TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Ali Serindağ, Deprem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, deprem bilinci konusunda ciddi kaygılar duyduklarını söyledi. Depreme hazır olmadığımızı dile getiren Serindağ "Ne yazık ki yaşanan depremlerden ders almayı bilemedik, her depremde aynı karmaşa ve aynı acıları yaşamaya devam ettik.Depreme hazır değiliz"diyerek çözümün bir parçası olan jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmadığını ileri sürdü.

Ülkemizde afet yönetimi konusunda çağdaş ülkelerin uygulanan strateji değişikliği benimsenmesine rağmen, deprem zararlarını azaltma çalışmaları yerine, yine eski alışkanlarımıza dönerek günü kurtarma ve yara sarma politikalarının uygulandığına tanık olduklarını belirten Ali Serindağ, "Yaşadığımız bu büyük ölçekli depremlerde tahmini olarak binlerce insanımızı kaybederken, yarım milyonu aşkın konut da ciddi şekilde hasar görmüştür. Çok eskilere gitmeye gerek yok, 1939 Erzincan, 1999 Marmara, 2011 Van depremleri ülkemizin sonuçlarını unutamadığı, hazırlıksız yakalandığımız felaketlerden bazılarıdır" dedi.

DEPREM HARİTASI

Mevcut deprem bölgeleri haritamıza göre; topraklarımızın yüzde 66'sının 1'inci ve 2'inci derece deprem bölgesinde bulunduğunu belirten Serindağ, "Konutlarımızın yüzde 44' ü 1. derece, yüzde 25' i 2. derece deprem bölgesinde yer alırken, nüfusumuzun yaklaşık 34 milyonu yani yüzde 43'ü 1. derece, yaklaşık 22 milyonu yani yüzde 30'u 2. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır" dedi.

DERS ALMAYI BİLEMEDİK

Depreme hazır olmadığımızı dile getiren Serindağ şunları söyledi:"Ne yazık ki yaşanan depremlerden ders almayı bilemedik, her depremde aynı karmaşa ve aynı acıları yaşamaya devam ettik. Çözümün bir parçası olan jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu eksiklikler yaşanacak felaketlerin sonuçlarının daha vahim olmasına davetiye çıkarmaktadır. Günümüz afet yönetim ilkeleri ve dünya genelinde gördüğümüz iyi uygulamalar afet risk yönetiminin çok paydaşlı ve çok katılımlı mekanizmalarla başarıya ulaştığını göstermektedir. Bu noktada, ilgili kurumlarımız ve yönetim erkini elinde bulunduran karar vericiler vatandaşlarımızın afetlere karşı güvenliğinin sağlanması noktasında birinci derecede sorumludurlar. Maalesef bu sorumluluk çerçevesinde yeterli çalışmalar yapılmamakta, başlanmış çalışmalar da bitirilememektedir."