"Alanında uzman konuşmacı, bir seminerinde yere bir parça ekmek koyar ve "Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı ?" diye sorar salondakilere.

Salondan hiç ses çıkmaz tabiki.

"Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim" diye devam eder konuşmacı.

Salondan yine çıt yok...

Fiyatı artırarak 5000 dolara kadar getirir.

Bu sırada salonda bulunanlardan birisi,

"-Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine de bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma!" der.

Usta konuşmacı da,

-"İşte değerler eğitimi budur" diye noktayı koyar...

-Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken;

-Bedavaya yalan söyleyen,

-Dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi..?

Acaba yalan söyleme konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık?

Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi..?

Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba..?

Kalabalıkta yerlere çöp atmayan biri, eğer yalnız başına olduğunda atabiliyorsa

"Ne derler" korkusu taşıyor demektir.

Eğer doğru insanlarla birlikteyseniz

NASİPLİSİNİZ.

Ama çevrenizdekiler yanlış insanlarsa,

GEÇMİŞ OLSUN..!"

Bu güzel dersi muhakkak duymuş, yada işitmişsinizdir.

Toplum olarak maalesef değerlerimizden her geçen gün uzaklaşıyoruz.

Kişisel çıkar ve menfaatlerimizi tüm değerlerin önüne çıkarıyor

Her gün biraz daha kaybediyoruz..

Değerlerimizi, insanlığımızı korumak adına

Yalanla kazanmaktansa, hakikatle kaybetmeyi tercih edenlerden olmak dileklerimle.

Hayırlı cumalar.