Cumhuriyet Halk Partisi, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün ortaya attığı iddialarla sarsılırken, yeni tartışmalarla birlikte yaşanan tablo gericilikle bölücülüğün bir kere daha ittifak ettiğini gösteriyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teyzeoğlu Hüseyin Aygün, Cumhuriyet Devrimlerinin savunma reflekslerini katliam olarak adlandırılmış ve CHP iktidarı üzerinden Atatürk'ü sorumlu tutmuştu.

Ortaya atılan bu iddialar elbette yeni bir kan ve kin sürecinin tetikleyicisi olacak kadar belden aşağı ve alçakçadır.

Bu durum Seyid Rıza ve Şeyh Said kalıntılarının yeniden hortlatıldığının, Milli Kurtuluş Savaşı sürecine yeniden dönüşün ve anti - emperyalist savaşının kaçınılmaz bir vazife sayılması gerektiğinin ta kendisidir.

Türkiye gündemi Dersim Hadisesi'ni tartışacak bir durumda değilken, bir yerlerden düğmesine basılan CHP Milletvekilinin akıl dışı çıkışına en büyük destek AKP'den gelmiştir.

Tartışmayı büyük bir zevkle yöneten R.T.E Dersim olaylarına katliam yaftası yapıştırmakta gecikmedi ve CHP üzerinden isim vermeden Atatürk'ü hedef tahtasına oturttu.

Bu yolla rejimi ve Cumhuriyeti sorgulayan Başbakan bir kere daha Devletiyle kavgalı bir hükümet profilinin dünyadaki ilk ve tek örneği olarak hafızalardaki yerini aldı.

Hele bir Adıyaman Milletvekili var ki, evlere şenlik… Kendisine beş numara büyük gelecek sözcüklerin traji - komik bir duruşu adeta.

Mehmet Metiner'den bahsediyorum. "Tunceli" ve 'Sabiha Gökçen" isimleri kaldırılsın istiyormuş. Olur, başka bir arzunuz var mı diyesi geliyor insanın...

Bu sıra savma yarışının diğer bir ismi mevcut hükümetin gediklisi Bülenç Arınç, "Dersim arşivleri açılsın" diyor. Dersim kazındığında altından Bülent Arınç'ın etnik ve fikri kökleri çıkacaktır. Arınç bunu hesap edemiyor.

Bir delinin kuyuya attığı taş misali kırk akıllı durumu yani… Hüseyin Aygün denen kendinden menkul'ün ortaya attığı lakırtı tozu dumana katmaya yetti, arttı bile.

CHP'li Hüseyin Aygün şimdilerde ortada yok, ancak yarattığı kargaşa ve kaos bu durumdan beslenenler için iyi bir malzeme oldu. Gayri Milli blok yeniden Cumhuriyete, rejime, Atatürk'e, devrimlere ve bu yolla CHP'ye karşı yürüteceği yeni bir anti propaganda malzemesine kavuştu.

Bu durumun sebebi, müsebbisi kim? CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teyzesinin oğlu.

Yani kaderin garip cilvesidir ki, karşı Devrimci bir CHP'li, Bölücü ve gerici Seyid Rıza taifesinin yeni versiyonu.

Kılıçdaroğlu önceki gün CHP Grup toplantısında herkese laf yetiştiriyor.

R.T.E ve AKP başta olmak üzere, isyan bayrağı açan 12 imzacı CHP'li de nasipleniyor bu durumdan.

Bir tek olayın faili Hüseyin Aygün bu durumdan müstesna. Genel Başkan "CHP farklı fikirlerin özgürce tartışıldığı bir partidir" diyerek en büyük gafını patlatıyor.

Ben buradan CHP Genel Başkanı'na sesleniyorum;

Cumhuriyet Halk Partisi, sizin ifade ettiğiniz tarzla farklı fikirlerin cenk edeceği bir fikir klübü değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi, ideolojik duruşu ve dünya görüşü belli esas ve kaideler üzerinde yükselen bir siyasal partidir.

Bu partinin ruh ve fikir babası Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürkçülük ise Anti Emperyalist ve Anti- kapitalist bir duruş demektir.

Atatürkçülüğün iki büyük ve ezeli düşmanı vardır, bunlar bölücülük ve gericiliktir. Bugünkü siyasal konjektürde bölücülük BDP'de, gericilik AKP'de zuhur etmiştir.

Ancak görülüyor ki, AKP - BDP kırması bir takım yolunu şaşırmış milletvekilleri CHP içinde yuvalanma olanağını kendinde fazlasıyla bulmuş.

Mademki Hüseyin Aygün'ün ifadelerini fikri serbesti içinde değerlendiriyorsun, karşı imzayla düşüncelerini kamuoyuna deklare eden milletvekillerine neden aynı hoşgörüyle yaklaşmıyorsun.

Asıl tartışılması gerekenler bunlar olsa gerek..