Ergenlik döneminin zor geçmesinin nedenlerinden biri de, gencin bir yandan “kendini bulma ve kendi olma” savaşı verirken, bir yandan da birçok seçim yapmak zorunda olmasıdır. Bu dönemde hem arkadaş, hem hedef, hem de buna bağlı olarak ileride girilecek meslek alanını tercih gibi, çok yönlü bir seçim zorunluluğuyla karşı karşıya gelir.

Seçimlerin belki de en zoru, hedef seçmektir. Günümüzde ergenlerin genellikle en zorlandığı konunun bu olduğu görülmektedir. Pek çok gencin ya hedefi yoktur ya da sık sık hedef değiştirmekte, genç kimi zaman da seçtiği hedefe yeterince inanmamakta ya da güvenememektedir.

Bir uzman olarak, siz anne babaların süreç hakkında bilgilenmesinin, gencin güvensizliğini azaltmaya ve karar sürecini hızlandırmaya katkısı olacağını umarak, bazı öneriler sunmak istedim.

HEDEF BELİRLEME

Hedef Belirleme Kriterleri:

“Hedef belirlemek” ile “istek duymak” çoğu zaman karıştırılır. İsteğin hedefe dönüşmesi için eyleme geçmek gerekir. Eylem aşamasında küçük parçalara bölünmemiş hedefler, kişi için altından kalkılamaz bir yük yaratabilir. Bunun yük haline dönüşmemesi için hedefler aşağıdaki gibi planlanabilir:

- Kısa Vadeli Hedefler (1 ay içerisinde gerçekleşmesi planlanan hedefler): İngilizce sınavından 4, matematik sınavından 3 almak, cumartesi günleri 2 saat arkadaşlarla vakit geçirmek, her gün konu tekrarı yapmak gibi hedefler kısa vadeli hedeflerdir.

- Orta Vadeli Hedefler (1 yıl içerisinde gerçekleşmesi planlanan hedefler): Yılsonunda doğrudan sınıf geçmek, İngilizceyi konuşma düzeyinde ilerletmek, alan seçimi yapmak, LYS-YGS’de hedeflenen üniversite ve bölüme girmek gibi hedefler orta vadeli hedeflerdir.

- Uzun Vadeli Hedefler (2 yıl ve sonrasında gerçekleşmesi planlanan hedefler): Hedeflenen üniversite ve bölümü 4 yıl içinde tamamlamak, ilgi alanlarına uygun bir işte çalışmak, kazancın yeterli olması, araba sahibi olmak gibi hedefler uzun vadeli hedeflerdir.

Görüldüğü gibi kısa, orta ve uzun vadeli hedefler birbirini bütünlemelidirler. Bir basamak gerçekleşmeden diğer basamaktaki hedefe ulaşmak mümkün değildir. Bu basamakların doğru belirlenmesi ve adım adım gidilmesi çok önemlidir.

Hedef:

• Kişinin sahip olduğu yetenek ve güçlerle ulaşabileceği türden olmalıdır.

• Zaman ve nicelik açısından ölçülebilir olmalıdır (Genel ifadeler hedefe ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmede güçlük yaratacaktır).

• Kişinin ne yapması gerektiğini değil, gerçekten ne istediğini yansıtmalıdır.

• Kişiye, çevresine ve topluma zarar verici nitelikte olmamalıdır.

Hedef Belirleme Aşamasında:

• Kendini tanıma,

• Karar verme,

• Sorumluluk alma,

• Eylem planı oluşturma, önemli basamaklardır ve mutlaka ebeveynlerin de desteğini gerektirir.

KENDİNİ TANIMA

“Ne olduğumuzu biliyoruz ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz.” Napoleon

Bireyin yeteneklerine, ilgilerine uygun, sahip olduğu güçlerle ulaşacağı türden hedefler belirlemesi çok önemlidir. Bu doğrultuda hedefini belirleyen gencin ailesinin beklentileri önemlidir. Bu beklentiler gerçekçi değilse genç üzerinde gerginliğe neden olabilir.

Anne baba olarak;

• Gencin isteklerini, beklentilerini, sınırlarını yok sayarak, kendimiz, kendi amaçlarımız, yapamadıklarımız doğrultusunda beklenti oluşturmamalı ve çocuğumuzun bu beklentilere uygun davranmasını beklememeliyiz.

• Gençten beklentilerimiz “Senin için bunları yaptım, karşılığını vermelisin!” tarzında bir senet haline dönüşmemelidir.

• Beklentiler açık şekilde ifade edilmelidir.

• Beklentiler, bu kriterlere uymadığında çocuklar kendi gelecekleriyle ilgili hedef belirleyememekte, aile bu sürece baskı yoluyla müdahale etmektedir.

• Hedefini kendi belirleyemeyen genç, ya bunu kabul etmeyerek ailesiyle çatışmaya girecek ya da hayatını kolaylaştırmak için sorgusuz kabul yoluna giderek, seçme hakkından vazgeçecektir. Seçme hakkından vazgeçen genç, hayatı boyunca her sorununda ailesinin sorumluluk üstlenmesini isteyecek, kendi kararlarıyla hayatını yönetmekten vazgeçecektir.

KARAR VERME-SORUMLULUK ALMA

“En uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlar.”

Karar verme, “sorumluluk alma”, “plan ve program yapma”, “güçlükleri göze alma” gibi etkenlerin de rol aldığı karmaşık bir süreçtir. Genci karar sürecinin karmaşasından koruma amacıyla, anne babanın kararlar vermesi ve kararların sonuçları ile ilgili sorumluğu da anne babanın üstlenmesi genel eğilimdir. Ailelerin savunusu genellikle, “Ama biz yönlendirmezsek o hiçbir şeyi seçemiyor” şeklindedir. Oysaki çocukluğun erken dönemlerinden bu yana, yani oldukça uzun bir süredir gençlerin yerine büyükler karar vermiş, böylece gençler karar vermeyi öğrenememiş, bunun yerine başkalarının verdikleri kararlara uyma kolaylığını yeğler hale gelmişlerdir.

Gençlerde karar verme becerisi ve sorumluluk bilinci oluşturabilmek için;

• Yaş dönemine ve gelişimsel düzeye uygun sorumluluklar vermek,

• Kararları onun vermesini istemek, onu bu yolda desteklemek,

• Sonuçları değerlendirmek, onlar hakkında düşündürmek, eleştirmek ve onun bunu yapmasını sağlamak,

• Yanlışlarını görmesine, onları kabul etmesine yardımcı olacak analiz gücünü kazandırmak gerekir.

Hedeflerini belirleyen ve bu hedeflere ulaşma konusunda harekete geçme sorumluluğu olan gencin ilk yapacağı, plan oluşturmaktır.

EYLEM PLANI OLUŞTURMA

“Planlamaya ayrılan on dakika, uygulamada bir saat kazandırır.” Japon Atasözü

Plan yapmak, pek çok kişinin gözünü korkutur. Çünkü planın özgürlüğü kısıtlayacağına dair, yanlış bir inanış vardır. Özgürlüğüne aşırı düşkün ergen için plan yapmak, tehlike anlamına gelmektedir. Oysa doğru hazırlanmış bir plan, zamanı istekler ve zorunluluklar arasında dengeli olarak dağıtır. Pek çok kişi çeşitli alanlarda plan yapmış, ancak uygulamakta sıkıntı yaşamıştır. Bu şaşırtıcı değildir çünkü herkese uyan standart bir plan yoktur.

Plan;

Kişisel olmalıdır. Bireysel özellikleri, ‘ihtiyaçları, beklentileri, zorunlulukları dengelemelidir.

Uygulanabilir olmalıdır. Olması gerekeni değil, yapılabilecek olanı yansıtmalıdır.

Sınırları olmalıdır. Genel ifadeler yerine, özel hedefleri ifade etmelidir. (Matematik çalışmalıyım, yerine asal sayıları çalışacağım vb.)

Esnek olmalıdır. Uygulama aşamasında yaşanabilecek aksaklıklara karşı, ek zamanlar belirlenmelidir.

Değerlendirme aşaması göz ardı edilmemelidir.

Mükemmel bir plan olmadığı unutulmamalıdır. Planlar hata yapmamak için değil, daha az hata yapmak için oluşturulur.

“Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur.” P.Drucker