Gaziantepspor dün deplasmanda Trabzonspor maçına o kadar mükemmel başlamıştı ki Muhammet Demir ve Erdem Şenin golleriyle daha yirminci dakika dolmadan farkı ikiye çıkartarak galibiyet adına büyük umutlar içerisine girmiştik. Karşılaşmanın ilk yarısında günün de olan futbolcularımız kazanmak adına ve galibiyeti koruma isteği doğrultusunda ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Devreye de 2 – 0ın vermiş olduğu moralle girdiler ama ne olduysa o ikinci yarıda oldu maça oldukça hızlı başlayan Trabzonspor aradığı golü hemen bulunca dirençleri arttı ama arka arkaya attığımız ve yediğimiz gollerle futbolcular tekrar kendilerini sıkıntıya sokabilecek bir duruma geldiler. Bu Trabzonspor bir daha bu kadar kötü bir gününde ne zaman yakalanır bilemem ama kaçan balık gerçekten büyük oldu. İki pası bir arada yapamayan, ayakları top taşıyamayan ve da önemlisi kendilerine güvenemeyen Karadeniz ekibi karşısında bizim futbolcularımız da onlara ayak uydurunca ortaya bol gollü bir maç çıktı. Özellikle 4 -2yi yakaladıktan sonra siyah – kırmızılı kramponlar skoru koruma yerine rakiplerinin üzerine cesaretle gitmiş olsalardı Trabzonspora kendi evinde tarihi bir hezimet yaşatabilirlerdi ama ne yazık ki korktular ve bir puana razı oldular. Hadi anladık son dakikalara kadar tek farklı öndesiniz ama topu üçüncü bölgede oylamak yerine kendi ceza alanı önünde döndürmeye kalkışmak neyin nesi. Oğulcan Çağlayan gibi genç ve güçlü bir oyuncuyu aldıktan sonra neden rakip sahanın en uzak köşelerine topu taşıyarak rakibi oyalamazsınız anlamak mümkün değil. Bir amatör futbol takımı dahi böylesi durumlarda aynısını yapardı ama Gaziantepspor kendi ceza alanı önünde rakibi kabul edince 3 puan yerine beraberlik alarak haftayı kapatmak zorunda kaldık. Gaziantepspor kesinlikle rakiplerini böylesi durumlarda yakaladıkları zaman hiçbir şekilde acımamalı aksi takdirde elden kaçırdıklarını maalesef sezonun son haftalarına doğru çok arayacağız.