DTP?nin kapatılmasının ardından Ankara?yı bir telaş sardı. Efendim, demokratik bir ülkede parti kapatmak olur muymuş?
 DTP?nin kapatılması siyasi kayıpmış. DTP velilerinin istifasını kabul etmeli mi? Etmemeli mi? AKP etmeyiz diyor. MHP ile CHP ederiz diyor. En makul çözüm de Ufuk Uras?ın hülle partisine katılması ve kaldıkları yerden devam etmeleri. Türkiye?nin başka hiçbir sorunu yoktur.
 Tekel işçileri, itfaiyeciler, eczacılar, ilaçsız kalacak olan çalışanlar, ekonomideki dibe vuruş, komşumuz İran?ın hızla silahlanması, domuz gribi, esnafın siftahsız kepenk kapatması, kredi kartı mağdurları, protesto olan senetler, kapanan fabrikalar, Reşadiye şehitleri, belediye otosunda yanan Serap?lar? vs. sorun değil. Ülkenin bütün kentlerinin sokakları ile İsrail işgalindeki Filistin sokaklarının aynı manzarayı yansıtması sorun değil. Ya nedir sorun? İmralı canisinin odasının metrekaresi ilk ve büyük sorunumuz. Sanırsınız ki, Apo canisi bir komutan ve İmralı da onun karargâhı. Rahat çalışması, PKK teröristlerini daha iyi yönetmesi için huzur ve rahatlık ortamında bulunması gerekiyor. TC Devleti kaşarlanmış bu katilin bir kılındaki bükülmeden bile sorumlu. İkinci en büyük sorunumuz da kapatılan DTP vekillerini Mecliste tutma yollarını bulmak. Halihazırda başka bir sorunumuz yok.
DPT, İmralı-Kandil-Ankara üçgeninin Ankara?daki köşesi. PKK teröristlerine terörist demeyen bu parti görevlerini de Meclis Başkanlığından değil, açıktan ve alenen İmralı canisinden almakta. Yani DTP vekillerine kravat takmış ve Meclis?e girme hakkı kazanmış teröristler diyebilir miyiz? Deyip demeyeceğimize siz karar veriniz. Ancak, kesin olan bir şey var ki, bu vekiller Kürt hakları adı altında PKK?yı savunmak için Meclis?te bulunmaktalar. Sözü geçen vekiller nasıl hizmet ediyorlar. Emine Ayna?yı hepiniz tanırsınız. Doğu ve Güneydoğuda ne zaman bir miting veya toplantı olsa parti otobüsü üzerinden devlete kafa tutmakta. Ahmet Türk de aynı.
 Aysel Tuğluk Seçimler sona erinceye kadar cezaevindeydi ve terör suçundan yargılanmaktaydı. Seçilince cezaevinden alınarak Meclis?te ağırlanmaya başlandı. Bu şahısların TC Devletine hizmet ettiklerini iddia edecek bir babayiğit var mı? PKK teröristlerine hizmet etmediklerini iddia edecek biri var mı? Sanırım her iki sorunun da tek yanıtı var. Yok? Peki, bu kişilerin Meclis?teki görevlerine devam etmeleri için yanıp tutuşanlara ne oluyor? Bu kişilerin Meclis çalışmaları kimlere ve nasıl bir hizmet olacaktır? Memleketin yararına mıdır, zararına mıdır? PKK?nın yararına mıdır, zararına mıdır?
İşin daha garip bir yanı var. Vekillikleri Anayasa Mahkemesi kararıyla sonlandırılan Ahmet Türk?le Aysel Tuğluk?un Meclis?te görevlerine kaldıkları yerden devam etmeleri için çözüm yolları aranmaya başlandı. Eğer bu iki kişiyi de Meclis?te tutmanın formülünü bulurlarsa Anayasa Mahkemesi?nin aldığı karar kendiliğinden yok olacak. Çünkü, mahkemenin aldığı kararda uygulanan tek madde DTP adında bir partinin kapatılmasıdır. Ancak DTP?nin kapatılmasına rağmen bir tek harf değişip BTP olarak Meclis?teki göreve devam edilecek. DTP ile BTP nin en büyük ve tek destekçisi halen hükümet etmekte olan iktidar partisi AK Parti. Halkın büyük bir çoğunluğunun oylarıyla iktidara gelen bir parti, nasıl olur da İmralı-Kandil-Ankara üçgeninde çöreklenmiş, ülkenin milli birlik ve bütünlüğüne kasteden bir oluşumu destekler??? Acaba, Türk halkının bilmediği ve sadece kendilerinin bildiği özel bir durum mu var? Anayasa Mahkemesi kararlarını pasifize edecek kadar önemli olan bu özel durum nedir? Demokratik (Kürt) açılım mı? Başka açılmak isteyen yerleri nasıl açacaklar acaba? Mesela Alevi açılımını nasıl açacaklar? Kimsenin aklında olmayan ama sayın Başbakanın akıl ettiği Roman açılımı n?olacak? Heybeliada?yı nasıl açacaklar? Patriği çarmıhtan kurtarıp, Ekümenük yapacaklar mı? Artık bundan sonra açan açana. Geçmişte oniki adalar sorunumuz vardı. Sürekli geliştik ve sorunumuza iki ada daha ekledik. İmralı sorunu. Heybeliada sorunu. Dayan AKP?.