Dünyanın birçok bölgesi sükûnet içinde yaşarken son aylarda bazı bölge ve ülkelerde iç karışıklıklar aldı başını gidiyor.
İç karışıkların yaşandığı, halkın yönetimlere isyan ettiği ülkeler her ne hikmetse eski Osmanlı topraklarına dahil ülkeler. Sudan?da başlayan iç karışıklık zincirleme bir şekilde komşu ülkelere sıçrayarak devam etmekte.
Sudan, Mısır, Umman, Libya, Irak, İran, Bahreyn isyanların yoğun olduğu ülkeler. Bunlardan İran biraz rahat. Rejimin baskısı ve adam asmak için bekleyen vinçler İran?daki karışıklıkların hızını kesmekte. Irak?ta Barzani bölgesi ile Kerkük hayli hareketli. Bahreyn?de isyanlar sürüyor. Mısır?da Hüsnü Mübarek?in geri çekilmesiyle sükûnet sağlanmış gibi. İsyanların Suudi Arabistan?a sıçraması bekleniyor. Ancak Suudi yasalarının da İran?dan geri kalır yanı yok. Kılıçlı cellâtlar idam için her zaman hazırda beklemekteler. Suriye şu an için rahat. Bunun nedeni de Türkiye ile olan sıcak ilişkiler. Beşar Esat?ın tutarlı bir yönetim sergilemesi ile İsrail tehdidinin de rolü çok büyük.
Türkiye rehavete kapılırsa büyük hata eder. Türkiye?de karışıklık çıkarılması tabir caizse çantada kekliktir. ABD ile AB?nin PKK düğmesine basması yeterli olacaktır.

Buraya kadar Libya?dan söz etmedik. Çünkü Libya farklı bir özellik taşımakta. Bu ülkede isyanların perde arkasını gösteren durumlar ortaya çıkmaya başladı.
Kaddafi direniyor, aşiretler bastırıyor. Kaddafi çevresindeki çember son sınırına kadar daraldı. İşte bu aşamada AB, NATO müdahalesini öne sürmeye başladı. Bu akıl dışı ve NATO?nun kuruluş amaçlarına aykırı bir öneri. NATO, üyesi olan ülkelere herhangi bir saldırı olduğunda üye ülkelerin güç birliği yaparak toplu savunmaya geçmesi için oluşturulmuş askeri bir kuruluş.
Libya?dan herhangi bir NATO ülkesine saldırı var mı? Yok tabi ki. O zaman AB neden NATO?yu devreye sokmak istiyor? Nedeni petrol?
ABD savaş gemileri de Akdeniz?de hareketli günler geçirmekte. Onların da bir müdahale düşüncesi taşıdığı kesin. Libya?daki isyanlardan ABD?ye ne? Neden ilgileniyorlar? Neden yine petrol.
Sudan?daki ilk isyanları başlatanların ABD merkezli bir net sitesinden haberleşerek olayları başlattıkları bilinmekte. Bu da düğmeye ABD tarafından basıldığının ispatı değil mi?
Nasreddin Hoca?nın ünlü fıkrasına gönderme yapalım. Peki, hırsızların hiç mi suçu yok? Asıl suçlu bekçiliğini yaptıkları kendi ülkelerinin öz kaynaklarını kendilerine ve ailelerine peşkeş çeken, halkın çilesinden habersiz yaşayan bu lider bozuntularıdır. Türkiye gibi demokratik ülkelerde de değişen bir şey yok. Elbise farklı ama içindekiler aynı. Ülkemizde fazladan bir de yandaşlık kayırmaları var. Küresel kriz rüzgârına kapılan Türkiyemizden on dört yeni dolar milyarderinin ortaya çıkması ne anlama geliyor?..

Afganistan işgali başladığında aptallığıyla ünlü Başkan Bush, ??Bu bir Haçlı Seferidir?? demişti. Aptal olduğundan gizli kalması gereken bir düşünceyi açığa vurdu, o zamanlar.
Sonuç olarak işgal edilen veya isyan çıkarılan bütün ülkeler petrol zengini ülkelerdir. A/BD bu ülkelere para ödeyerek petrol almayı kendi devlet ekonomilerine zararlı ve dışa bağımlılık saydığından bu ülkeleri işgal etmek için Ali Cengiz oyunlarına başvurmakta.
Arap ülkelerinin Osmanlı?ya isyanlarının cezası bu şekilde veriliyor demek ki. Hakkın adaleti tecelli etmekte. Türkiye liderliğe yeniden soyunmak zorundadır.
Leş kargaları hala Osmanlı cesedi yemekteler. Eski Osmanlı topraklarında yaşayanlar da bilim ve teknolojiye yönelmektense zevk, sefa ve saltanat içinde yaşamak, kendi halkını koyun sürüsü yapmakla meşgul.
Yetmişli yıllarda Ajda Pekkan Arap kadını giysileriyle örovizyon yarışmalarına katılmıştı. Söylediği şarkıyı o zaman garipsedik.
??Amannnnnn petrol, yaman petrol, artık sana sana sana muhtacım petrol??? A/BD şimdi bu şarkı eşliğinde, müziğini savaş uçağı ve füze sesleriyle notalayarak oynamakta. Eski Osmanlı topraklarının aptalları da bu oyuna tempo tutmayı sürdürmekteler.

Mehmet Nacar