Önce il genel meclisinde yaşandı buna benzer gelişme.. Sonra Büyükşehir Belediye Meclisinde tartışmalara yol açtı.. Mesele şu.. Gerek il genel meclisinde, gerekse Büyükşehir meclisinde gündeme alınan birçok maddelerin görüşülmesi 30 Mart seçimleri sonrasına bırakılmak isteniyor..

Bunu da Sayın Fatma Şahin'in istediği iddia ediliyor ve ona göre hareket ediliyor. İl genel meclisinde bu yöndeki gelişmede, eğer Fatma Şahin başkan seçilirse büyükşehir'in genel sekreteri olacağı iddia edilen Ömer Özcan'ın, bazı dosyaların mecliste görüşülmesini engellediği iddia edilmişti. Hatta bu yönde il genel meclis üyelerinin tepkisi gazete manşetlerine taşınmıştı.

Bu olayın üzerinden bir hafta geçmeden aynı durum Büyükşehir Meclisinde yaşandı. Bu kez CHP'li üyeler, bazı maddelerin seçimden sonraya bırakılmasına tepki verdi. Gerekçe yine aynıydı. Fatma Şahin öyle istiyordu ve AK Partili üyeler de o dosyaların meclis gündemine getirilmesini engelliyordu.. Doğrusunu söylemek gerekirse hiçbir dönemde böyle bir olay ile karşılaşmamıştık.. Şu anda Büyükşehir belediyesinin bir başkanı var, ama o başkanın dedikleri veya istedikleri değil, seçimde olası başkan olarak görülen Sayın Fatma Şahin'in istediği şekilde hareket edilmeye başlanmış.. Eğer bu iddialar doğru ise, yapılan son derece yanlış olduğunu söylemeliyiz. Ama yanlış ve öyle gösterilmek isteniyorsa, o zaman Sayın Fatma Şahin'in mutlaka bir açıklama yapması gerekmektedir.

REKTÖR DE İSTEMİYOR AMA ?

Gaziantep Üniversitesi kapısının tam karşısına kondurulan Gecekondu Cafe bu şehirde yaşayanların büyük bölümünü rahatsız etmiştir..Ve bu uygulama Sayın Asım Güzelbey'e yakıştırılmamıştır..Gerçekten de bilim yuvasının giriş kapısının önündeki öğrenci gidiş gelişinin sağlandığı boşluğa daha güzellikler gerektiren yeşil alan ve farklı bir ortam yaratması beklenen Büyükşehir Belediyesinin, inanılmaz bir kararla adeta gecekondu görünümünde cafe yapma kararı doğru olmamıştır.. Kaldı ki Rektör Yavuz Coşkun bu uygulamaya tepki göstermiş ve cafenin kaldırılması gerektiğini söylemiştir…Bakalım gelişmeler neyi gösterecek..Ama görünen o ki, Gaziantep'te yerli yersiz her boş bulunan alana cafe yapılma uygulaması, bu dönemin en çok eleştirilen uygulamaları olarak tarihe geçecektir..

MECLİS ÜYELİK KRİTERLERİ VE ÜYELERİN NİTELİKLERİ

Belki bugün belki de yarın açıklanacak meclis üyelerinin isimleri.. İlk sıralarda olanlar, özellikle iktidar partisindekiler, aynı zamanda büyükşehir meclisine de gitme şansı bulacaklar. Onun içindir ki, AK Parti'de inanılmaz bir çekişme yaşanıyor.. CHP'de ise ön seçim yapılmasına rağmen, yine de onu bile beceremediklerini görmek, oyların yeniden sayılması, birde Şehitkamil'de hakikaten dikkat çeken yüzde yüzlük katılımın şüpheli görünmesi ve iptal edilme teşebbüsü, bu partinin demokratik anlayışına ters düşüyor.. MHP'de de aynı sıkıntılar yaşanıyor. İlçe başkanlarının meclis üyeliklerini belirleme konusunda başkan adaylarıyla ters düşmesi dikkat çekiyor.. Aslında AK Parti dışında CHP ve MHP'de meclis üyelikleri çekişmesi, 30 Marttaki seçimde muhalefet partilerinin meclis üyelikleri konusunda sayı olarak geçen seçimlere oranla daha fazla isim çıkartacağı işaretleri almasından kaynaklanıyor..

Şimdi bu değrelendirmeyi bırakıp, aslında bu meclis üyeliği konusunda söylemek istediklerimi kaleme almak istiyorum.. Geçmiş dönemlerde özellikle ANAP döneminde belediye meclis üyelikleri seçilirken, çok titiz davranılırdı. Meclise üye yapılacak kişinin nitelikleri birinci planda tutulurdu.. İlçelerden ve semtler'den tutunda mahallelere kadar, kent ölçeğindeki sorunların çözümü yönünde çaba gösteren, yaşadığı şehri kendine dert edinen önder ve duyarlı kişiler tercih edilirdi. Çok yakın dostlarımdan bilirim, meclis çalışmalarında kentin menfaatleri için toplantılarda kıyasıya mücadele verirlerdi..

MECİS ÜYESİ KENDİNİ, DEĞİL KENTİNİ DÜŞÜNMELİ

Ama bu anlayış zaman içerisinde değişti. Belediye Meclisine girmenin birinci ve temel koşulu, o kişiler için 'KENT'İN değil BENİM MENFAATİM' ilkesine dönüştü..AK Parti son dönemlerde bunun farkına vardı aslında. Belirli bir kriter bile koyarak 'Belediyelerle çıkar ilişkisi olabilecek müteahhit kökenli veya inşaat işiyle uğraşan kişiler, belediye meclis üyeliklerine aday gösterilmeyecek'dedi. Ama bunun uygulanma şansı imkansız görünüyor. Bugünde yarında liste çıkar hep birlikte görürüz zaten.. Aslında genel merkezdeki AK Parti kurmayları, bu kriterin getirilmesi ile ilgili, 'Meclislerde özellikle inşaat işiyle uğraşanlar önce bir arsa alıyor. Sonra buraya imar izni çıkarıyorlar. Belediye meclis üyesi, bu işlerle uğraşmamalı. Hedefimiz yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını önlemek' değerlendirmesini yapıyor ama, bunun inandırıcılığı çok düşük..

BAKALIM MECLİSTE KİMLER OLACAK ?

Temennimiz odur ki, meclislere girebilecek sıralarda yer alabilecek adaylar, kent sorunları hakkındaki duyarlı olsunlar. Halkın sorunlarını gündeme getirme önderliği yapsınlar.. Eğitim düzeyleri kadar, kentli yaşam kültürüne ve kent hakkında bilgi birikimine sahip olmaları kadar, çevre sorunlarına karşı duyarlılığı gibi niteliklere sahip olsunlar..

Bu anlayış çerçevesinde iktidar partisinin meclis için belirleyeceği isimler büyük önem taşıyor. Bu üyelerle Sayın Fatma Şahin kadar, Rıdvan Fadıloğlu ve Mehmet Tahmazoğlu çalışacağından, tercihleri hatır gönülden ziyade, hizmet üretebilecek kişilerden yana olur inşallah demek zorundayım.. Elbette bu değrelendirmem aynı şekilde CHP ve MHP için de geçerlidir..

BU YAZI ŞART OLDU

Hepimizin gerek kendimiz gereksede yakınlarımızın yaşayabileceği kalp krizi olayı maalesef ciddiye alınmıyor.. Ciddiye alma meselesi dediğim, tam da krizin geldiği anlardaki olay.. Evde veya işyerinde.. Ne yazık ki, ne kendimiz doğru dürüst bilgi sahibi oluyoruz, nede en yakınlarımızın bilgi sahibi olup olmadığını sorgulamıyoruz..

Örneğin evdesiniz ve Allah göstermesin kalp krizi geçiriyorsunuz.. Veya geçirdiniz.. İşte en önemli an o andır sevgili okurlar.. Kriz öncesi sırası ve sonrasında doktor aileleri hariç, inanın en bilinçli ve eğitimli kesimin yakınları gereken müdaheleyi yapabilecek bilgiye sahip değiller, üstelik bilgi edinme konusunda da tembellik yapıyorlar. Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Rahmetli Saip Konukoğlu'nun oğlu Mehmet Konukoğlu.. Evde çözülmeye çalışılan ama yeterli müdahele bilgisi olmadığından yorgunluk ve kırgınlığı giderme adına, grip için son dönemde moda olan karışık serum teşebbüsü, vede bilinçsiz sağlık görevlisinin hatası sonucu rahmetli Mehmet Konukoğlu'na genç yaşta hayatını kaybettirmiştir..

Sevgili okurlarımız.. Sevgili dostlar.. Gelin bu konuyu ihmal etmeyin.. Bana veya bize bişey olmaz demeyin.. Evinizde eşiniz ve çocuğunuzla mutlaka acil durumda ne yapmaları gerektiğini öğrenecek bilgiler edinin..Hatta uygulamalı olarak yapın..Yararından başka şeyi görmezsiniz bu uygulamanın..Aslında bu işler il sağlık müdürlüğüne düşer.. Hatta özel hastanelerimizin hizmet alanına girer.. Broşörler yaptırabilirler, evlere dağıtabilirler.. Ciddi bir hizmet olur bu uygulama..

Ben yine de edindiğim bilgiler çerçevesinde, evinizde veya işyerinizde eğer başınıza gelirse veya başkaları yaşarsa, kalp krizi karşısında ilk müdahele konusunda ne yapabileceğinizi paylaşmak istiyorum..

MUTLAKA OKUYUN, AMA MUTLAKA..

Kalp krizi sırasında neler yapılmalı? Kriz anında acil müdahale nasıl olmalıdır? Ani kalp damarı tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan kalp krizinde en önemli nokta, göğüs ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kişinin tam donanımlı bir hastaneye başvurması ve sağlık yardımı almasıdır. Ölümlerin yarısı kalp krizi başladıktan sonraki ilk saat içinde ortaya çıkıormuş. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede kalp krizine müdahale edilecek düzeyde bir sağlık kuruluşuna başvurmak çok önemlidir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, tıkanan damarı açıcı tedavi yöntemleri de en kısa sürede uygulanabilir ve kalbin hasar görmesinin önüne geçilmiş olunuyor. Hastaya hastanede müdahalede önemli olan hızlı tanı konulması ve müdahalenin uygun bir şekilde yapılmasıdır. Kalp Krizi Geçirirseniz Yapabilecekleriniz

1- Öncelikle ağrı başladığı anda telefonla yakınlarınızı arayarak durumu haber verin.

2- Bulunduğunuz yerin kapısını aralık bırakın. Bu, yardıma gelecek olan kişinin işini kolaylaştırmış olur.

3- Kuvvetli öksürük geçici olarak kan akımını artırabilir. Yeni başlamış bir pıhtıyı yerinden sökme ihtimali çok düşük olsa da burun deliklerinizi kapatarak kuvvetli biçimde öksürün.

4- Evde aspirin varsa, bir bardak su ile alın.

5- Bunun dışında kesinlikle bir şey yiyip içmeyin.

6- Pencereyi açarak odaya oksijen girmesini sağlayın.

7- Yardım gelmesini, yatarak ya da oturarak bekleyin. Kesinlikle ayakta beklemeyin. Çünkü kalp krizi ile hastaneye gelen bir hastanın bir travma sorunu olmaması gerekir. Eğer kişi düşerek başını çarpmışsa, kalp krizi ile ilgili yapılacak tedaviler, başa alınan darbe nedeniyle yapılamayabilir.

8- Ağrıyı azaltmak için egzersiz yapmayın.

9- Soğuk ya da sıcak suyun altına kesinlikle girmeyin. Özellikle soğuk su böyle durumlarda çok tehlikelidir. Çünkü kalp damarlarını büzer ve tıkalı olmayan damarların da daralmasına neden olabilir.

Birisi Yanınızda Kalp Krizi Geçirirse Yapmanız Gerekenler

1- Sağlık deneyiminiz yoksa kalp krizi geçiren birine müdahale etmeyin, başka hastalara veya kendinize ait kalp ilaçlarını vermeyin.

2- Hemen ambulans yardımı isteyerek hastayı en yakın tam donanımlı bir hastaneye ulaştırın.

3- Bu esnada, kalp krizi geçiren kişiyi uygun bir yere yatırın.

4- Ayaklarını kalp seviyesinin üzerine kaldırarak, kalbe daha çok kan akışının olmasını sağlamaya çalışın.

5- Üzerindeki sıkı olan kıyafetleri gevşetmek, kravatı çözmek gibi yardımlarda bulunun.

6- Önemli olan, hastayı tetkik ve tedavilerinin, yerinde ve uygun şekilde yapılabileceği bir hastaneye ulaştırmanızdır.

Benden bu kadar.. Aldığım bilgileri sizlerle paylaştım.. Siz siz olun ne olur bu işi ihmal etmeyin..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR