Eğitim-Bir-Sen, 15 Mayıs 2014 itibarıyla Milli Eğitim'de en yakın rakibiyle arasındaki farkı 50 binlere çıkardı ve GENEL YETKİLİ SENDİKA olma özelliğini sürdürdü… HEY GİDİ GÜNLER HEY… Sendika üye numarama bir kez daha baktım 3.458 yazıyordu. Şimdi ise 252.996 rakamına ulaşılmış durumda… İlk üye olduğumda 1997 yılıydı. Ben ve eşim Gaziantep'te birlikte üye olmuştuk… Ben Gaziantep'in 11. eşim 12. üyesiydi… Kimsenin adını sanını bilediği bir sendikanın bir elin parmaklarını geçmeyen üyeleriydik… Tabiri caizse bu davaya inanan İLKlerdendik… Daha sonra 28 Şubat yaşandı ve parmaklarımızı kestiler, ancak biz yine de üye olarak kalmaya devam ettik… O zamanlar sendikaya üye aidatını cebimizden veriyor, sendikayı yaşatmaya çalışıyor, Öğretmenler Vakfı'nın bünyesinde yaşama mücadelesi veriyorduk. 28 Şubat'ın güçlü kolları vakfa ulaşınca vakıf kendini fesh etmek zorunda kaldı. Biz de o yerden taşınma ve sendika olarak devam etme kararı aldık… 2000 yalında Düğmeci Mahallesine Kabalcıoğlu Apartmanına taşındık… 2001 yılında Sendika Kanunu çıktıktan sonra bile onlarla ifade edilen bir sayıya ulaşmıştık. Türkiye'de 5.000 üyeyi geçemezsek konfederasyon olamayacaktık. Neyse kıl payı geçtik… Aidatlar resmileşmiş, ancak bizim cebimizden verme davranışımız değişmemişti. Çünkü PARA yoktu… Derken Şube Sekreteri oldum… Değerli dostum İlhan ERANIL Ankara'ya gidince bu görevi zorla bize verdiler, zaten alacak kimse de yoktu… O zamanlar GÖREVLER ZORLA VERİLİYORDU… İlhan Bey bir süre Ankara'da sendika Şube Başkanlığı yaptı, şimdi İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu. Sendika başkanımız Mithat Bey Şahinbey İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü olunca başkanlık bana kaldı. 400 kişiyle devraldığım başkanlık görevimi 11 aylık bir ara hariç 2010 yılı Kasım ayına kadar devam ettirdim… 4.300 üye ile ve yapılan onlarca faaliyetle başkanlıktan kendi rızamla ayrıldım… Ara verdiğimde de kendi rızamla ayrılmıştım… Bugünden bakınca hata yaptığımı düşünüyorum… BIRAKMAMALI VE DEVAM ETMELİYDİM… Türkiye'deki şubeler içinde ilk sendika Şube Binasını satın alan şubeydim… Bir ayda en çok üye yapan ilk il de uzun bir süre Gaziantep oldu… 2005 yılında ilinde yetkili olan ender şubelerden biriydik. TSK antentli operasyon ilk bize yapıldı. Fotomontajlı ilk saldırıya uğran şube de biz olduk. Birçok ilklerin yanında bunlar önemliydi. Bir de ilk kez olağanüstü kongre yapılan il de bizdik… Gece gündüz demeden çalıştığım, dünya kadar işlerle boğuştuğum anları hatırlıyorum… Hele hele rakiplerimle yaptığım mücadeleleri… Benim rakiplerim güçlü ve dişli adamlardı… İkisi de Ankara'ya Genel Merkezlerine gittiler. Ancak ben onları sendikal etkinlikte çok ama çok gerilerde bıraktım. 2004 yılında üye sayıları sayılırken bana gülüyorlardı… Çünkü okullardan birer ikişer üye çıkıyordu… 2005 yılında ben onlar güldüm… Güçlü yönetim oluşturmak için, GENİŞ YÖNETİM anlayışını ilk ben getirdim. 30 kişilik yönetim kurulu toplantılarını birlikte yapan tek ildim. Bunun semeresini de kat be kat fazlasıyla aldım. Yönetimimde bulunan hemen hemen herkes BİR YERLERE GELDİ… Bu benim için gurur verici bir durum… Cumartesi toplantılarında üyelerine her konuda bilgi veren ve tıklım tıklım toplantı salonunu dolduran da bizim şubeydi… Birçok kişiye yardımcı olduk, haliyle ve birçok kişiye de referans… REFERANS OLDUKLARIMIZ DOST KALMADI, İŞİNİ YAPMADIKLARIMIZ İSE DÜŞMAN OLDU… Sanırım bu işin doğasında bu var… Bıraktıktan sonra anlıyorsunuz… Paralelci bir İl Milli Eğitim Müdürü aleyhinde şu an başbakanımızın söylediklerini 2010 yılında söyleyince adım cüzzamlıya çıktı. Odalara alınmadım, dışlandım, harlandım, horlandım… Dün işini yaptığım adamlar selam bile vermedi… Soruşturma için okuluma gelinerek, tutanaklar tutuldu. Tehditler aldım… YILMADIM, GEMİYİ BIRAKIP KAÇMADIM… Beni tehdit edenlerin, selam vermeyenlerin adları şimdi bir yerlere MÜDÜR OLMASI için geçiyor ve ben gülüyorum… Konuşmaya ve söylemeye gerek yok bu DÜZEN DEĞİŞMEZ… Ne kadar çok yıkama, yağlama o kadar çok ekmek… Emanet ehline verilecekmiş… NE BÜYÜK YALAN… İnsanların işlerini yapacağız diye siyasetle ve milletvekilleriyle BİLE kötü oldum… Ama zaman beni haklı çıkardı… Ama olan bana oldu… Krizler, insanların gerçek niyetlerinin sorgulandığı zamanlardır… 28 ŞUBATTA BU SENDİKADA DİK DURMAYI BECEREBİLENLERİ SAYGIYLA SELAMLIYORUM… Şimdilerde insanların değişik kademelere geldiğini görünce bir yandan seviniyor gurur duyuyor ama bir yandan da içimde tarif edemediğim bir şeyler kopuyor… Özellikle Milli Eğitimde bir göreve gelmiş olanların %80'inde doğrudan veya dolaylı katkım oldu… İyidir kötüdür bilemiyorum… Sahaya çıkınca forma değiştirenleri de gördüm… Aslını inkar edip eleştirenleri de… Yaşayınca görüyorsunuz… Eğitim-Bir-Sen ilelebet var olacak ve sonsuza kadar yaşayacaktır biliyorum… BU BİNANIN TEMELİNDE ADIM, BÜYÜMESİNDE KATKIM OLDUĞU İÇİN GURUR DUYUYORUM… Şimdi kendi köşemden bunları yazarken elbette gözlerim doluyor… BAŞÖRTÜSÜ MÜCADELESİ VERDİĞİM, SAVUNMALAR YAZDIĞIM, AVUKAT BULAMADIĞIMIZ ZAMANLARDA İDARİ MAHKEME DOSYALARI HAZIRLADIĞIM KİŞİLER BENİ HATIRLAYACAKLARDIR, DİĞERLERİ HATIRLAMASA DA OLUR… Muhabbetle…