Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, miting yapmak için geldiği Gaziantep'te önce sivil toplum örgütleri ve partinin yöneticilerinin bulunduğu toplantıda konuştu. Daha sonra Demokrasi Meydanında partililere seslendi. Sık sık Abdullah Öcalan sloganların atıldığı mitingde, Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Bu arada çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu'na ses çıkarmazken, iki partinin genel başkanlarına yüklendi. Demirtaş konuşmasında, "Benim dışında tabanın belirlediği bir aday yok. Tek adayla seçime giriyoruz aslında eğer halk seçiyorsa. Diğerleri kendi kendilerini seçtiler. Kendi kendilerini aday ilan ettiler. Benim karşımda halkın adayı yok. Keşke olsaydı. Devlet hangisinin olacak, devleti hangisi ele geçirecek bunun çabasındalar" dedi.

Toplantıya HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, MYK üyesi Ali Ürküt, SYKP Başkanı Tuncay Yılmaz, İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Melih Meriç, Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Demirci, Eğitimsen, İHD, Pir Sultan, ÖDP, Çepniler, Tilkiler Derneği'nin yanısıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve işadamı katıldı.

SLOGAN ATTILAR

Mitinge katılanlar sloganlar Abdullah Öcalan lehine sloganlar attı. Öcalan posterlerinin açıldığı mitingde, Biji Serok Apo, Şehit Namırın' sloganları atıldı. Mitingde 'Ne Tayyip Ne Ekmelettin Cumhurbaşkanı Selahattin' pankartı da dikkat çekti. Miting öncesi vatandaşlar Kardeş Türkülerin söz ve bestesini yaptığı Gel Demirtaş şarkısıyla halaylar çekti.

BU DEVLET HEPİMİZİN ORTAK DEVLETİ

Toplantıda konuşan Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı makamına meraklı olmadıklarını belirterek, "Bizi heyecanlandıran her birimizin yeni yaşam çağrısı etrafında bir araya getiren şey zannedersem cumhurbaşkanlığı makamı veya koltuğu değil. Bizler ilk defa Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Çerkez, Gürcü, Türkmen, Alevi, Sünni, Yezidi, Keldani, Yahudi, Rum her birimiz ayrı kimliklerimizle, inançlarımızla ama ezilenlerin ortak duygusuyla ilk defa bu devlet hepimizin ortak devleti, bu vatan hepimizin ortak vatanı öyle olacaksa o halde hep birlikte yönetelim duygusuyla heyecanlandık" dedi.

İKİ ADAYI 3 KİŞİ BELİRLEDİ

İlk defa halkın Cumhurbaşkanını seçeceği bir seçim olacağını anımsatan Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı yarışına adaletsiz bir şekilde girdiklerini belirterek şöyle konuştu:"İlk defa cumhurbaşkanını halk seçecek ama takdir edersiniz ki ilk defa bu kadar adaletsizlikle, eşitsizlikle yarışa başlıyoruz. Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçildiği bir seçimde gerçek bir demokrasiyi halkın önüne sunabilmiş değiliz. 3 adayın belirlenme sürecini sizler yakından izlediniz. Adaylardan birini, Ak Parti'nin adayını kendisi belirledi. Kendi kendini aday ilan etti. Son derece ileri demokrasi örneği sergileyerek hiç kimseye danışmadan sormadan tek kişilik bir iradeyle milletin adamı benim başkan olmaya karar verdim, Cumhurbaşkanı adayı benim dedi. Şimdi bu, halkın Cumhurbaşkanını seçtiği ve seçeceği bir yöntemde asla demokrasi ile alakası olmayacak bir Cumhurbaşkanı adayı belirleme yöntemiydi. Öbür aday yine bir kiş tarafından değil daha da yüksek bir katılımla iki kişi tarafından belirlendi. Biz buna ilk defa halkın seçeceği Cumhurbaşkanlığı Seçimi diyoruz. Yani iki adaya toplam 3 kişi belirlemiş. Halkın önüne başka seçenek konulmadı."

HALKIN ADAYI BENİM

Halkın önemli ölçüde belirlediği tek adayın kendisi olduğunu kaydeden Demirtaş, "Benim dışında tabanın belirlediği bir aday yok. Tek adayla seçime giriyoruz aslında eğer halk seçiyorsa. Diğerleri kendi kendilerini seçtiler. Kendi kendilerini aday ilan ettiler. Benim karşımda halkın adayı yok. Keşke olsaydı. Devlet hangisinin olacak, devleti hangisi ele geçirecek bunun çabasındalar. Biz ezilenlerin seçeneğini doğru değerlendiremezsek, ne yaparsak yapalım, devletçi geleneğin değirmenine su taşımış olacağız. İki aday da bu açıdan birbirinden farklı değil. Adayların geçmişi farklı olabilir. AKP'nin adayı birçok suça, günaha bulaşmıştır. Bu halkın karşısında elbetteki suçludur. Ama diğer adayın kişiliğinden bağımsız, onu destekleyen çizgilerin bulaştığı suçlar az mıdır? Onu destekleyen partilerin bulaştığı suçlar az mıdır? Bunlara nasıl oy vereceksiniz. Kadınları yok sayan, emeğin, ezilenin yanında olmayan, ötekileştirenlere nasıl oy vereceksiniz?" değerlendirmesinde bulundu. 

ADAYLIĞIMIZA TAHAMMÜLÜ YOK

Türkiye'nin bu seçimde yol ayırımına geldiğini, şu anda kavşakta durduğumuzu belirten Demirtaş, "Şu anda kavşakta duruyoruz. 9 gün sonra yapılacak tercihle ya bu kavşak özgürlüğe doğru giden yola sapacak ve oradan yürüyeceğiz ya da otoriter bir anlayışla tek adam yaratıp başımıza bela edeceğiz. Oy vermiş olanların da vebaliyle günahıyla, bu ülkenin bütün ezilenleri daha fazla ezilmeye devam edecek. Sadece koltuk kimin olacak meselesi değil bu. Koltuk bir kişinin mi olacak, halkların mı olacak meselesi. Bir tarafta o koltuk benimdir, ben hak ettim, benim dışımda kimse o koltuğa oturamaz, aday bile olamaz diyen despotik bir anlayış var. Aday olmamızı bile içine sindiremeyen bir anlayış var. 'Nereden çıktı bu? O koltuk benim' diyor. Kendisinin tapulu malı ya? Yıllar ayırmışız, beyefendi gelecek oturacak. Çankaya onun ya. Bizim adaylığımıza bile tahammülü yok. Hakaret ediyor. Her konuşmasında bize hakaret ediyor. Hakaret eden biri nasıl Cumhurbaşkanı olacak, halkın başkanı olacak? Bak, 3 milyon oy almış partinin eş genel başkanıyım ben. Bana 'terbiyesiz' diyebilecek kadar, 'satılmış' diyebilecek kadar seviyesi düşük bir adam, milletin başkanı, halkın başkanı olabilir mi? Sen o 3 milyon kişiye onu söylemiş oluyorsun. Bana oy veren 3 milyon, aileleriyle birlikte 10 milyon kişiye 'terbiyesiz' demiş oluyorsun. Peki o 10 milyonun başkanı olmayacak mısın? Çünkü umrunda değil" diye konuştu.

OY ALMAYI BAŞARIYOR

Televizyona çık tartışalım, herkes kapasiteni görsün, bizi de görsün, seni de görsün, üçümüzü yan yana görsün ona göre karar versin dediğini belirten Demirtaş, "Gelmiyor. Meydanlardan bize hakaret etmek, bizi tehdit etmek hesabına geliyor. Neden? Çünkü bizi tehdit edip, 'Bunlar düşmandır, bunlara karşı bir arada olalım' dedikçe oy topluyor ve birileri buna inanıyor. 'Burada bölücüler var, orada bilmem kimler var, aman Tayyip Erdoğan'ı bırakmayalım ki parçalanmayalım. Tayyip Erdoğan'ın peşini bırakmayalım ki ülke istikrarsızlığa düşmesin.' Sürekli bu yalan üzerine insanları tehdit ederek, korkutarak, kaygılandırarak oy topluyor. Başbakan böyle yaparak oy almayı başarıyor. Ancak toplum artık bu gerilimi kaldırabilecek düzeyde değil. İnsanlar patlama noktasına geldi. İnsanları birbirine düşman hale getirdi. Bir Alevi annenin acısını getirip Gaziantep'te insanlara yuhalatabiliyor." dedi.

AK PARTİLİLERE SESLENDİ

Ak Parti'ye oy verenlere de seslenen Demirtaş, "Başbakanı, Başbakan olarak seviyorsanız ona oy vermeyin,Cumhurbaşkanı yapmayın. Başbakan olarak kalsın, 2015 seçimlerine kadar görevinin başında olsun. Onu denetleyecek, onu frenleyecek, yanlışlarını dizginleyecek, halkın yararına politika üretecek bir halk başkanı seçin onun başına. Aklı başında AKP'linin bunu yapması lazım. Yoksa duygusal bir kararla 'bu benim başkanım, genel başkanımdır, onuCumhurbaşkanı da yapayım' derseniz yarın oluşacak bütün suç ve günahlarda sizin de payınız olur. Bunu yapmayın, bu yanlışa düşmeyin derim. Çünkü kendisi şu anda bu ülkeye kardeşlik vadetmiyor. Kendisi bu ülkenin yarısını burnundan getirmek üzere Cumhurbaşkanı olmaya hazırlanıyor" dedi.

ERDOĞAN'IN BAŞARI SIRRI

Bugüne kadar, faşizmi, tekçiliği, ırkçılığı bu kadar süsleyip demokrasi diye paketleyip, millete yutturabilen başka bir Başbakan'ın gelmediğini öne süren Demirtaş şunları söyledi:"HDP'lisi, MHP'lisi, CHP'lisi, ona oy vermeyen düşman, bu ülkeyi terk etmeli ona göre. Bu ülke kendisinin özel mülküdür. Kafa budur. Ama bunu ileri demokrasi diye satmayı başarabilen iyi de bir tüccardır. Bu konuda yeteneklidir. Bugüne kadar, faşizmi, tekçiliği, ırkçılığı bu kadar süsleyip demokrasi diye paketleyip, millete yutturabilen başka bir Başbakan gelmedi. Onun başarısı budur. Recep Tayyip Erdoğan'ın sırrı budur. Diğerleri bunu başaramıyordu. Ondan önceki başbakanlar faşizmi, baskıyı gizleyemiyordu. Bu iyi yapıyor. Paketi iyi yapıyor. Ambalaj iyi. Bizden bu yüzden hazzetmiyor. Çünkü onun o fiyakalı, cafcaflı paketini bozuyoruz. Teşhir ediyoruz. Hesabımız yok. Küçük pazarlıkçı değiliz çünkü. Bütün halklar, bütün ezilenler adına yoka çıkmış, uzun yıllardır da bunun mücadelesini veren bir hareketin içinden çıkmış bir Kürt genci olarak bunları söylüyor olmam beyefendiyi rahatsız ediyor. Tahammül edemiyor. Çünkü istiyor ki, o kükrediğinde karşısındaki herkes korkudan titresin. O gürlediğinde herkes önünü iliklesin. Herkes Tayyip Erdoğan'ın etrafında biat edip kendisine 'padişahım çok yaşa' desin. Bunu söylemeyen onun açısından yok edilmesi gereken bir tehdittir."

İLERİ DEMOKRASİ

Başbakan'ın Diyarbakır meydanında size her istediğinizi verdik daha ne verelim anneler cezaevinde çocuklarıyla ana dilini konuşamıyordu. Artık konuşuyor diyor. Başbakan buna özgürlük diyor. Allah sanada nasip etsin o zaman inşallah. Tek dil, tek millet diyor. Faşizanca bu tutum Türklere de hakarettir. Polis zabıta tesbit ediyor gerçekten ana dili Kürtçemi diye. Şimdi cezaevinde ana diliyle konuşabilir, ama konuşmanın içeriği suç içeriyorsa, bir daha konuşamazsın. Türkçe suç konuşmak serbest, ama Kürtçe suç da konuşamazsınız. Bunu da ileri demokrasi olarak gösteriyor" dedi.

ÇANKAYA'YA BEN DEĞİL SİZLER ÇIKACAKSINIZ

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde herkesin Cumhurbaşkanı olacağını, yanlış yapan AKP'de, HDP'de olsa bunu engelleyeceğini veto edeceğini belirten Demirtaş, "Ülkenin birliğinin teminatı biziz, onlar ülkeyi parçalanmaya götürüyorlar. Adaylar birleştirici olsaydı bizim aday olmamıza gerek olmazdı. Tek bir oyun bile bizim için önemi var. Duygusal karar verme yerine, yarınınızı, torunlarınızı, çocuklarınızı düşünerek karar verin. Kampanyanın yükünü siz çekiyorsunuz. Ben sadece sözcülüğünü yapıyorum. Çankaya sizin,Çankaya'ya ben değil sizler çıkacaksınız" dedi.

SİYASETÇİNİN TİCARETE GİRMESİ AHLAKSIZLIK OLUR

Siyasetçilerin ticarete girmesinin ranta ve hırsızlığa yol açacağını belirten Demirtaş, "Biz siyasete girince ticarete girmedik. Çünkü bu ahlaksızlık olur dedik. Siyasetçilerin ticarete girmesi ranta hırsızlığa yol açar. Bir başbakanın maaşı dışında hiçbir şeyle asla geçinmemesi gerekir. Başbakanın ticaretle uğraşması, kendisi istese de istemese de ranta yol açar, hırsızlığa yol açar, iltimasa yol açar. Kendileri bunu yaptılar. Şimdi, halkın başkanı olacaksın, halk senin servetini bilmiyor. Devlet daha fazla saltanat, makam, mevki elde etmek için kullanılıyor. Servetlerinin haddi hesabı yok. Açıklamıyorlar da. Bir Cumhurbaşkanı düşünün servetini Kimse bilmiyor. Kendisi biliyor mu ondan da emin değilim. Muhtemelen kendisi de bilmiyor ne kadar parası olduğunu. Haddi hesabı yok çünkü. Ortaya çıkan rakamlar, iddialar, Arap şeyhleri ile ortaklıkları, büyük petrol şirketleri ile ortaklıkları, uluslararası firmalarla ortaklıkları, Türkiye'deki en büyük firmalarla ortaklıkları, eşinin, çocuğunun, damadının ticaretteki muazzam servetleri, başarıları. Bunlar başbakan olmuş biri için utanç vericidir. Biz siyasete girdiğimizden beri asla ticaretle para kazanılacak işlerle uğraşmadık. Ahlaksızlık olur, başka bir şey olmaz" diye konuştu. MERAL KINACILAR