Gaziantep'e gelinceye kadar kitap yapma şans ve umudum yoktu. Gaziantep'e geldikten sonra bazı arkadaşların yerelde kitap yaptırdıklarını gördüm. Gelişen teknoloji kitap yaptırmayı kolaylaştırmıştı.

Geçmişte yazdığım şiirlerimden kaybolmayanları topladım. Yeniden düzenledim. Belirli aralıklarla Yitik Sevgiler, Bu Kentin Yalnızları ve Hasrete Yolcuyum adıyla üç kitap yaptım. Kitaplarımı Üstat Abdurrahim Karakoç'a gönderdim. Kısa süre sonra Akit Gazetesindeki köşesinden kitaplarımın tanıtımını yaptı. Kilisli Şair Şevket Bulut da ortak tanıdığımız çıkmıştı. Bundan sonraki zamanlarda üstatla sürekli telefonlaştım. Yolum Ankara'ya düştüğünde görüşme fırsatı bulamadım ama aramızda bir dostluk ve gönül bağı oluşmuştu.

Aradan yıllar geçti. Bir gün Konya'da hastanede yattığını öğrendim. Akciğerlerinden rahatsızdı. Üç aylık tedaviden sonra iyileşip Ankara'ya döndü. Artık ilaçlarla yaşamaya başlamıştı.

Bir yıl sonra tekrar hastalandı. Kullandığı antibiyotikler yüzünden akciğerlerinde mantar oluşmuştu. Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesinde tedaviye alındı. Belirli aralıklarla telefon ediyor, yakınlarından haberini alıyordum. Doktorlar şiirlerinin seslendirilerek yoğun bakım odasında kendisine dinletmeyi önermişti. ''Vatan Aşkına'' konulu şiirimi yazarak ona ithaf ettim. Seslendirip dinlettiler. Yoğun bakımda olduğundan telefonla görüşemiyordum. Ancak bu arada net ortamında öldüğü konusunda mesajlar yayınlanmaya başlandı. Ben her gün telefon ediyor, durumu öğreniyor ve mesajları yalanlıyordum.

Bir gün yayınlanan mesajlar gerçek oldu.

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.