Her 24 Nisan yaklaştığında kimilerinin yarası depreşir. Kimileri ise kendine ait olmayan bu yarayı kaşıyarak kangren eder.

Hülasa, bu yarayı tedavi etmek ya da bir daha açmamak üzere kapatmak kimsenin işine gelmez.

Neden mi?

O ara, emperyal devletlerin kozudur.

Zira, Türkiye uzun yıllar, Ermeni Soykırımı Yalanıyla meşgul edilmekte, bu yolla adeta siyasi sahada kündede tutulmaktadır.

Bu yara, Diyasporanın hayat gayesidir.

Çünkü, koskoca bir yalanın rantından beslenmektedirler.

Geçmişte ASALA gibi karanlık güç odakları, bu yalancıktan yara sayesinde kanlı cinayetlerine savunma zemini sağlamışlardır.

Emperyal devletlerin istihbarat birimleriyle birlikte Türk hariciyesi katiller sürüsünün planlı cinayetleriyle hayatlarını kaybetmiştir.

Kanla beslenen Ermeni çeteleri ve onların azmettiricileri ise bu katliamlarla hayat bulacaklarını zannetmişlerdir.

Ancak nafile.

Ne geçmişteki şiddet sarmalı, ne bugünkü kin ve garez seansları, ne de düzenlenen ölüm ayinleri Ermenilere bir şey sağlamayacak.

Özellikle Amerikadaki lobi faaliyetlerinin 1 Numaralı kozu haline gelen Soykırım Yalanı Ermeni oylarına tahvil olurken, Fransadaki Diaspora Ermenilerinin yaydığı kara propaganda ise, kendi kirli tarihlerini temizlemeye yetmeyecektir.

Kaldı ki, bu Anti-Türk politika açlığından başka sermayesi olmayan sıradan Ermenilerin sınıfsal çelişkilerinede bir fayda sağlamayacak.

Görünüş o ki, sömürülen her zaman gariban Ermeniler olacak.

Ancak emperyal güç odaklarıyla rantçı Diaspora Ermenilerinin sermayesi haline gelen Ermenicilik ve Soykırım Yalanı ise, getirisi hedeflenen bir argüman olarak bir müddet daha gündemdeki yerini koruyacak.

Tıpki Yahudiler gibi, bütün dünyaya yayılmış olan Ermenileri biraraya getirecek bir Ermeni Turanı asla gerçekleşmeyecek.

Kafkaslardaki kırık dökük Ermeni devleti ise Rusyanın gölgesinde, Diasporanın yardımıyla ayakta kalmaya devam edecek.

Sarkisyan gibi ırkçı bir muhtarın baş olduğu devletçik batı ve doğu emperyalizminin zorlamalarıyla ve suni teneffüsle yaşatılmaya çalışılacak.

500 Bin Ermenistan yurttaşı ise, yine yaşamak için Türkiyeye sığınacak.

Türkler onlara tarih boyunca olduğu gibi abilik ve hamilik yapmaya devam edecek.

Türk-Ermeni ilişkilerinde size sunulanın aksine, bugünün realitesi işte bu.

Hrantla Ermeni olanları sokağa dökenlerde, kin tohumu ekerek intikam hasatı toplamaya çalışanlarda, kan ve ölüm ayini düzenleyenlerde, büyükelçilerimize uzanan silahın tetiğini çekenlerde hep aynı meşum güç odaklarıydı.

Dün Taşnak ve Hınçak çeteleriyle Türkleri soykırıma uğratanlar, kendi kirli geçmişlerini Ermeni Soykırımı Yalanıyla kamufle etme çabasında.

Hrant bile, Biz 100 Yıl önce Avrupalılara güvenerek bir maceraya atılmıştık, bu da bizim sonumuzu hazırladı demiyor muydu?

Kaçaznuniye bakın, Rus ve İngiliz devlet arşivlerine girin. Orada soykırımı kimin gerçekleştirdiğini göreceksiniz.

Bilim ve entellektüelizm adına inkara yönelen ve bize akıl öğreten içimizdeki Ermeni muhiplerinin karanlığına ve cehaletine hiç ihtiyacımız yok.