İnsanlar belirli yerlere geldikten ve bazı başarılara imza attıktan sonra kıymet verenlerin bol olduğu bir ülkedeyiz. Hani futbolda bir tabir vardır "skora göre konuşmak" diye.. Aynen onun gibi. Kişilerde var olan yetenekleri önceden sezebilenlerin gözlemlerinin çok ama çok dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Yıllar önce Sayın Başbakanımızın gittiği yerlerde dikkat çeken kişilerin isimlerini not aldığı gibi. Şimdilik sadece düşüncede kalan bir durum olarak hayatına devam edecek bir fikir benimkisi...

Evet, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önceydi. Her yerde olduğu gibi Gaziantep'te de yoğun bir şekilde siyaset hız kazanmış ve çalışmalar devam ediyordu. Biz de sendika olarak siyasetçilerden gelen teklifleri değerlendiriyor, düşüncelerini, projelerini ve yaptıklarını öğrenmeye çalışıyorduk. Yine böyle bir toplantı tertip etmiştik. Yer Turkuaz Restaurat'tı. Davetlileri Gaziantep'te görev yapan idareciler olarak belirlemiştim. Salon tıklım tıklımdı. Ancak siyasette tam kadro oradaydı.

Ak Parti'li tüm aday adayları ve il yönetiminin neredeyse hepsi o toplantıda hazır bulunmuştu.

Toplantıya gelenler ve toplantıda olanlar ambiyanstan etkilenmişti. Samimi ve içten bir ortam vardı. Aday adaylarını tüm arkadaşların görebileceği şekilde oturmalarını sağladım. En ortalarında da AK Parti İl başkanı vardı. Alışılmışın dışında toplantıyı ben sundum. Önemli konuşmalar yapmam gerekiyordu. O yüzden ara ara konuşmaya girmektense mikrofonun daima elimde olmasını önemsemiştim.

Birçok kişiyi konuşturduk o toplantıda. Hatta 1,5 saat sürmesi beklenilen toplantı tam 3 saat sürdü. Ben anlamanın önemli olduğunu ve kişileri sonuna kadar dinlemenin iletişimde en temel kural olarak anılması gerektiğini düşünenlerdenim. Söz sırası Milletvekili Fatma Şahin'e gelmişti. Gaziantep'te o zaman kadar önemli işlere imza atmış, sevecen, iletişimi iyi olan yönüyle ve üstesinden geldiği işlerle de tabiri caizse "Erkek Fatma" olarak anılan bir milletvekiliydi. Taraflı tarafsız herkesin dikkatini çekmişti. Kürsüye davet ederken;

"Sayın Bakanım" diye hitap ederek çağırmıştım. O anki gözlerindeki mutluluğu, şu an candan ve içtenlikle bakanlık yaparken elini uzattığı birçok karede görebiliyorum. Kimsenin böyle bir beklentisi var mıydı yok muydu bilmiyorum. Ancak bazı garip bakışlara da muhatap olduğumu sanırım söylemeye gerek yok. Ben gerek yaptıkları ve gerek içten ve samimi tavrıyla onun ileride bakanlık koltuğuna oturacağını tahmin etmiş ve bunu basına açık ve geniş bir toplantıda alenen söylemiştim.

Şimdi Fatma Şahin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve izlediğim kadarıyla ve şehrin nabzını da tutan birisi olarak çok başarılı bulduğum bakanlardan bir tanesi. Bu nabzı geçen yıl İzmir'e gittiğimde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım için de edinmiştim...

Taraflı tarafsız herkes tarafından sevilen bir bakan da oydu. Tıpkı diğerleri gibi. Fatma Şahin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ilk kadın bakanı olma apoletini yaptığı birçok olumlu işlere imza atarak ispat etti. Hatta çoğu zaman tutamadığı gözyaşlarıyla dalga geçenlere inat o inandığı yolda içten, yürekten ve samimi tavrına devam etti.

Şimdi bu tarz yazılar yazılınca akla gelenleri tahmin edebiliyorum. Bu eleştirilere göğüs gererek ve neden söz konusu Ak Parti olduğunda yapılan övgülerden sonra bunların düşünüldüğüne de hayıflanarak cesurca yazıyorum. Yaklaşık olarak 4 yıldır hiç görüşmediğimin altını da çizmem gerek sanırım. Ancak ben şuna inanıyorum ki marifete iltifat etmediğiniz müddetçe güzellikleri değil çirkinlikleri paylaşır ve Ülke olarak ha bire debelenip dururuz...