Beslenme ve Diyet Uzmanı Prof. Dr. Emel Alphan, “Dünyada 3 kişiden birinde Metabolik Sendrom görülmektedir. Yani her geçen gün ene doğru büyüyoruz. Bu da demek oluyor ki yakında hemen hemen herkes şişman olacak” dedi.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğrencilerine 'Metabolik Sendrom' semineri veren Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Alphan, erkeklerde kilo fazlalığının kadınlarda ise obezite oranının çok yüksek olduğunu dile getirerek, “Çocukluk obezitesi dünya genelinde yükseliş gösteriyor. 3 çocuktan neredeyse biri obez. Anne babada obezite varsa çocukta da obezite görülme olasılığı artıyor. Bunun yanı sıra aktivite azlığı ve enerji alımındaki dengesizlik de obezitenin artışında önemli etkenler arasında yer alıyor.” diye konuştu.

KAHVALTI ÖNEMLİ BİR ÖĞÜN

Ev dışı yemek yeme alışkanlığındaki artışın da kilo alımında önemli bir etkisi olduğunun altını çizen Alphan, şunları söyledi: “3 dilim baklava 6 dakikada yenebiliyor ancak baklavadan aldığınız enerjiyi harcamak için yaklaşık olarak 2 saat aktivite yapılması gerekiyor. Tüketimi artırmak için hazırlanan menülerin ve tabakların boyutlarının artırılması da kilo alımında önemli bir etken. Yediklerimizin miktarları ve enerji alımıyla harcaması arasındaki dengesizlik arttıkça kilo alımı kaçınılmaz oluyor. Güne kahvaltıyla başlamak çok önemli ancak kahvaltı yapanların sayısı da oldukça az.”

ELMA TİPİ BENZETMESİ

Metabolik sendromun ile elma tipi kilo artışının bağlantılı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alphan, “Türk kadınlarında şimdiye kadar bilinen 'armut tipi' dediğimiz daha çok kalça ve basen bölgesinde artan kilo artışında değişiklik olduğu ve elma tipi dediğimiz karın bölgesindeki kilo artışının daha sıkgörülmeye başladığı araştırmalar sonucu ortaya çıktı. Türkiye'deki kadınlarda Metabolik Sendrom görülme sıklığı erkeklere kıyasla daha fazla.” açıklamasında bulundu.

BEL ÇEVRESİ GENİŞLİĞİ

Prof. Dr. Alphan, bel çevresinin genişliği ile tip 2 diyabet riskinin arttığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Bel çevresindeki artışın yanı sıra glikoz ve yağ metabolizmasında da sorunlar olduğu ve tip 2 diyabet riskinin arttığı bu “kardiyovasküler risk demeti”ne 1999 yılında Metabolik Sendrom ismi verildi. Bel çevresi ölçümü ülkelere göre farklılık gösteriyor. Metabolik sendrom Tip 2 diyabetin haricinde kardiyovasküler hastalıkların riskini de 20 kat artırıyor. Ayrıca Metabolik Sendrom'u olan kişilerin ölüm oranının da daha fazla olduğu tespit edilmiştir.” LEYLA ÖZEKŞİ POLAT