Cumhuriyet Halk Partisi, Türk siyasetinin olmazsa olmazı. Cumhuriyeti kuran, Türkiye'nin bugün ulaştığı çağdaş toplum yapısının oluşmasında büyük katkıları olan bir siyasal parti, aynı zamanda Cumhuriyetçi nesiller, Devrimci kadrolar yetiştiren bir okul.

Peki, bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi başlangıç ilkeleriyle özdeşleşen ve Devletin kurucu felsefesiyle ne kadar barışık.

Kılıçdaroğlu sonrası 'Yeni CHP' adıyla yeniden dizayn edilen, Washington'un emri gereği terbiyeli bir maymuna dönüştürülen parti 'Altı Okçu' ideolojik felsefeye ne kadar uyumlu.

Cemaatçilerden, PKK'lılara, Tesev'cilerden, İkinci Cumhuriyetçilere kadar siyasal bir yığıntı haline getirilen CHP, ideolojik tutarlılığı olmayan ve giderek devşirilen yapısıyla Türk halkının beklentilerinden uzaklaşan bir görüntü çiziyor.

Ulusalcı Sol'la bağlarını koparacaklarını söyleyen Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak, acaba kimlerin değirmenine su taşıyor?

Geçmişte Blair solculuğuna öykünerek günü kurtarmaya çalışan İngiliz İşçi Partisi'ni esin ve ilham kaynağı olarak CHP'ye monte etmeye kalkışan aymazlıkla bugünün CHP'si arasında ne fark var?

Halbuki CHP'nin ve Türk halkının yaşam deneyimi ve bünyesinde yeşerttiği devrimci pratiği, emperyalist bir ülkenin güdümlü sol siyasal partisine ihtiyaç duymayacak kadar güçlüdür.

Günümüzde ise Nazım Hikmet'ten şiirler okuyarak, Che Guevera'nın beresini takarak, 68 Hareketine şirinlik gösterilerinde bulunarak Devrimci olunmayacağının ve sol siyasete katkı sağlanamayacağının en bariz göstergesi Kılıçdaroğlu'nun kendisi olmuştur.

Dillendirdiğiniz Türkiye gerçekliği hayatın praği içinde kendine yaşam alanları bulamıyor, dahası düşünce ve doğrultu tutarlılığınız yoksa, sarf ettiğiniz sözler birer lakırtıdan öteye geçemez.

Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün verdiği gollük pası iyi değerlendiren Tayyip Erdoğan'ın mahareti, Kılıçdaroğlu'nun pek uyumlu muhalefetiyle gün geçtikçe daha da artıyor.

Dersim Hadisesinde Devrimci Cumhuriyet Devleti'nin, Gerici ve Bölücü Seyid Rıza ve avanesine karşı verdiği mücadeleyi savunamayan Kılıçdaroğlu, CHP'ye harakiri yaptırmayı başarmıştır.

BDP'yle 'Vicdani Red' ittifakı kuran aynı CHP, bu kez Akif Hamzaçebi ve Muharrem İnce'nin teklifleriyle Türkçe'nin dışındaki dillerde siyasal propaganda yapılmasını öngören yasa teklifini TBMM'ye sunabilmiştir.

Her fırsatta CHP'li dostlarıma bulunduğum telkini burada yineliyorum. Mevcut siyasal konjoktürü sorgulayın, Parti Genel Merkezi'nin politikalarını iyi analiz edin, özellikle tuzaklarla dolu bu 'Anayasal Yazılım Süreci'ni takip edin. CHP otobüsünü uçuruma doğru sürükleyen kaptan pilota dur demeyi bilin.

Bir kitle partisi olduğu kadar, ideolojik duruşu olan partinizi koruyun.

Bilin ki, koruduğunuz salt partiniz ve ilkeleriniz değil, aynı zamanda Türkiye'dir.