*Bir kilometre alana valiliği, emniyeti, GASKİ’yi, belediyeyi sıkıştırırsanız trafik kilitlenir*Kazara ben büyükşehir belediye başkanı oldum diyelim, inanın geceleri uyuyamam*Suriyelilerle birlikte parkların, AVM’lerin kullanım şekli değişti. Üniversitede eğitimin yapısı değişti*Fatma hanım bir markadır, Fatma hanım kolay heder edilecek birisi değildirEski Antep'i unutun Eski TÜİK Müdürü, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Tan, Suriyelilerle birlikte şehrimizin kimyasının değiştiğini kentin dengesinin bozulduğunu söyledi. Bunun önüne geçmenin mümkün olmadığını belirten Tan, “Suriyelilerle ilgili daha planlı olabilirdik. Kısa vadede çok hızlı değişimler oldu. Gaziantep'in kimyası uzun vadede daha da değişecek. Buna hazır olmamız lazım ve buna göre hazırlık yapmamız lazım. Suriyelilerle birlikte yaşamaya alıştık. Eski Gaziantep’i unutun, bitti artık. Eski Gaziantep artık sadece hatıralarda kaldı, nostaljik olarak hatırlayacağız. Eski Gaziantep'i yakalama şansımız yoktur. Bir de işin içine gastronomi girdi. Artık çayda pahalanacak, kebapta pahalanacak, biz artık o eski dürümlerimizin tadını, lezzetini doğallığını bulamayabiliriz. Yeni Gaziantep’e alışmamız lazım” dedi. Ahmet Tan ile Suriyelilerin gelişiyle şehrimizde yaşanan ekonomik, sosyal, kültürel değişimleri, şehirciliği, kentin sorunlarına çözüm önerilerini konuştuk.SURİYELİLER GAZİANTEP’İN DENGESİNİ BİRAZ BOZDUGaziantep’in toplam nüfusunun yüzde 90’ına yakınının şuanda şehir merkezlerinde il ve ilçe merkezlerinde yaşadığını, bu yığılmanın daha da artacağını belirten Tan, “Yani önümüzdeki 5 yıl, 10 yılda bu rakamın yüzde 95, yüzde 96’lara çıkmasını bekliyoruz. Gaziantep’in merkezi daha da yoğunlaşacak. Bu sosyolojik vakadır, siz bunun önüne geçemezsiniz. İnsanlar köydeki köy konağını, evini, bağını bahçesini bırakıp geliyor, burada tek gözlü gece konduda oturuyor. Niye? Ben şehirde oturuyorum diyor. Yokluk içinde olsa bile, ben şehirde oturuyorum diyor. Bu sosyolojik bir şeydir. Bizim dezavantajımız şu oldu. Bu yoğunlaşmayla birlikte hesapta olmayan bir Suriyeliler işin içine karıştı. Suriyeliler Gaziantep’in dengesini bozdu. Yoksa Gaziantep’in köylerinden, kırsalından gelenler şehrin kimyasını bu kadar bozmazlardı. Suriyeliler işin içine girince biz bunun dengesini tutturamadık kısa vadede işte çok hızlı değişimler oldu biz farkında değiliz. Şehrin bundan sonra kimyası daha da değişecek. Bunun önüne geçemeyiz. Bu bir vakadır, bir realitedir.” diye konuştu. SURİYELİLER BU KADAR SERBEST BIRAKILMAMALIYDI Suriyelilerle birlikte kentimizde yaşanan değişimlerin olumsuz etkisini azaltmak en aza indirmek için neler yapılması gerektiğiyle ilgili önerilerini de sunan Tan şunları söyledi:”Yapılacak olan şudur, bu kimyasal bozukluğun daha da şiddetlenmemesi için tedbir alınmalı, şehre nefes aldırmak, yeni yeni politik alanlar, hizmet alanları yaratmak gerekiyor. Ben ilk günden beri hep şunu savunuyorum. Suriyeliler bu kadar serbest bırakılmamalıydı. Çadır kentler, konteynır kentler veya Türkiye’nin başka yerlerinde farklı oluşumlar yapılarak şehrin içine bu kadar serbest bırakılmamalıydı. Yani tahmin edilebilmeliydi, bunlar dönmezlerse şehre karışacak, şehir hayatı değişecek, parklar, sosyal alanlar, alışveriş merkezleri vs. buralar yaşanmaz hale gelir diye düşünebilirdi. Düşünülmüştür ama, ‘hele bakalım’ vs. denmiştir. Bunlarla ilgili en azından o yapılabilirdi. Şehirle bu kadar iç içe olmayabilirlerdi.GAZİANTEP GİBİ DAR ALANA SIKIŞMIŞ BİR BAŞKA ŞEHİR YOKNeler yapılabilir? Şehrin çok dinamik bir yapısı var. Gaziantep’in yerel yöneticilerinin belkide öngöremediği şey bu. Her yıl bu şehrin nüfusu 50 bin artırıyor. Ama 50 bin ilave nüfusa yetebilecek hizmet alanlarını biz üretemiyoruz. Şehir 10 yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık projeksiyonlarla biraz ferahlatılmalıydı, biraz açılmalıydı. Ne yazık ki, Gaziantep şu anda çok dar alana sıkışmış durumda. Türkiye’de bu kadar yoğun nüfusu olupta bu kadar dar bir alanda olan başka bir şehir yok. Bir Kayseri, Konya, Denizli diyoruz oralarda bir mahalleden öbür mahalleye gitmek sizin dakikalarınızı alır. Ben özel aracımla Karataş’tan çıkıyorum 15 dakikada çevre yolundan otogara varıyorum. Şehir bu kadar dar. BÖYLE ŞEHİRCİLİK OLMAZNeler yapılabilir? Şehrin çok dinamik bir yapısı var. Gaziantep’in yerel yöneticilerinin belkide öngöremediği şey bu. Her yıl bu şehrin nüfusu 50 bin artırıyor. Ama 50 bin ilave nüfusa yetebilecek hizmet alanlarını biz üretemiyoruz. Şehir 10 yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık projeksiyonlarla biraz ferahlatılmalıydı, biraz açılmalıydı. Ne yazık ki, Gaziantep şu anda çok dar alana sıkışmış durumda. Türkiye’de bu kadar yoğun nüfusu olupta bu kadar dar bir alanda olan başka bir şehir yok. Bir Kayseri, Konya, Denizli diyoruz oralarda bir mahalleden öbür mahalleye gitmek sizin dakikalarınızı alır. Ben özel aracımla Karataş’tan çıkıyorum 15 dakikada çevre yolundan otogara varıyorum. Şehir bu kadar dar. Böyle bir şehircilik olmaz. 1 km2 alana siz valiliği, emniyeti, vergi dairesini, GASKİ’yi, Büyükşehir belediyesini sıkıştırdığınız zaman işte sabah ve akşam trafik kilitlenir. Bu kurumlar dağınık olsa şehir nefes alır. Artık herkesin altında özel otosu var, arabası olmayan aile çok az. Toplu toplu taşımayı da iyileştirdiğiniz zaman şehir trafiği daha da rahatlar. ASIM GÜZELBEY’İ BAŞARILI KILAN BİR ÖZELLİĞİ VARBana göre Asım Bey’i başarılı kılan bir özelliği var. Gaziantep’in etrafını çevre yollarıyla donattı. Kısmen alt geçit üst geçitler yaptı. Bunun tek nedeni bana göre tıp kökenli oluşudur. Ben büyükşehir belediye başkanın yerinde olsam 4-5 tane tıbbı çok iyi bilen bir danışman kurulu belirlerim. Özellikle imar değişikliklerinde en son onlar karar versin. Çünkü insan bedenini iyi bilen birisi belediyecilikte çok başarılı olur. İnsan bedenini çok iyi bilen bir başkan belediyede de çok başarılı olur. Bir insan niye kalp krizi geçirir, damarın tıkanmaması için ne yapmamız lazım? Tıkanan damarı keseriz yerine başka yerden damar açarız. Şimdi şehirler dinamiktir, şehirler canlı varlıklardır. Şehirlerin dolaşım sistemleri, sindirim sistemleri vardır, başka fanksiyonları vardır. Doktorlar bunları bilirler. Asım Bey bunu gördü önce şehrin çevresini çevre yollarla donattı, alt geçit üst geçit, nisbeten şehir trafiği akmaya başladı.CAZİBE MERKEZLERİNİ DAĞITACAKSINIZFakat Gaziantep’te nüfus her yıl 50 bin kişi artıyor ve her ay binlerce araç trafiğe çıkıyor, dolayısıyla yetmiyor. Ne yapacaksınız o zaman cazibe merkezlerini dağıtacaksınız. Bu şehirde sorgulama yapılmıyor, şehir hareketleri, trafik akışı ile ilgili veriler yönetilmiyor. Merkezdeki trafik yoğunluğunun sebebi ne? Vatandaş şehir merkezine gezmeye mi, belediyeye mi geliyor, valiliğe mi geliyor? Sorduğunuz zaman cevap alacaksınız, o cevapta istatistik veri üretecek. İnsanlar en çok hangi kurumdan dolayı merkeze geliyorlarsa çözüm yolu basit, o kurumun yerini değiştireceksiniz. Ben şu anda merkezde trafik yoğunluğunun sebebini bilmiyorum. Sormuyorum çünkü. Ben Maarif kavşağı, Gaziler caddesi, Gazi Muhtarpaşa, Kale civarındaki insanların niçin orada olduğunu bilmiyorum. Kalabalık var ama niye geliyorlar? İşte bunu sorgularsanız şehrin karnesi ortaya çıkar. Siz de ona göre şehri yönetirsiniz. VATANDAŞIN DERDİYLE DERTLENECEKSİNİZ2007-2008 yılında Barsolena’ya gittim. Genel sekretere, ‘sizin yol haritanız nedir?’ diye sordum. ‘Bizim yol haritamız yok. Biz vatandaşa sorarız, vatandaş bizi yönlendirir. Vatandaşın, günlük, haftalık, aylık bize bildirdiği problemler vardır, biz şehri ona göre yönetiriz’. Yani vatandaştan geri bildirim alırsanız çözüm biraz daha kolaydır. Biz bunu yapamıyoruz. Girişimcilik dersinde öğrencilerime problemler olacak, idareciyseniz problemler olacak, problemi çözmenin tek yolu o problemle dertlenmektir. O problemin içine girip onunla birlikte yaşamaktır. Toplu taşımayı kullanmıyorsanız, otobüse, dolmuşa binmiyorsanız, tramvay durağında beklemiyorsanız hiç bir çalışan o problemin çözümüyle ilgili bir şey yapamaz. Ben Belediye Başkanlarının yerinde olsaydım, istisnasız tüm çalışanların haftada en az bir kere toplu taşım araçlarını kullanmalarını zorunlu hale getirirdim. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLSAM UYUYAMAMProblemin içine girmeliyiz, problemi kendimize dert etmeliyiz. Normal şartlarda şehrin bu kadar trafik problemi varken başkanların uykusunun kaçması lazım. Sabah ve Akşam saatlerinde tramvay üniversitenin önünden geçiyor, bazan görüyorum kalabalığı, insanın canı gidiyor içinde analar, bacılar var, kızlar var, oğlanlar var. Hepsi tıkış tıkış. Bu doğru bir şey değil. SURİYELİLER GİTSE GAZİANTEP EKONOMİSİ ÇÖKERSuriyelilerin kentin ekonomisine de katkıda bulunduğunu anlatan Tan, Suriyelilerin gidişiyle Gaziantep ekonimisinin de zarar göreceğini öne sürdü. Tan, “Gaziantep’te bazı yerlere, bazı sokaklara gidiyorum hepsi Suriyeli. Bazı işyerlerine gidiyorum hepsi Suriyeli, şehir bu noktaya geldi. Konuya sosyolojik olarak bakmanın yanında, ekonomik olarak baktığımızda da durum şu. Örneğin bir sabah kalktığımızda Suriyelilerin hepsi gitmiş olsun, inanın Gaziantep ekonomisi çöker. Gaziantep ekonomisi özellikle hizmet sektörü şu anda Suriyelilerin üzerinden gidiyor. Yani hepsi gitse, ekonomik olarak bunun zararını görürüz. İşsizlik var ama Suriyeliler ucuz işçi, ucuz eleman. Masrafları az, aza kanaat ediyorlar, dinliyorlar ve iş yapıyorlar, çalışıyorlar. Bizimkiler 20 gün iskele kurmakla uğraşırken bunlar iskele kurmadan iş yapıyorlar. Dolayısıyla ekonomiyede çok büyük bir katkıları var” dedi.RAHAT PİKNİK YAPAMIYORUZSuriyelerin sosyal ve kültürel hayatımızda değişimlere neden olduğunu dile getiren Tan, “Farklı toplumlar birbirine karışırsa, gevşeme başlarsa orada zaten evliliklerde olur farklı şeylerde olur. Bunun önüne geçemezsiniz. Geçmişte Avrupa’ya gidenler oldu, oradaki insanlarla evlendiler, bugün torunlarla birlikte buraya geliyorlar. Zaten Suriye ile akraba bağımız var. Suriyelilerle birlikte Gaziantep’te pek çok şeyde değişti. Parkların kullanım şekli değişti, Alışveriş merkezlerinin kullanım şekli değişti. Üniversitede eğitimin yapısı değişti. Suriyeli öğrenci var, yabancı var, yabancı hocalar geldi. Bunun dışında sosyal hayatımız, kültürümüz değişti. Gaziantep’in o güzelim doğal, organik piknik kültürü değişmeye başladı. Rahat piknik yapamıyoruz. Onun dışında işte her taraf nargile. Bu kentte nargile çok azdı. Şimdi nargilesiz kafe yok” diye konuştu.YENİ GAZİANTEP’E ALIŞMAMIZ LAZIM‘Suriyelilerle birlikte yaşamaya alıştık. Eski Gaziantep’i unutun, bitti artık’ diyen Tan, “O artık bitti. O artık sadece hatıralarda kaldı. Onu yakalama şansımız artık yok. Çünkü birde işin içine gastronomi girdi, insanlar artık gastronomi turları düzenleyecekler, sabah uçakla gelip akşam uçakla dönecekler. Şu anda başladı, dolayısıyla biz buna alışık olacağız. Bu Gaziantep’i daha farklı bir noktaya getirir. Artık çayda pahalanacak, kebapta pahalanacak, biz artık o eski dürümlerimizin tadını, lezzetini doğal olanını bulamayabiliriz. Yeni Gaziantep’e alışmamız lazım” dedi. FATMA ŞAHİN BİR MARKADIRFatma Şahin’in bu şehre en büyük katkısının ne olduğunu sorduğumuz Tan şöyle konuştu:”Fatma hanım Gaziantep’e farklı bir vizyon kazandırdı bana göre. Yani en azından kültürel anlamda gastronomi içinin doldurulması anlamında bir takım açılımlar yaptı. Fatma hanım bir markadır, Fatma hanım kolay heder edilecek birisi değildir. Fatma hanımı Fatma hanım yapan genel merkeze göre çok farklı özellikleri vardır ve genel merkezde bunları kolay kolay heder etmez. Fatma hanım harcanmaz, onun için büyükşehire tekrar aday yapılır benim kişisel görüşüm bu. Fatma hanım marka kişilik bir kere. Türkiye’de bir karşılığı olan bir hanımdır. Tayyip Erdoğan çok değer verir. Bizim elimizdeki veriler bu. Ama genel merkezi bilemem. Fatma hanımın bana göre en büyük artısı bu. Başlı başına meziyet, bir kabiliyet bu herkeste yok. Hatta ben Fatma hanımı İstanbul’a yakıştırırımda. Yapar çünkü. Çünkü bir karşılığı olan bir isimdir. Fatma hanım herhangi birisi değildir.”ŞAHİN ŞAHİN’DEN FARKLI PROJELER BEKLERDİMFatma Şahin’i şehircilik anlamında çok da başarılı bulmadığını söyleyen Tan, “Yani ben kişisel olarak Fatma hanımdan çok daha farklı projeler beklerdim. Trafiktir, imardır. Trafiğin çözülememesinin, kilitlenmesinin sebebi de zaten çok radikal bir imar değişikliği yapılamamısıdır. Yani damar tıkanıyor siz damarı değiştirmiyorsunuz, genişletmiyorsunuz, mevcut damarla idare ediyorsunuz, daraltıyorsunuz. Gaziantep’te çok yerde caddeler daraltıldı. Yani dolayısıyla bu konu da kolay değil. Siz eğri cetvelle doğru çizgi çizemezsiniz. Gaziantep’in mevcut şehir yapısı, imar yapısı Fatma hanıma çok fazla iş yapabilecek olanak bırakmıyor. Çünkü Fatma hanım tek başına karar verici değil” dedi. GAZİANTEP DENGELER ŞEHRİGaziantep’te çok farklı dengeler olduğuna dikkat çeken Tan, bunun da Fatma Şahin’in elini kolunu bağladığını vurguladı, bazı hizmetlerde kolay kararlar alamadığını ifade eden Tan, Fatma Hanım bu konularda bira daha cesur olabilirdi. Ama Gaziantep dengeler şehri. Siz o dengeleri bir anda feda edemiyorsunuz. Herkes kendi içerisinde çok güçlü, güçlü bağlantıları var, güçlü referansları var. Bir telefonla istediği zaman Erdoğan’a ulaşabilecek insanlar var. Dolayısıyla kolay değil. Bize çok basit geliyor ama işte bu dengelerle birlikte konuşarak, karşılıklı rızaya dayalı bir takım şeyler yapılabilir, bu şehirde çok daha güzel şeyler yapılabileceğini bekliyordum” şeklinde konuştu. Meral KINACILAR