Lügat anlamına göre 'Etik' en yalın tanımıyla töre bilimi anlamına geliyor. Etik terimi Yunanca ethos yani töre sözcüğünden türediği biliniyor. Değerler felsefesinin Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin üç ana dalı olan (varlık, bilgi ve de değer) den biri olduğu, doğru davranışı, yanlış davranıştan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışan kavram olduğu biliniyor. Ahlak toplumsal değerlere, 'Etik' ise evrensel insani değerlere dayanıyor.

Halkın kendi kendine oluşturduğu, hiçbir yazılı metne dayanmayan kanunlara etik ilkeler deniyor. İnsan davranışının etik temelleri, her sosyal bilime yansımıştır. Ünlü düşünür ve filozof Sokratesin etik düşüncesi bilgiye dayalı etik düşüncelerin ilk örneklerinden olup, öğrencisi Eflatun ve onun öğrencisi Aristonun çalışmaları da toplumsal etik üzerine yoğunlaşmıştır. Diğer filozoflar ve bilim adamları da etik konusunda topluma yararlı düşünceler üretmişlerdir.

Gazianteplilerin kullandığı 'küşüm', 'küşümlenmek' tabirinin ise, (benim Gaziantepte 1950li yıllarda geçen ilk çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda insanlar arasındaki iletişimde duyduğum, anladığım) manası şuydu: Bence ayıbı bilmek, görgüsüz davranmamaktı. Birine iş yüklerken, maksadını aşmamaktı.

Öz eleştiri yaparak, egoist davranmamaktı. Nezaketi saygıyı bilip başkaları tarafından ayıplanmamaktı. Büyük bir fedakarlık, olağanüstü bir yardım karşısında küşümlenmeyen insan er geç, ayıplanır dışlanırdı. Cimriler, nankörler ve benciller sıfır küşümle yaşar, ayıp denen olguyu, ömür boyu hissetmezlerdi.

Küşüm olgun insanın, edebi onuruydu. Davranışı bilmenin, eksilmez şuuruydu.

Yaşına yakışanın, görgülü duruşuydu. Bence bir olay karşısında küşümlenmek ve bunu karşılıksız bırakmamak, etik davranmak anlamına da gelmelidir.

Küşüm sözü, Gazianteplilerin güzel bir buluşuydu. Görgülü hanımlar evlerine gelen akraba ve komşularının, misafir olarak geldiklerinde eğer eli boş gelmeyip getirdikleri hediyelerden veya onur veren bir davranıştan mahcup oldukları zaman küşümlenir, hatta bazen 'çok küşümlendim, mahcup oldum' der, en kısa sürede karşılığını yapmak isterlerdi. İlk fırsatta da kendileri aynı jestleri yapar, küşüm veya mahcubiyetin altında kalmazlardı. Bu devirde küşüm kaldı mı? Ben fazla kaldığını sanmıyorum. Çünkü sıfır küşümle yaşayanları ben şahsen çok sık görüyorum. Toplum içinde iletişim hataları ve 'etik olmayan davranışlar' ve 'sıfır küşümle yaşama karakteriyle' her zaman tanıdığı herkesin jestlerini, iyi davranışlarını ve fedakarlıklarını karşılıksız bıraktığını, mahcup duruma düştüğünü ve ayıp ettiğini hiç düşünmeden yaşayan insanlar yüzünden, çok sayıda dargınlıklar, gönül kırıklıkları, yıkılan dostluklar ve hatta bazı evli çiftlerde boşanmalar olmaktadır. Kimseye karşı mahcup durumda yaşamamak için, etik davranışların derinliğini görmek ve Gazianteplilerin kullandığı küşüm kelimesinin anlamını bilmek ve unutmamak gerekiyor.

Kalın sağlıcakla değerli okurlarım…