Türk Milli Kurtuluş Savaşı, Emperyalist işgal kuvvetleriyle beraberindeki işbirlikçi ihanet şebekelerine karşı verilmiş onurlu bir süreçtir.
Binlerce yıllık vatan toprağından atılmış ve yok edilmiş hedeflenen Türkler, kanları ve canları pahasına savundukları milli coğrafyalarında yepyeni bir devlet inşaa ettiler.
Balkanlarda, Kuzey Afrika?da ve Ortadoğu?da sayısız cephe savaşında iyice tükenen Osmanlı, Anadoluda yaşadığı kaderin bir benzerini de bu eski Osmanlı mülkü olan topraklarda yaşıyordu.
Bir taraftan emperyal güçlerin işgaline karşı direniyor, diğer taraftan işgalcilerle işbirliği yapan yerel milliyetçi güçlerle savaşıyordu.
Her cepheden yenilerek çekilen Osmanlı devasa bir mülkten arta kalan Anadolu topraklarına sığınmaya kadar varan fiziki bir durulma yaşıyordu.
Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşları, tarih sahnesinden silinmiş bir imparatorluktan geriye kalan bu topraklarda emperyalist işgale geçit vermediler.
Bölücü ve gerici karşı devrimci unsurlara karşı verilen mücadele sonucu kurulan devlet ?Cumhuriyet? oldu ve devrimlerle onu ?ilelebet payidar? kalacak zırhı kuşandı.
Devrimci, ilerici, inançlı ve kararlıydılar. Korkmadılar, yılmadılar ve başardılar.
Bu büyük ve soylu milletin tarih içinde yürüyeceği yola rehberlik edecek olan fikri önderi Mustafa Kemal, Sosyal ve siyasal devrimlerin zaman içinde emperyal güçlerin tazyikiyle zayıflatılabileceğini, karşı devrimci güçlerin rejimi ve cumhuriyeti dönüştürme operasyonlarına kalkışabileceğini bildiği için Gençliğe Hitabında mücadelenin oturacağı mutlak zeminle tarihsel kodları birbir açıklamıştı.
Bugün büyük önderin işaret ettiği o noktadayız. Koşullar 1923 devrimlerini ve ortak bileşkeyi var eden yeni bir varoluş mücadelesini ve Anadolu?nun yeniden fethedilmesini zorunlu kılıyor.
Rejim e Cumhuriyet, Türk ulusunun bağrından husule gelen Kahraman ordusunun ve Türk Gençliği?nin muhafazasına emanet edilmiştir.
Ve Kemalist Manifesto ?Ey Türk Gençliği!..? diye başlar. Bu hüzün dolu aynı zamanda gururlu öyküyü ilahi bir tesirle seslendiren Mehmet Akif ?Korkma!..? diye haykırmaktadır.
Büyük Türk Ulusu, Gençliği ve Ordusuyla ?Ey Türk Gençliği !..? diye başlayan ve manevi şahsiyetine ?Korkma !..? diye seslenen atalarının hitabıyla aldığı tarihsel sorumluluğun ve görev şuurunun gereğini yerine getirme inancıyla tekrar tarih sahnesine yürüyor.