Kendimden geçtim. Dağıldım, delirdim bir yemekler yedim olamaz böyle bir şölen.
Adamın kendisini mutlu etmenin yolu ilk yemekten geçer. Vedat Miror modundayım midemde cümbüş var.
Tamam tamam kendime bir ayar çekiyorum...
Evet efendim rotamız Ayvalık Cunda.
Balıkesir'de minicik bir yer. İlk taş köprünün olduğu, bununla her saniye gurur duydukları sınırsız bir mavilik.
Önce Ayvalık , orası küçük bir kasaba. Evlerin önünde çiğdem çitliyen şalvarlı teyzeler var. Klasik sahil havası miskinliğindeki amcalar.
Paytak paytak dolaşan ördekleri, tembel kedileri, köpekleri. Hani evcil hayvan kültürünün abartıldığı bir yer.
Yıkıntılar arasında pembe panjurlu evlerin olduğu, gözü açılmamış insanların samimi ve mütevazı yaşamıyla boyalı buralar.
Kimsenin yokluktan canı yanmıyor , inadına mutlu inadına hayat dolu.
Çarşıdaki meşhur Güler pastanesinin ismini duyduk. Taş fırında pişen lor tatlısının ismi kulağa kışkırtıcı geldi. Saldırdık vitrinde görünce.
90 yıllık bir tarih, babadan oğula geçen bir servet. İlk günki heyecanla, ilk oldukları yerde bugünde hizmet veren pastane.
Antep'in fıstıklı baklavasına rakip , tatlı lorlu odun ateşinde pişen Ege baklavası. Yıldızı oldukça parlak bir tad.
Pazarını, çarşısını hatim ettikten sonra sahilden uzadık Cunda'ya.
Arnavut kaldırımlarından usul usul otele yürüdük. Mevsim sonbahar, bu sessizliği ürkütmeyelim dedik.
İyot kokusunu içimize çekip, içimizi temizledik. Caddesi kaybolmuş Cunda'nın.
Daracık sokaklarında cumbalı evler. Sokaklara taşan zeytin ağaçları.
Yalın ayak bavullarla sahilden geçtik. Küçük kayıklarında elleri nasırlaşmış balıkçılar vardı. Yanında da mangal da cızbız balık.
Mis gibi rokası bol limonlu, kadehte rakı şerefine karşı kıyıların.
Umrunda mı dünya kimsenin balığı rakısı varsa değmesin kimse keyfine.
Bavulları otele salladık. Taş kahvede dibek kahvesi söyledik. Bin tane kedi ayaklarımızın ucunda, mehtaba daldık.
Hava hafif kararmaya başlayınca otele geçtik önce. İstanbullu bir aile tarafından restore edilmiş.
Bir zamanlar bahçesinde çocuk olduğu evi otele çevirmek iyi fikir olmuş gerçekten.
Şöminenin önüne sıralandık önce, mavi pervazlarından süzülen bahar yağmuruyla, toprak kokusuna doyduk.
Yok buranın şartı şurtu. Özgürsün dilediğin kadar. Oturduğun yerde yıldızları parlatabilirsin mesela , bulutları seyredebilirsin.
Kafanı tavana kaldırdığında koskocaman bir pencere. Masallardaki gibi. Sınırsız bir bulut kümesi. Elini kaldırsan avuçlarında tutabilecekmişsin gibi. Çılgınca bir romantizim of of.
Veeee gelelim asıl konuya. Endamı çalımı almış başını gitmiş. Git, bak, gör. Ye , iç, sindir dön yine ye.
Bay Nihat efsane yer.
Abi adam döktürmüş. Burası Bay Nihatsız sırıtırmış. Şimdi tam olmuş. Dekor mekor hikaye. Sen mezelere, balıklara gel.
100'ün üzerinde meze çeşidi. Balık pastırmasından tutunda, 10 yıllık marine edilmiş peynir suflesine.
Yengeçli üçgen börekler. Deniz börülcesinin müthiş sosu, tereyağlı fener balığı... Herşey. Sınırı sayısı yok.
Boydan boya bir meze dolabı. Şak diye ışığını yakıyor. Git git, ye ye bitmez. Çabalama bitirilemez.
Duvarlarda gazetelerde haklarında çıkan yorumları, resimleri, ödülleri.
Saygı hizmet üstün. Damağın zaten zevkten dört köşe. Kaç soda içip, yemeye devam ettiğimizi unuttum.
Geceyi ordan çıkıp bir mahzende son buldurduk. Bildiğiniz mahseni kafe yapmışlar. Şömine yine yanıyor. Biliyorum bu sıcakta pek cazib gelmiyor ama çıtır çıtır odun sesi, tahta bardakta sıcak şarap. Bol tarçınlı. Defne yaprağıyla süslenmiş Cunda peynirleri. İyi gidiyor. Sonra Ben Leyla gibi attım kendimi otele. Sabahına en dinç halimle uyandım. Cıvıl cıvılım. Bindim bisiklete başladım Cundayı altına üstüne getirmeye.
İnsanların balık telaşı, sıcak ekmek kokulu sokakları, sakızın envayi çeşidi ve oyalı bandanalar..
Dönme vakti...
Bu aylarda yine gideceğim. En masum halini gördüm. Biliyorum bildiğim kadar değil Cunda. En yakın zamanda yazın telaşını da keşfetmeliyim.
Onlarıda kaleme alıp size anlatmalıyım.
Görülmesi gereken masal tadında yer Cunda. Yazın daha bir güzel daha bir başkaymış.
Hadi alın bavulu atlayın otobüse istikamet Ayvalık..
Sizin yerinizde olsam bir dakika bile beklemez giderdim.
Hadi sizde öyle yapın. İyi gezmeler........