşünmüş olacağını sanıyorum.. Çünkü geri dönülmez bir yola girildi.. Uzmanların aylarca çalıştığını ve bu karara vardıklarını söyleyen Sayın Fatma Şahin umarım yanılmaz.. Çünkü yanılmayışı Gaziantep için kazanç olur..

Bu uygulamada asıl mesele, alternatif yollar.. İki ana nokta var, bir 25 Aralık eski SSK kavşağı, diğeri Gazi Muhtarpaşa kavşağı.. Ben ikisine de uygulamalı olarak aracımla girip dolaştım Cuma günü.. Çalışmalar yapılmış, mevcut yollar üzerinde kaldırım düzenlemesi gerçekleştirilmiş.. Bir hata yapılmış, Kavaklık yönünden gelen yol daraltılmış. Oysa çok aktif bir yoldu orası, iki araçlık yapılmış. Kargaşa yaşabileceğini şimdiden söyleyeyim.. Sarıgüllükte de sorun olabilir, çünkü yol ucube kaldırımlarla tek araçlık hale getirilmiş. Bu mahallede oturan yüzlerce arabası olan insan var, ne yapacaklar doğrusu merak ediyorum..Gazimuhtar yönünden gelip SSK kavşağına dönmek isteyenler için alternatif yol seçilen bu Sarıgüllük güzergahında sürücüleri ciddi bir sıkıntı bekliyor..

Öbürü ise Kavaklık yönünden gelip 25 Aralık kavşağından sola dönemeyenler için gösterilen alternatif yol.. Kalyon kavşağı yönüne gitmek isteyenler için kullanılacak bu sokak arasında en büyük sıkıntı, sağlı sollu park yapan araçlar olacak. Aceleye getirilmiş bu yol sanki. Daha düzenli olabilirdi. Bu görüntüyle trafik çok sıkıntılı olacak.. Yine de Sarıgüllüke göre, daha rahat bu yol. Ama parklar konusu eğer çözülmezse, büyük rezillik olacak, bunu da şimdiden söylemiş olayım..

BU UCUBE KALDIRIM KİMİN FİKRİ

Aslında yeri gelmişken son zamanlarda herkesi çileden çıkartan kaldırım uygulaması kimin fikri doğrusu merak ediyorum.. Mevcut kaldırımları ucubeye çeviren yöntem kimin projesi ve tasarımı ise olmamış.. Bir garip cep şekli. Uc kısımları yolun ortasına getiriliyor, dönüşleri zorlaştırıyor. Zaten araçlar mecburen çarptığı için sürekli kırılmalar yaşanıyor. Bu garip şeklin hiç gereği yoktu aslında. Çünkü oraya madem araç parkına izin veriliyor, bırakın dümdüz kalsın. Böylelikle iki araç daha fazla park edebilir.. Ayrıca bazı sokakların tek yönlü olması da umarım işe yarar ve sonuç alınır..Doğrusunu söylemek gerekirse bu trafik değişiminden ve yasakların işe yarayacağından fazla umutlu değilim.. Sola dönüş ve daraltılan sokak araları ile ucube cep uygulamasının Sayın Fatma Şahinin başını ağrıtabileceğini düşünüyorum. Umarım yanılırım..

DENİZ KÖKENDEN NİZİP YOLU BİLGİSİ

Geçen hafta eski Nizip yolundaki Battala gidiş yolu ile bu köyün içme suyu konusunu işlemiştim. Her zaman olduğu gibi, şimdi bir koltukta iki karpuzla da olsa işini iyi yapan olarak gördüğüm Sayın Deniz Köken hemen devreye girdi. Burada mutlaka belirtmeliyim, bazı bürokratlar bu şehrin meselesi olduğunda nedense ilgisiz kalıyor, sessizliği tercih ediyor. Ama Deniz Köken öyle birisi değil.. Çünkü biliyor ki, şahsımız adına bir şey istemiyoruz, üstlendiğimiz misyon gereği, bu şehrin sorunlarını dile getirmek. Vatandaşın dertlerini, sıkıntılarını, sorunlarını mümkün olduğunca yetkililere duyurmak.. Sayın Deniz Köken verdiği bilgide Nizip yolunun 10 metre genişletileceğini, bittiğinde D400 ayarında olacağını söyledi. 40 köyün ortak yolunun yapıldığını, bu güzergahta Battal köyünün de bulunduğunu söylerken, diğer şikayete konu olan su meselesine de açıklık getirdi ve su tahlilleri yaptırdıklarını ve temiz çıktığını söyledi. Bizde merak edenler için bu bilgiyi veriyor, her bürokratın, her yetkilinin Deniz Köken gibi olmasını temenni ediyoruz..

BEN OLSAM AMERİKAYA GTİMEZDİM

Bugün GaziantepTİCARET Odası yöneticileri, meclis üyeleri toplu Amerikaya gidiyorlar.. Bakıldığında gitmeleri en tabii hakları.. Ama bu iş belediyelerin meclis üyelerinin gazını alma işine benzemiş.. Biliyorsunuz belediyelerimiz iktidar muhalefet toplu halde yurt dışı gezileri düzenler.. 3-5 gün boyunca meclis üyesi arkadaşlar gezer tozar keyfini yapar, sonra gelirler..

Çok net konuşayım, Ticaret Odası yöneticileri ve meclis üyesi arkadaşlarımızın bu uygulamayla gitmelerine katılmıyorum.. Ben meclis üyesi veya yönetici olsam gitmezdim.. Kusura bakmasınlar çoğu arkadaşım dostum.. Ama bu uygulamaya karşıyım.. Madem Amerikaya gidilecek, o zaman herkes masraf neyse versin.. Yanılıyorsam bağışlasınlar bir haftalık Amerika gezisi bin dolara olmaz arkadaşlar.. Böyle bir teklif geldiğinde kabul etmemelerini isterdim.. Sordum soruşturdum, bir kişinin kafile ile gittiğini varsayarsak en az 4 binDOLAR maliyeti var.. O zaman geriye kalan 3 bin doları GTO kasasından verecek.. Yani kabataslak bir hesap yaptığımızda 75 kişi desek, çarpın 3 bin dolar ile, ortalama 650 bin lira yapıyor. Eski parayla 650 milyar.. Bu parayla Eyüp Bartık gerçekleştiremediği bazı projelerini yapabilirdi diye düşünüyorum.. Meclis üyesi dostların da bunu söyleyip gitmemelerini beklerdim.. Ama galiba büyük bir katılım olmuş bu seyahate.. Yapacak bir şey yok artık, çünkü bugün uçuyorlar.. Ben yine çoğu dostum ve arkadaşım olduğundan hepsini sağ-salim gidip gelmelerini temenni ediyorum..

BEN KOLAY KOLAY KABUL ETMİYORUM

Yeri gelmişken bu tür konularda ne kadar hassas olduğumu ifade etmek istiyorum.. İnanın sağolsunlar bazı kurum ve kuruluşlardan çok sayıda yurt dışı davetler alıyorum. Bunların içerisinde UMRE de var.. Yakın dostlarımı kolay kolay kırmam, çünkü karşılıklı davetlerimiz olur zaman zaman.. Ama kurum ve kuruluşlar olunca durum değişir. Bunu yıllarca Gaziantepsporda yaşadım.. Kolaylık olsun diye kafileye katıldım ama uçak paramı da, otel paramı da kendim ödedim.. Sayın Celal Doğan kadar İbrahim Kızılda bilir bunları.. Sağolsun son zamanlarda Sayın Osman Toprak da bazen davet eder ama gitmemeye çalışırım..Şimdiye kadar da gitmedim zaten..

UMRE VE HAC İŞİ DAHA FARKLI

Umre işe daha başka.. Bilmeniz için söylüyorum, bu güne kadar 3 kez UMRE daveti aldım.. Üçünü de kabul etmedim.. Hepsine de nazik şekilde verdiğim cevap, 'orası kutsal topraklar. Oraya helal ve alın teriyle kazanılmış para ile gidilmesini isterim. Şimdilik o kadar birikimimiz yoktur..Eşim özellikle Hacca gitmek istiyor, eğer birikim yapabilirsem, o helal paradan Hacca giderim, yoksa davetle Hacı olunmaz, Umreye gidilmez' şeklinde oldu..

Ne var ki, bazılarını görüyorum, başkalarının davetiyle gittikleri yetmiyormuş gibi, birde karşımıza UMRE olmasına rağmen kendisine HACI diye çıkanlar oluyor.. Bir kere şu çok iyi bilinmelidir ki, UMREnin yeri başkadır. Umreye gidenler gerçek bir Hacı olmaz.. Hele başkalarının parasıyla gidenler hiç işe yaramaz.. Zaten son dönemlerde bakıyorum da, özellikle Gaziantepten ipini koparan bazıları Umreye gidiyor..Yapmadıkları halt, işlemedikleri günah kalmamış ama bir bakıyorsun soluğu UMREde alıyor.. O güzel ve kutsal toprakların maneviyatından, kutsiyetinden de çekinmiyorlar.. Allahı kandırıyorum sanıyorlar..

SAHTEKARLARLA GERÇEK DİNDARLARI AYIRMALIYIZ

Şunu mutlaka belirteyim, gerçekten inançlı, dini bütün insanlara saygılıyım. Onlar gitmeli zaten kutsal topraklara.. Günah işlemiş olanlara da açık elbette o topraklar..Günahtan arınmak, ailesine, topluma, ülkesine faydalı insan olarak hayatını idame ettirmek kadar güzel bir şey olabilir mi.. Ama dönüşte yine eski günahlarını işlemeye devam edenleri bildiğimden bunları yazmak zorunda kaldım.. Bu konu elbette derin.. Ayrıca çok hassas.. Ama bizim gibiler bunları mutlaka dile getirmeli.. Ortalıkta dolaşan sahtekarlarla gerçek dindarları ayrı tutmalıyız..Bakın nereden nereye geldik. Ama bu vesile ile düşüncelerimi ve yaptıklarımı ifade etme fırsatı buldum..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR