TMMOB Maden Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Cemal Çete, "Ekmek, ekmekçiye verilmediği ve yeterli denetlemeler yapılmadığı sürece, önümüzde bu ve benzeri kazaların tekrarlanması kaçınılmazdır" dedi.

Soma'daki kaza ile ilgili konuşan Çete, menfur kazaları önleme konusunda çok geri kalındığını söyledi. "Kaza öncesinden kısa bir süre önce, “İş Teftiş Kurulu Müfettiş”leri tarafından yapılan denetlemeden tam not alarak çıkan ocak, denetlemelerin de seviyesini topluma bir kez daha sergilemektedir" diyen Çete, "Yeraltı Madenciliğinde, gelişmiş ülkelerde Maden İşçilerine ödenen ücretlerin Ülkemizde, kıyaslanamayacak oranda düşük düzeyde olarak çalışan madencilerimiz, çoluk-çocuklarına bir ekmek parası sağlamak için, bu yolu bile bile zorunlu olarak seçmektedirler" şeklinde konuştu.

PSİKOLOJİK DURUMLARI

Ocaktan sağ olarak kurtulan bir işçilerin tekrar ocağa iner misin sorusuna cevaben, “inerim çünkü kredi kartı borcum var” demiştir cevabını değerlendiren Çete, "Sedyeyi kirletmemek için çizmesini çıkarmak isteyen işçi de, çalışma koşullarının psikolojik vahametini bir kez daha ortaya koymaktadır. Ocakta meydana gelen patlamanın trafo patlaması nedeni ile değil, ocakta zaten önceden alınmayan, taş yüzeyindeki kalıntı kömürlerin oksidasyonundan kaynaklı, karbon monoksit açığa çıkması sonuçlu gaz patlamasından kaynaklandığı konusunda şüpheler gittikçe yoğunlaşmaktadır. Oysa yeterli gaz ölçüm cihazları ocakta mevcut olsa idi, durum önceden anlaşılacaktı" dedi.

OLASI KADER DEĞİL

Türkiye, ölümlü maden kazaları sıralamasında; Avrupa’da birinci, Dünya’da üçüncü seviyesinde olduğuna işaret eden Çete, "Maden kazalarının olası kader olarak düşünüldüğü Ülkemizde; Almanya, İngiltere, Fransa gibi yıllardır tek bir kazanın bile olmadığı ülkelere kıyasla, insan hayatı neden bu kadar ucuz ?... Kazaların asıl sebebi Madenciliği, Mühendisliğin Bilim ve Teknolojisinden uzaklaştıran ve Mühendisi işverenin insafına bırakan yanlış madencilik uygulamalarıdır. Halen Türkiye’de Kömür Madenlerinin büyük çoğunluğu, yapılan özelleştirmeler sonucu özel şirketler tarafından işletilmekte olup, bu uygulamada kar hırsı ile yapılan üretim zorlamaları, uzun çalışma süreleri, sağlıksız barınma ve çalışma koşulları, bu faciaların oluşmasına temel teşkil etmektedir. Yaşadığımız son olay bizlere bunu açıkça ispatlamaktadır. Bu olaydan sonra ne olacaktır? Aslında değişecek olan fazla bir şey yok… Olay yavaş yavaş soğuyacak, bir sonraki kazaya kadar da gündemden belirli meslek grupları dışında zamanla düşecektir. Ateş düştüğü yeri yakar" değerlendirmesini yaptı.BAHRİ GEBEL