Doğrusunu söylemek gerekirse başlarda kuşkuluydum.. Hatta ziyaretime geldiklerinde Sayın Fatma Şahin ile Rıdvan Fadıloğlunun heyecanla anlatmalarına rağmen, Abdülkadir Aksu Bulvarının ipek yoluna bağlayacak köprülü kavşak projesine tereddütlü bakıyordum..'Keşke daha üst tarafta olsaydı, böylece Tuğay kavşağı ile bu kavşak bu kadar iç içe kalmazdı' demiştim..

Sonuçta bu yol bitti ve bende diğer yollarda olduğu gibi İbrahimli bağlantılı özellikle Başpınar ve Küsgete gidip gelenlerin trafik akışını takip ettim günlerce.. Birde İbrahimliden Adliyeye gidiş yolu olan İller bankasının önündeki kavşağın trafik yükünün azalıp azalmayacağını takip ettim.. Sonuç olarak söylemem gereken tek şey; Abdülkadir Aksu Bulvarının ipek yol bağlantısı işe yaramış.. Trafik yükü hafiflemiş. Sabah ve akşamları yaşanan sıkıntılar azalmış.. Elbette İbrahimli Üniversite yolu ve Karataşa gidişlerdeki sıkıntı sürüyor ama, bir yerden başlayan ve bunda da başarılı olan Sayın Fatma Şahini kutlamak görevimdir..

KEŞKE ALT VE ÜST GEÇİTLER YAPILABİLSE

Şu bir gerçek ki, Gaziantepte yanlış imar planlamaları, geleceği görmeyen kafaların sıkıştırdığı ve daracık bıraktığı yolların kenarlarına dizilen binalar artık kolay kolay yıkılamaz.. Sayın Fatma Şahin Allahı var, trafik için doğru yanlış tartışılabilir ama bir şeyler yapmaya çalışıyor, bunu görmemezlikten gelemeyiz. Ama bu çaba Gaziantepin mevcut imar yapısı ile radikal çözüm getirmez.

Bu şehre mutlaka yeni bir proje lazım.. Artık bazı bölgelerde yerin altına mı inilir, yoksa caddelerin üstüne alternatif yollar mı yapılır bilemem.. Ama Fatma Şahin bu konuda mutlaka bir hamle yapmalıdır..

BU SESE DİKKAT

Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selahattin Kaplanın söylediği her söz attığı her adım bizler için değer taşır. Sayın Kaplan dün twitterde öyle bir mesaj verdiki dondum kaldım. Ben bu sözlere şimdilik yorum yapmıyorum. Ama bu sözlerin Gaziantep ekonomisi için gelecek adına özellikle halı sektöründe çok büyük sıkıntılar olacağının işaretleri olacağını düşünüyorum. Bakın Selahattin Kaplan twitterda neler yazmış.

/

/

EYÜP BARTIK ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR

Son zamanlarda bu güne kadar yazmadığım miktarda Eyüp Bartık yazısı yazmaktan sıkılmaya başladım.. Çünkü tarzım değil.. Sanki kişisel mesele gibi algılanacak.. Ama öyle gelişmeler oluyor ki, yazmak şart oluyor. İki haftadan beri Eyüp beyin cevabını beklediğimiz sorulara yanıt gelmeyeceği belli oldu. Çok değerli bir ağabeyim beni aradı ve;' SAKITA BİR SUÇ İSNAT OLUNMAZ. LAKİN MARIZ-İ HACETTE SÜKUT BEYANDIR' deyince, açtım sözlüğü, anlamını okudum ve bu konuda artık bir şey yazmamaya karar verdim.. Ne var ki, GTO Meclis toplantısında Sayın Eyüp Bartıkın sarfetmiş olduğu sözleri duyunca yazmam kaçınılmaz oldu. Bakın Eyüp Bartık ne demiş, son zamanlarda kendisini eleştiren gazeteciler için..

'Son günlerde hakkımızda aleyhte haberler yapanlar, geçmişte Ticaret Odasında haraç alan gazeteciler. Biz göreve geldiğimizde bu haraçları kestik. Bundan rahatsız olanlar, bizim aleyhimize yazıyor.'

Şimdi bu sözlerden benim yerimde olsanız ne çıkartırsınız? Muhatap olmamak mı lazım, yoksa bir şeyler mi yazmam gerekir ? Dahası var, sadece 1-2, evet evet, koca mecliste sadece 1-2 meclis üyesi Eyüp beye karşı çıkıyor ve 'saygılı olmanız gerekir, biz de önceki yönetimdeydik, varsa böyle bir şey, ispat etmelisin' diyor.. Hatta birisi itham altında bıraktığı Mehmet Aslan için 'siz Kent Konseyinde onun altında birisiniz, madem o böyle şeyler yaptı siz onun yardımcısı olmayı niye kabullendiniz?' diyor. Eyüp bey ise 'bana bunları Sami abi (Akay) ile Mustafa abi (Aydınçelebi) söyledi' diye cevaplıyor.. Yani dedikodu üzerinden fikir beyan ediyor..

Bunun üzerine, hadi efendilik edip ses çıkarmayan mevcut meclis başkanını bir kenara koyalım, eski meclis başkanı Zeki Yağcı çıkıp ta, 'siz GTO Başkanısınız, böyle sözleri nasıl söylersiniz. Bizim dönemimize kara bir leke atamazsınız ?' diyemiyor..

Bunları duyup öğrenince, sadece gülmeyi tercih ettim sevgili okurlar.. Daha HARAÇın ne anlama geldiğini bilmeyen bir GTO Başkanı, bu kadar rezalete ses çıkarmayan GTO yönetimi ve meclisi eğer bunları içine sindiriyorsa, benim söyleyecek sözüm olabilir mi? Bence olmamalı.. NOKTA…

ÖZEL NOTUM: Sevgili Eyüp Bartık, lütfen toparlanın.. Bu gidişiniz hayra alamet değil inanın.. Şahsım ve gazetem adına eğer elinizde avantadan para aldığımıza dair bir belge varsa lütfen açıklayıp yayınlayın.. Bunu sizden özellikle rica ediyorum.. Bir bilgi daha vereyim size; Siz başkanlığa geldikten sonra tüm gazetelerin ilanlarını kestiğiniz bize resmi olarak iletilmediği için, tam 6 ay boyunca internet sitemizde GTOnun ilanı çıktığını ama onun parasını almak için teşebbüste bile bulunmadığımızı bilmenizi istiyorum. Saygılarımla..

BİLAL KARANIN ŞEHİR IMFSİ

Hakkındaki yazılardan ve konuşmalardan rahatsız olmuş.. GTO Başkan yardımcısı sıfatıyla haketmediğine inandığı görüş ve düşüncelere açıklık getirmek istediğini söyledi. Oturup çay içtik beraberinde olduğu Bülent müdürüyle.. GTO ile yazdıklarımı ve yönelttiğim soruları içtenlikle yanıtladı. A.M. adlı sanayici ile fabrikasını almak için GTO Başkanıyla birlikte odada konuştuklarını doğruladı. Tek gayesinin sıkışık durumda olan çok değerli insan A.Mna destek olmak amacını taşıdığını söyledi. Ama GTO yöneticileri olarak bu pozisyona girmelerinin yanlış olduğuna, yaşanan gelişmeler sonrası inandığını belirtti. Bilal Karayı saygıyla dinledim uzun uzadıya.. Konuşmamızın son bölümünde, 'Ökkeş bey aslında oda olarak bir formül üretmeliyiz. Benim yıllardır kafamda ŞEHİR IMFsini hayata geçirme projem var. Eğer bunu gerçekleştirebilsek böyle zamanlarda çok lazım olur. Bu ŞEHİR IMFsi bağımsız bir kuruldan oluşur. Odalar üye olur, bir bütçe yapılır, herkes o bütçeye belirli miktarda para yatırır, daha sonra zor durumda olan firmalar bu bütçeden destek alarak sıkıntısına çözüm bulabilir. Sonra borcunu öder.. Bundan yararlanmanın elbette vecibeleri olacak, hayata geçirilirse, çok yönlü ele alınabilir'dedi. Doğrusunu söylemek gerekirse Bilal Karanın bu önerisini dikkate değer buluyorum.. Uygulamaya geçildiğinde belki de Türkiyeye örnek bir proje olarak gündeme gelebilir..

TAHMAZOĞLUNUN SİTEMİ

Geçen hafta Basketbol Türkiye Kupasının oynandığı Karataş Spor salonunun çevresinde kar temizliği yapılmadığını ve sporseverlerin çok büyük sıkıntı yaşadığını dile getirmiş;

'Özellikle Şahinbey Belediyesine bir sözüm olacak. Ki kendi bölgesi olduğu için, o bölgede çevre düzenini sağlamakla yükümlü olarak biliyorum.. Sanırım bunu Büyükşehirin üzerine atma gibi bir düşünce içine girmezler umarım.' demiştim. Sayın Mehmet Tahmazoğlu anında aradı ve sitem etti. O bölgenin ana arter olduğunu özellikle benim nasıl bilmediğimi sorguladı. O bölgeyi temizlemenin asıl yükümlüğünün büyükşehirde olduğunu, ama yine de kendi ekiplerinin çevreyi temizlediğini söyledi. Bu konuda gençlik hizmetleri il müdürlüğünün devreye girmesi gerektiğini ama onların da umursamadığını ifade etti. Hatta maça bile davet edilmediğini sözlerine ekledi. Anlaşılan o ki, Mehmet Tahmazoğluna haksızlık yapmışız.. Hoşgörüsüne sığınıyoruz…

MEHMET KIZIL MİLLETVEKİLİ OLUR MU ?

Biliyorsunuz şahsıma yapmadığı haksızlık bırakmadı.. Neler oldu neler. Mahkemeler, iftiralar hatta tehditler.. Tüm bunları bana yaşatan Mehmet Kızıl, önce yakın dostlarımla görüşüp benimle barışmak için adım attı. Önce çok direttim ama sonunda kırgınlığın, küskünlüğün devam etmesinin kimseye yararı olmayacağını düşündüm ve tamam dedim. Geldi gazetemize, çok samimi bir yaklaşım gösterdi. Bizde çayımızı kahvemizi ikram ettik.. Biliyorsunuz Mehmet Kızıl AK Partiden Milletvekili aday adayı oldu. Dün de temayüle katıldı.. Gaziantepte Şanlıurfalı oyların temsilciliğine talip.. Şaka bir yana şansı da var.. Çünkü kendisini farkettiriyor, ağzı laf yapıyor.. İlişkileri sıcak.. Gaziantepte fazla görülmese de Türkiyede ekonominin üst katmanlarında ticari yönden iyi ilişkileri var.. Bunları görmemezlikten gelemeyiz.. Sanki AK Partiye yakışıyor gibi.. Belki gibisi bile fazla.. Onun için sıralama elbette önemli ama Mehmet Kızıl, bu misyonuyla Şanlıurfalıların yoğunlukta olduğu Gaziantepte temsilciliğe soyunmuş.. Birde Barış söylemiyle yola çıkmış.. Bekleyip görmekte yarar var. Çünkü siyasette olmaz olmaz diye birşey yoktur…

Hepinize iyi haftalar